Fehmi Koru

New York’taki yarışı bir Müslüman kazandı

Geride bıraktığımız üç haftayı Amerika’da geçirdim. Yalnızca ABD’nin değil dünyanın da pek çok yönden en önemli kenti sayılan New York’ta…İsrail ile İran arasında tehditkar mesajlar teati edilirken…Netanyahu İran’ın nükleer tesisleri ile öndegelen bilim insanlarını yok etmeyi hedef alan saldırılarını sürdürürken…İran ürettiği yüksek etkili füzelerle intikam saldırılarına giriştiğinde…Trump devreye girip B2 savaş uçaklarıyla ve denizden fırlatılan can alıcı füzelerle Netanyahu’yu sevindiren Amerikan saldırılarını başlattığında…Dünyada bunlar yaşanırken, çatışmacı ortamdan hayli uzakta, ancak çatışmaya bayağı yakın bir noktadaydım…‘Savaş’ sözcüğü herkesi rahatsız eder, Amerikalılar gelişmeleri ürküntüyle izliyor…150 gün önce Beyaz Saray’a yeniden taşınmış Donald Trump’ı dört yıl önce bir dönemliğine politikacı kimliğiyle tanımışlardı; yine de şaşkındı Amerikalılar…Görevi üstlenmeden önce başlattığı ‘savaşsız ve terörsüz dünya’ vaatleri eşliğinde, ülkesini yeniden dünyanın en büyük devleti yapma hedefinin tam tersiyle karşı karşıyaydılar…Ağzından çıkanların doğru olması, vaatlerini yerine getirmesi, bir dediğinin daha önce dediğini tekzip etmemesi gereken biri değil Trump…Onun bu özelliğini biliyor Amerikalılar…Dış politikası, ekonomide ülkeyi getirdiği durum, yerin dibine batırdığı selefi Joe Biden ile mukayese edildiğinde, Trump’ın her iki konuda onun hayli gerisinde kalan bir performans sergilediğini de görüyorlar…Görüyor ve kimi bu özellikleri sebebiyle kendisinden nefret ederken, kimi de bu özelliklerini görmezden gelerek söylemlerini önemseyip desteğini sürdürüyor.
6826 kayıt, 163 sayfada listelendi..