ŞU kesin: Netanyahu’yu en çok kudurtan lider Tayyip Erdoğan.
*
Tırnaklarını yiyor adı geçtiğinde. Öfkeden kıpkırmızı oluyor. Hedefinde hep Erdoğan var:
*
- Bazen trolleriyle saldırıyor Erdoğan’a.
- Bazen aşırı fanatik ve süper deli bakanlarıyla Erdoğan’ı hedef alıyor.
- Bazen beslediği gazeteciler üzerinden Erdoğan’a hücum ediyor.
- Bazen Erdoğan’a yönelik psikolojik harp teknikleri uyguluyor.
- Dayanamıyor, bazen de kendisi Erdoğan’a sarıyor.
*
Sözde Gazze duyarı kasıp Erdoğan’a yüklenen bazı tipler var. “Erdoğan, İsrail’le işbirliği yapıyor” falan diye palavralar sıkıyorlar.
*
İşte bu tipler... Erdoğan’ın sadece adı geçtiğinde bile...
Netanyahu ve avenesinin aşırı kudurmalarını bize bir analiz edebilirler mi acaba?
HİKMET ABİ GÖRÜNTÜLÜ ARADI
GEÇEN gün öğle saatleri.
WhatsApp’tan görüntülü arandım.
Arayan: Hikmet Abi, yani Hikmet Çetin.
*
Görüntülü aramalara cevap vermeme prensibimi tabii ki çiğnedim ve telefonu açtım.
Selam kelamdan sonra şöyle dedi Hikmet Çetin:
*
“Ben T24’e verdiğim röportajda MHP ile CHP’nin koalisyon kurmasını istemedim. Ben geçmişte böyle bir koalisyon kurulsaydı iyi olurdu dedim. Alparslan Türkeş dönemiydi benim söz ettiğim.”
*
Gerçi Hikmet Çetin, söz konusu röportajda sadece geçmişten söz etmiyor, bugün için de CHP ile MHP’nin koalisyonunu arzu ettiğini söylüyordu.
Ama yaşına hürmeten aksi aksi....
“Yooo Hikmet Bey. Sadece geçmiş için söylemediniz, bugün için de söylediniz. Bakın işte cümleleriniz” falan demedim.
“Öyle mi Hikmet Bey. Ben bir daha bakayım o röportaja” falan diyerek geçiştirdim.
*
Hikmet Çetin’in bende bir kredisi var. Yaşından mı, deneyiminden mi, nezaketin mi? Bilmiyorum. Ama var.
HASAN CEMAL ÖRNEK OLAYI… MUHAFAZAKÂR NE YAPARDI, SEKÜLER NE YAPIYOR
YILLARCA muhafazakârlara itiraz etmiş, muhafazakârların karşı tarafında yer almış, muhafazakârlara ağır biçimde yüklenmiş bir gazeteci, bir aydın, bir düşünür, bir şair, bir yönetmen...
Fikir değiştirip muhafazakârların tezlerini savunmaya, muhafazakârların yaklaşımlarına hak vermeye, muhafazakârlarla ilgili kanaatlerini değiştirmeye başladığında...
Muhafazakâr kesimin tavrı hep şöyle olur:
*
- Aramıza hoş geldin abi.
- Seninle artık daha güçlüyüz abla.
- Kendini aramızda sakın yabancı hissetme.
Hiçbirinin aklına “yürü git be adam, sen ki yıllarca bize neler dedin” falan demek gelmez.
*
Hasan Cemal, geçtiğimiz günlerde...
Özgür Özel’e övgüler dizdi. “Özgür Özel konuşurken gözlerim doldu” dedi. Özgür Özel’e tam destek verdi.
*
Seküler kesimin geneline yakınının tepkileri şöyle oldu:
*
- Yürü git be yetmez ama evetçi.
- Sana ihtiyacımız yok, bizden uzak dur.
- Senin yüzünden bu hallere düştük.
*
İki kesim arasındaki bu tavır farkının nedeni nedir acaba?
*
Muhafazakârlar “ikna etme arzusu” içindeyken...
Sekülerler “biz hep haklıyız, ezelden ebede haklıyız” üstenciliğinde mi?
KEMAL KILIÇDAROĞLU NEDEN MAKALE YAZMAYA BAŞLADI
KEMAL Kılıçdaroğlu, dünyanın gidişatını anlamaya çalışan, dünya siyasetini analiz eden makaleler yazmaya başladı.
Bir makalesi yayımlandı. Devamı da gelecek gibi.
*
Kılıçdaroğlu, neden bu makale işine yoğunlaştı acaba?
*
Sanırım “mutlak butlan” ile yeniden CHP’nin başına gelme umudu kalmayınca...
Çareyi kendisine “Onursal CHP Genel Başkanı” kimliği inşa etmekte buldu.
*
Sadece şunu söylemek isterim: Üzgünüm Kemal Bey. Çok geç.
BENİM GÖZÜMDE ROBERT REDFORD
- Robert Redford / Paul Newman... Hep birlikte belirmiştir hafızamda. Ayhan Işık / Sadri Alışık gibi.
*
- Clint Baba’dan daha yakışıklıydı Robert Bey ama yönetmenliği ondan daha iyi değildi.
*
- Kartpostal çocukluğundan ağır sosyal içeriğe kaydı. Tıpkı Tarık Akan gibi.
*
- Atlara fısıldayan adamdı. Parkta çıplak ayak gezerdi. Karizması hayvan gibi değildi ama yakışıklılığı öyleydi.
*
- Bir erken dönem Brad Pitt’i.
*
- “Başkan’ın Bütün Adamları”nda Dustin Hoffman’la nasıl da döktürüyordu.
*
- Barbra Streisand’sız Robert Redford... Düşünülemez.
*
- “Akbaba’nın Üç Günü” filmini pek beğenirim. Anısına bu akşam onu izleyeceğim.
TCK’YA ŞÖYLE BİR SUÇ GİRMELİ
İKİ çocuk ve bir baba.
Magandanın teki çıkıyor, çocuklarının önünde babaya saldırıyor.
Tokat atıyor, haysiyet kırıyor, çocukları perişan ediyor.
*
Sonuç? Yüreklerimiz parçalanıyor. Öfkeden kuduruyoruz. Şehir magandasını parçalamak istiyoruz.
*
Ama Türk Ceza Kanunu’nda bir tokat atmanın cezası nedir ki?
Maganda kolayca yırtıyor bu işten.
*
“Bir babaya çocuklarının önünde saldırmak” diye bir suç koymak gerek TCK’ya...
Yoksa çoluk çocuk önünde babaların haysiyetini sarsmaya kalkan bu alçaklar adam olmayacak.
İLKİN ROLLENDİ Mİ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Filenin Sultanları’nı kabul etmiş.
Görüntüleri izledim.
Anormal bir şey görmedim.
Gayet sıcak, gayet düzeyli, gayet güzel bir buluşma.
*
Bazıları İlkin Aydın isimli voleybolcumuzun...
Yüzünün asık olduğunu, tavır yaptığını, tuhaf davranışlar içine girdiğini iddia ettiler.
*
Videoyu izledim. O gözle baktım. Bir daha izledim. Bir daha o gözle baktım.
Yok. Öyle bir sonuç çıkaramadım.
Mesafeli bir nezaket göstermiş İlkin. O kadar.
İlkin rollendiyse bile rollenip rollenmediği belli olmuyor. En azından benim açımdan.