CHP davasının ertelenmesiyle coşan para piyasaları, dün biraz daha temkinliydi ama olumlu seyrini korudu. Erteleme kararını “artık bu dava bitti sayılır” diye algılayan hukukçular, piyasalarda doping etkisi yarattı. Ancak dün yapılan açıklamalar ve yorumların “daha bu işin bitmediğine” işaret etmeye başlaması, heyecanı azalttı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar seyahati dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamalar, 15 Eylül davası korkusunun bitmediğini, bu arada CHP üzerindeki baskının, belediye transferleri başta olmak üzere, devam edeceğini gösteriyordu. Bu haber üzerine piyasaların gösterdiği cılız tepki ise bir yandan “hâlâ olumlu haberi satın alma eğiliminin sürdüğünü” gösteriyordu. Öte yandan ise görüştüğümüz bankacılardan, “önümüzdeki süreçte işlerin tersine dönme tehlikesi”ni yeniden tartışmaya başladıkları bilgisini aldık.
15 Eylül CHP davasının ertelenmesine piyasaların verdiği olumlu tepkiye tüm yatırım araçlarında rastladık. Karar sonrası yarım işgününde, Türkiye’nin risk primi mart başındaki seviyelerine kadar düştü, hisse senedi piyasalarındaki artış yüzde 6’yı buldu, tahvil faizleri 2 puana yakın geriledi. Yarım gün içindeki döviz girişinin 2.5 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor.
Eylül başından, yani CHP il Başkanlığı için kayyum atanmasından sonra piyasalarda satış eğilimi giderek güçlenmişti. 15 Eylül’e kadar, bu ayki rezerv erimesinin 10 milyar doları bulduğunu görmüştük. Bunun 2.5 milyar doları dava günü geri döndü, dün ise yavaşlasa da, giriş devam etti. Ancak gelen haber ve yorumlara bağlı olarak ilk andaki coşkulu tepkinin, önümüzdeki günlerde sönümlenmesi beklenebilir.
Kurlarda ise 15 ve 16 Eylül’de, sepet bazında sabit bir seyir olduğu söylenebilir. Dolar kuru küçük oranlı düşüşler yaşarken, özellikle Euro-dolar paritesine bağlı olarak, Euro kuru yüzde 0.5 oranında arttı. Piyasa uzmanları kurlardaki bu harekete bakarak, “kurun düşmemesi için Merkez’in yeniden döviz alımlarına başladığı ancak fazla almaktan da kaçındığı” izlenimi aldıklarını söylediler.
ERDOĞAN’IN ÖNCELİĞİ AÇIK
CHP davasının ertelenmesi ardından çok olumlu yorum yapanlar oldu. “CHP’nin direnişi nedeniyle artık Cumhurbaşkanı’nın yumuşamaya gitmek zorunda olduğunu” söyleyenler de vardı. Kararın ardından “artık mutlak butlan kararı verilemeyeceğini” söyleyenler de vardı ama CHP’nin temkinli tutumu, bu iyimserliğe katılmadığını gösteriyordu.
Katar dönüşü Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar, ilk gün yapılan iyimser yorumları iyice tartışılır hale getirdi. Erdoğan “yargının vereceği karar” diye başlayıp, “Mutlak butlan mı çıkar, başka türlü bir karar mı çıkar, yargının vereceği karardan sonra görürüz” dedi. Mutlak butlan ihtimalini özellikle mi söylediği, ister istemez tartışma konusu oldu.
Belediye transferiyle ilgili söyledikleriyle de birleştirirsek; Erdoğan yargı kararlarıyla yükselttiği siyasi tansiyonu düşürecek gibi gözükmüyor. Görüştüğüm bir hukukçu “butlan kararı verilip, CHP yönetimin yıllardır verdiği kararların yok sayılıp, büyük bir kaos ortamı yaratılmasından” endişe duyduğunu söyledi.
Bazı yorumlarda “ekonomideki bozulma nedeniyle Erdoğan zorunlu olarak yumuşayacak” denildiğine şahit olduk. Bizim gördüğümüz ise, “Erdoğan’ın önceliğinin ekonomi ya da büyüyen yoksulluk olmadığı, kararlarını ‘mutlak iktidar’ planına göre aldığı” yönünde.