Orduda Sessiz Rekabet: Güler’den Sonra Kim Savunma Bakanı Olacak?

Kuliste, iki üst komutanın Erdoğan’ın Güler’den sonra kendilerini Milli Savunma Bakanı ataması hedefiyle çalıştıkları konuşuluyor. Bu resimde 2025 IDEF Savunma Fuarını gezerken görülen komutanlardan Güler’in solundaki Gürak yok, yerine solundaki Bayraktaroğlu geldi. (Foto: X/MSB)

Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) 5 Ağustos toplantısında alınan kararlar arasında en çarpıcı olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak’ın beklenmedik şekilde emekliye ayrılmasıydı. Yaş haddi dolmamıştı. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in özel tercihi olmasa da 2023’te Genelkurmay Başkanlığına getirilmesi kimseye sürpriz olmamıştı.

Başarılı bir subaydı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin yazılı olmayan kurallarından “Altın Yol”dan geliyordu. Yani kariyeri boyunca hem Özel Kalem Müdürlüğü, Sözcülük gibi diplomasi gerektiren üst düzey karargâh görevlerinde hem de muharip birlik ve ordu komutanlıklarında bulunmuştu. 15 Temmuz’da Başkent’in savunmasından sorumlu 4’üncü Kolordu Komutanı olarak Etimesgut Zırhlı Birliklerde tankların harekâtını engellemiş, Genelkurmay İkinci Başkanı olarak Libya’daki birliklere komuta ederek Rusya, Mısır, BAE desteğindeki isyancıların savaşı kazanmamasına katkıda bulunmuş, Karabağ Savaşı öncesinde Azerbaycan ile askeri işbirliği görüşmelerinin Türkiye adına eş başkanlığını yürütmüştü.

Mesele Gürak mıydı?

Gürak’ın görev süresinin uzatılması bekleniyordu. Genelkurmay Başkanı olarak bu imkân vardı. Hatta daha YAŞ toplantısından birkaç hafta önce 10 Temmuz’da TBMM’de kabul edilen yasal düzenleme ile kuvvet komutanlarıyla orgeneral ve oramirallere de 72 yaşına dek uzatılabilme imkânı tanınmıştı.

Bu imkân Gürak’a tanınmadı, emekli edildi. Gürak YAŞ toplantısına girdiğinde karardan haberdar değildi ama Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan biliyordu. Gürak’a tanınmayan imkânın kime tanındığına şimdi geliyoruz ama Gürak’ın “kadrosuzluk” gibi bir nedenle emekliye ayrılması, önce 2024’te Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde bir grup yeni teğmenin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla kılıç çatıp ihraç edilmesine ve 2025’te 12 askerin Irak’ta bir mağara operasyonunda metan gazıyla boğularak şehit olmasına yoruldu. Ama bu iddia tartışmalıydı: bir altındaki sıralı amir Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu cezalandırılmak bir yana, Gürak’ın yerine Genelkurmay Başkanlığına terfi ettirilmişti.

O aşamada Gürak ve komuta kadrosunun ekipleşme nedeniyle tasfiye edildiği öne sürüldü.

Tasfiye mi, yolu açma mı?

Buna göre, Gürak döneminin Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğgeneral Naci Türe’nin Kars, Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Süleyman Şentürk’ün de Hakkari’ye gönderilmesi tasfiyeye işaret ediyordu.

Öte yandan Erdoğan’ın uzun vadede, Bayraktaroğlu’nun yerine Kara Kuvvetleri Komutanlığına atadığı Orgeneral Metin Tokel’i düşündüğü iddiaları, bu tür değişikliklerin aslında Tokel’in yolunu açma çalışması olarak yorumlanıyordu.

Yüzeyi biraz kazıdığımızda ise ortaya farklı bir görünüm çıkıyordu.

Öncelikle, Türkiye’de kamu ya da özel sektörde göreve yeni gelen yetkili genel kural olarak en yakın kadrosunu kendi seçer. Nitekim Gürak da göreve geldiğinde daha önceki Genelkurmay Başkanları gibi kendi tercihi olan özel Kalem ve Genel Sekreterle çalışmaya başlamıştı.

İkincisi, Türe’nin atandığı Kars 14. Mekanize Tugay Komutanlığı da Şentürk’ün atandığı Hakkâri Dağ ve Komando Tugay komutanlığı da Kara kuvvetlerinin en seçkin birliklerinden, “Altın Yol”daki duraklar arasında. Yine tasfiye örneği olarak gösterilen, Genelkurmay Lojistik başkanı Tümgeneral Fethi Oltulu’nun atandığı Hatay’daki Bahar Kalkanı Harekât Bölgesi Komutanlığı da keza Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarının ileri üssü konumunda.

Dışişleri’nde diplomatlara her kademede bir iç, bir dış görev verilmesi eğilimi gibi, Savunma’da da her rütbede bir karargâh bir de kıta görevi verilmesi eğilimi var.

Ordu yönetmeden Genelkurmay Başkanı

Ama bu eğilime uymayan örnekler de var.

Örneğin, yeni Genelkurmay Başkanı Bayraktaroğlu.

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, ordu komutanı olmadan Genelkurmay Başkanı yapılan üç örnekten biri oldu Bayraktaroğlu.

İlk örnek, 1957’de milletvekili adayı olmak için genelkurmay Başkanlığından istifa eden Hakkı Tunaboylu yerine yaş ve kıdem durumundan Genelkurmay Başkanlığına vekaleten atanan Askeri Yargıtay Başkanı Feyzi Mengüç.

İkinci örnek de 2011 yılında Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının AK Parti hükümetini orduya Fethullah Gülen sızmaları konusunda suçlayarak istifa etmesi sonucu Jandarma Genel Komutanlığından, Kara kuvvetleri Komutanı yapılıp, aynı gün Genelkurmay Başkanı yapılan Necdet Özel.

Üçüncü örnek Bayraktaroğlu.

Ordu komutanlığı yapmadı ama 15 Temmuz’dan sonra beş yıl (2016- 2021) kaldığı Genelkurmay Personel Başkanlığı sırasında Silahlı Kuvvetlerdeki “FETÖ tasfiye operasyonlarında” önce Genelkurmay Başkanı, sonra Savunma Bakanı olarak Hulusi Akar ve Yaşar Güler ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın mesaisi oldu.

Savunma Bakanlığı yarışı

Ankara kulisinde Bayraktaroğlu’nun şimdiki beklentisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yaşar Güler’e hizmetlerinden dolayı teşekkür etmesi ve yerine kendisini Savunma Bakanı yapması olduğu konuşuluyor.

Ama kuliste Savunma Bakanlığı beklentisi içinde olan tek komutanın Bayraktaroğlu olmadığı da konuşuluyor.

Diğer beklenti sahibi Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu.

Tatlıoğlu’nun görev süresi, 2024’te bir yıl uzatılmıştı zaten. Bu yıl Gürak’dan esirgenen Tatlıoğlu’dan esirgenmedi, Cumhurbaşkanının imzasıyla emekliliği bir yıl daha uzatıldı, görevde kaldı.

Bu durum kuliste, Erdoğan ilk kabine değişikliğinde Güler’i görevden alırsa, aday adayı olarak Tatlıoğlu’nu yedekte tutma işareti olarak değerlendiriliyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde Genelkurmay Başkanları eğilim olarak Kara Kuvvetlerinden geliyor; deniz ve hava kuvvetlerinin bu açıdan dezavantajı var. Ama Erdoğan’ın aklı yatarsa pek ala Tatlıoğlu’nu Deniz Kuvvetleri başından Savunma Bakanlığına atayabilir.

Rüyalar gerçek olsa

Yeni sistemde kuvvet komutanları doğrun Milli Savunma Bakanlığına bağlı; Genelkurmay Başkanının eski gücü kırpıldı. Bayraktaroğlu da Tatlıoğlu da Erdoğan’ın Hulusi Akar ve Yaşar Güler gibi onları bir sonraki bakan atayabileceği ümidinde. Erdoğan’ın beğenisini topladıkları ölçüde şanslarını artıracaklarına inanıyorlar.

Tabii Erdoğan artık bu usulden vazgeçip herhangi başka bir ismi de atarsa, ya da seçim olur da iktidar değişirse bu hayaller suya düşecektir.

CHP lideri Özel’in, beş teğmenin ordudan ihracı olayında Disiplin Komitesine oy birliği baskısı yaptıkları iddiasıyla ismen hedef aldığı iki isim Bayraktaroğlu ve Tatlıoğlu.

Dolayısıyla iki subayın Savunma Bakanın olma arzuları, sadece Erdoğan’ın ikisini sadakat yarışına sokup, sonra da belki ikisini de tercih etmemesine bağlı değil, aynı zamanda AK Parti iktidarının değişmemesine de bağlı.

Yani iki kuvvet komutanı arasındaki bu kariyer rekabeti, aynı zamanda gayet politize bir rekabet.