Türkiye’nin Başat Sorunu nedir?
1) Teröre gerekçe oluşturan ve Ortadoğu’daki Emperyalist saldırının Türkiye uzantısı olan “Kürt Sorunu” mu?
2) Kötü yönetim, yağma ve aşırı sömürüden kaynaklanan ekonomik ve mali iflas sonunda, enflasyonu şahlandırarak herkesi bunalıma sokan “Geçim Sorunu” mu?
3) İktidarın da katıldığı Ortadoğu’nun istikrarsızlaştırılması sonucunda, ülkemizi bir “Sığınmacı Deposu” haline getiren yanlış Dış politikalarla yaşanan “Arap Kültür Emperyalizmi” ve “Nüfusun Araplaştırılması Sorunu” mu?
4) Başta Muhalif Politikacılar olmak kaydıyla, İktidar yandaşı olmayan herkesi, her an, hapsedilme ve malına mülküne el konma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan “Adaletsizlik Sorunu” mu?
5) Ormanların yanması, yakılması, taşocakları ve maden aramaları için yok edilmesi, HES’lerin kurulması sonunda ortaya çıkan “Doğa Tahribatı” sorunu mu?
6) Gençlerimizi pençesine alan, umutlarını kıran, “Çağ Gerisi Eğitim” sorunu mu?
7) Ülkenin geleceğini karartan, en değerli hazinesi olan “İnsan Kaynağını” kurutan, “Liyakatsizlik ve Kayırmacılık Sorunu” mu?
8) Ülke sorunlarının çözüm umudu olan Demokratik Siyasetteki “Ahlaksızlık Sorunu” mu?
Sizce hangi sorun “Ülkenin En önemli Sorunu” anlamında “Bütün Sorunların Anası” olan “Başat Sorundur?”
***
Ülkenin içine düştüğü bu maddi ve manevi krizlerin sorumlusu esas olarak 3 tanedir:
1) Memleketi 23 yıldır yöneten bu İktidar.
2) Bu İktidarın kurduğu “Şahsım Devleti Rejimi”.
3) Bunların arkasında, bunları destekleyen, bunları başımıza getiren ve egemenliklerini sürdürmelerini sağlayan Emperyalizm.
***
Bu iktidar ve bu rejim, çok yetersiz ve çok yanlış oldukları için, zaten 80 yıldır çok kısa aralıklarla sürekli olarak Sağcıların yönettikleri ülkemizi, Emperyalizmin bütün desteğine rağmen, 8 maddede özetlediğim sorunların bataklığına, bütünüyle sürüklediler ve 2024 seçimlerinde seçmen tarafından reddedildiler.
Bunun üzerine, bütün öteki sorunlar gibi onu da aslında kendilerinin tırmandırdığı Kürt Sorununu, Emperyalizmin de desteğiyle, gündeme getirerek ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar.
Hedef, genelde yitirilen seçmen desteğini, DEM Parti seçmenlerinden devşireceği yeni oylarla telafi edip egemenliklerini bir süre daha devam ettirebilmek.
***
Türkiye’nin Birinci Partiliğine yükselen CHP de İktidara alternatif olduğu için, DEM Parti seçmeninin oylarını kaybetmek istemeyerek, zorla da olsa, “Komisyona” katıldı.
Böylece İktidar tarafından “El Konulmuş, Satılmış ve Fonlanmış Medya” ile Tarikatlar, Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanı olan “İkinci Cumhuriyetçi” “Yetmez Ama ‘Evet’çi” “Cemaatçi” “Liberal Solcular”, onların bir üyesi olan Yıldıray Oğur’un kendilerine taktığı isimle “Kullanışlı Aptallar”:
Adı “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” olan...
Ama bu fiyakalı isim altında...
Emperyalizmin, Türkiye’nin de desteğiyle Ortadoğu’da Bağımsız bir Kürt Devleti kurmak amacına...
İktidarın ise Erdoğan’ın ve Rejimin egemenlik sürelerini olanaklı olduğu ölçüde (Allah ömür verdiği sürece, son nefesine kadar) uzatmak hedefine...
Hizmet için kurulmuş olan “Komisyona”...
Karşı olan...
Emperyalizmin ve İktidarın gerçek niyetlerini açıklayan herkesi...
“Barış karşıtı” ve “Faşist” olmakla suçlamaya başladılar!
Emperyalistlerle İktidarın bu ortak projesini teşhir edenler, hem Emperyalizm hem İktidar, hem de CHP tarafından yalnız bırakıldıkları ve/veya hedefe kondukları için, Emperyalizm ve İktidar yandaşları tarafından, yani aslında Savaşı ve Etnikçi Faşizmi gerçekten savunanlarca, gerçekler saptırılarak rahatlıkla linç edilmeye başlandılar.
***
Dönekliğin ve Siyasal Ahlaksızlığın Egemen Olduğu Toplumlarda ve Zamanlarda, Gerçekleri Savunmak, Devrimci Bir Eylem, Demokratik Bir Direniştir!
Vah O Toplumlara ki Gerçeklerin İfade Edilmeleri İçin Kahramanlara Muhtaçtır!