Mahkeme niçin karar veremedi?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in seçildiği 38. olağan ve 21. olağanüstü kurultaylarını iptal davası, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dün görüldü:

Bu dava, mevcut Anayasamıza ve pozitif hukuk sistemimize göre reddedilmeliydi.

Ama tamamlamış olduğu siyasal ömrünü uzatmaya çalışan İktidar’ın ve onun CHP içindeki yandaşlarının, her ikisi de hukuka aykırı olan iki beklentisi vardı:

Birinci olarak kurultayların iptal edilmesi ve Parti yönetiminin bir kayyıma veya eski Genel Başkana devredilmesi bekleniyordu.

İkinci olarak kurultaylar iptal edilmese bile, “tedbir kararı” alınarak Özgür Özel yerine bir kayyımın veya eski yönetimin atanması isteniyordu.

Kamuoyu ne yazık ki genel olarak, İktidar yandaşlarının Hukuka aykırı olan bu iki beklentisinden birinin gerçekleşeceğini tahmin ediyordu.

Çünkü İktidarın yargı mekanizmasını bütünüyle emrine aldığı ve istediği kararları vermeyen yargı mensuplarının ya görevlerini ya da görev yerlerini değiştirdiği, gerektiğinde mahkemeleri bile değiştirerek istediği sonuçları aldığı, pek çok örneği olan ve kamuoyunun yakından izlediği bir uygulamaydı.

Ama kamuoyu, bir noktayı gözden kaçırmıştı:

İktidar, CHP konusunda, yargıya o kadar çok, o kadar ters ve o kadar çok yerden müdahaleler yapmıştı ki bu müdahalelerin birbirleriyle uyumu sağlanamamış ve İktidarın istediği kararların verilebilmesi, bütün baskılara rağmen, “kitabına uydurulamamıştı”.

Ayrıca, CHP de zaten haklı olduğu bu konuda, İktidarın saldırısını boşa çıkaracak hem hukuksal hem de siyasal bütün önlemleri almıştı.

Bir başka deyişle, mahkemenin uygulanabilecek başka bir karar verme olanağı da pek yoktu.

Bu yüzden Mahkeme, ne İktidarın isteklerine uygun ve Hukuka aykırı biçimde bir kayyım atadı ne de Hukuka uygun bir biçimde ama İktidarın isteklerine aykırı olarak davayı reddetti.

Tedbir kararı verilmesine gerek olmadığına, gerekçesi yazıldığında Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden dosyalarının istenmesine, seçime katılan ve katılmayan tüm delege listelerinin 21 Eylül’den sonra yazı yazılarak istenmesine, CHP Genel Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacıların üyeliklerinin durumunun sorulmasına karar verdi...

Ve Kurultay Davası 24 Ekim’e ertelendi.

***

Davanın, “Mutlak Butlan” veya “tedbir kararı” olmadan ertelenmesi ne anlama geliyor?

CHP, delegelerin kararıyla 21 Eylül’de Olağanüstü Kurultay kararı almış bulunuyor.

Dolayısıyla, mahkeme zaten ne karar vermiş olursa olsun, davaya konu olan CHP yönetimi, değişmiş ya da yeniden seçilmiş nitelik taşıyacak.

Bu nedenle dava, karar açıklanmadan düşecek!

İktidar ise hâlâ, CHP’yi yeniden tartıştırarak hem Partiyi zayıflatmaya hem de “Süreci” ilerletmeye çalışacak.

Ama farkında değil ki yaptığı her saldırı, her kanunsuzluk, CHP’yi halk nezdinde daha da güçlendiriyor!