Erdoğan: Tekrar seçilme derdim yok dedi, Bahçeli karşı çıktı: Cayamazsın

Erdoğan’ın tekrar seçilme “derdi olmadığını” söyleyip CHP’ye Anayasayı beraber yapmak istediğini söylemesi kafaları karıştırdı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 21 Mayıs’ta Macaristan dönüşü uçağa kabul ettiği gazetecilere konuşmuş. Tekrar seçilme veya aday olma derdi olmadığını, yeni Anayasayı CHP ile beraber yapmak istediğini söylemişti.

CHP lideri Özgür Özel’in bugünkü (23 Mayıs) yanıtı şu olmuştu: “Bu kadar vicdansız, acımasız, hukuk tanımayan adamlarla neyini müzakere edeceğim? Önce bir normal, böyle bir müzakere edilebilir bir zemine getirsinler bakalım Türkiye’yi. Bütün Anayasa Mahkemesi kararlarına uysun, AİHM kararlarına uysun. Desin ki ‘Ben tamamım.’ Ben de tamamım o zaman. Oturalım bir bakalım ne yapabiliriz diye.”(*)

Özel, belki de Erdoğan’ın tuzak kurma ihtimali karşısında kapıyı tam kapatmadan Erdoğan’ın yapmak istemeyeceği AYM ve AİHM kararlarını şart koşuyordu.Erdoğan’ın son dönemlerde giderek artan bir inandırıcılık sorunu var. PKK’nın silahsızlandırılması yoluyla Kürt sorununa siyasi çözüm girişimi gibi hayati bir proje bile vatandaşın çoğunluğunca samimiyetsiz bulunduğu için gereğince benimsenmiyor. Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ilan edildikten bir süre sonra yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanması da öyle. Daha 23 Mayıs sabahı 49 tutuklamma kararı daha çıkmıştı.

Bahçeli’nin sert tepkisi

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’ın bu sözlerinden rahatsız olabileceği tahmin ediliyordu ama tepkisinin bu kadar sert olacağı ve doğudan Erdoğan’ı hedef alacağı tahmin edilemiyordu. (*) Bahçeli, Özel’in sözlerinin medyaya yansıması ardından MHP’nin “X” hesabından yazılı bir açıklamayla Erdoğan’a “Derdi vatan ve millet olan bir Cumhurbaşkanının yolundan caymaya hakkı yoktur” diye saslendi; “Benim tekrar aday olma derdim yok’ ifadesi bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir.”

Bahçeli geçen yıl Erdoğan “normalleşme” günlerinde Özel’le Anayasayı beraber yapmaktan söz edince de Bahçeli’nin itirazıyla karşılaşmıştı. Ama bu defa tepkinin sertliği Bahçeli’nin kendi siyasi çizgisini uygulamak ve iktidar bünyesinde yer almak için Erdoğan ve AK Parti’ye duyduğu ihtiyacı da gösteriyor.

Erdoğan’ın tekrar seçilme ve Anayasayı CHP’yle yapma çıkışının daha çok su kaldıracağı anlaşılsa da çıkışı yapan Cumhurbaşkanı, dolayısıyla veri olarak alıp anlamaya çalışmakta fayda var.

Önemli olan CHP’nin katılması mı?

Erdoğan konuya ilişkin şunları söylemiş:

• “Bütün mesele, acaba Cumhuriyet Halk Partisi de bizlerle ortak, müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu. Diyoruz ki; gelin el ele verelim. Komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım ve milletimize takdim edelim. Hem milli olsun hem yerli olsun. Olmaması için hiçbir sebep yok.

• “İlk dört madde ile ilgili herhangi bir sorun yok. Yani AK Parti olarak bizim böyle bir sorunumuz yok ve diğer siyasi partilerin de hemen hemen birçoğunun böyle bir sorunu yok. Ortada ilk dört madde ile ilgili bir sorun olmadığına göre, sadece yol haritasını belirleyeceğiz. Süratle heyetlerimizi oluşturabiliriz.

• “Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok. Atacağımız adımlarla ülkemizin itibarını nasıl yükseltiriz, derdimiz bu.

“Normalleşmeye” dönüş manevrası mı?

Şimdi tahlil edebiliriz.

1- Erdoğan, MHP ve eğer “Terörsüz Türkiye” projesi sayesinde tam desteğini alabilirse DEM ile yapacağı bir Anayasa değişikliğiyle kendisine aday olma yolu açabilse bile Cumhurbaşkanlığı seçimini almasının kolay olmadığı kanısına varmış görünüyor. Bu çıkışla Cumhurbaşkanı AK Parti-MHP-DEM formülüne tam güvenemediğini de gösteriyor.

2- Bir buçuk yıl kadar önce CHP lideri Özgür Özel ile “normalleşme” günlerinde yeni Anayasayı birlikte yapma teklifinde bulunmuştu. Araya önce Bahçeli’nin “Söyleten sensin” videosu, DEM Partinin şeytanlaştırılması ve ardından DEM ile işbirliği içinde PKK’nın silahsızlandırılması arayışı girdi.

3- Bunun üzerine bir de İmamoğlu’nun yolsuzluk suçlamalarıyla tutuklanıp görevden alındığı, sonuçları itibarıyla hem siyaset hem ekonomiyi sarsan 19 Mart Vakası eklendi. Özel o gün bugündür İmamoğlu’nun (yargılanmaması değil) tutuksuz yargılanması için yurt sathında mitingler düzenliyor.

4- AK Parti ve MHP bu mitinglere, kendileri de sahaya inerek yanıt veremiyor. İktidar, muhalefetle siyasi mücadelesini adeta yargı kararları üzerinden yürütüyor. Diploması, seçimle geldiği makamı ve özgürlüğü elinden alınmış İmamoğlu ve CHP siyasi denklemden düşmüyor, tersine yerlerini pekiştiriyor.

CHP’nin Anayasayı değiştirme şartları

5- Erdoğan Anayasayı CHP’yle değiştirmeyi önermenin, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tasarımıyla son şekli verilmiş, yüzde 50 oy zorunluluğuyla işleyen mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine veda etmek demek olduğunu elbette biliyor.

6- CHP’nin “Alıtılı Masa” günlerinden kalma Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisi var TBMM Başkanlığında. Yani kamuoyuna ilan edilmiş bir tartışmaya başlama zemini var; eğer başlarsa.

7- Öte yandan Erdoğan AK Parti’nin 2002’de yüzde 34 küsur oyla tek başına hükümet kurduğunu da unutmuş değil. Yüzde 50 barajının olmadığı bir sistemde AK Parti’nin MHP ya da DEM’e muhtaç olmadan seçim kazanma ihtimalini hesap ediyor olabilir.

8- Bunun bir sonucu, illa CHP’nin önerdiği şekilde olmasa da parlamento ve yüksek yargının gücünün artacağı bir tür yarı-başkanlık sistemine geçiş olabilir.

9- Her halükârda CHP’nin şartları olacaktır. Bu şartlar arasında İmamoğlu’nun tahliyesi, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanması ve en kısa zamanda seçime gitmenin bulunacağını söylemek için kâhin olmak gerekmez.

Erdoğan neye, ne kadar hazır?

İlk akla gelen soru şu: Erdoğan, Anayasayı değiştirmeyi tekrar tekrar seçilebilmek için istemiyorsa, neden istiyor? Bunu “Sivil Anayasa gibi” soyut gerekçelerle açıklamak yetersiz. Mevcut 2017 Anayasası MHP desteğiyle kabul edildiğinde, hatırlayalım, Erdoğan da Bahçeli de bu “sivil” Anayasayı mükemmele ulaşmak diye tarif ediyorlardı. Şimdi darbecilerin izini silme iddiasında oldukları ve ihlal ettikleri Anayasa budur. Yeni Anayasaya neden gerek duyulduğunun gerekçeleri MHP açısından daha sarih, Bahçeli’nin 100 maddelik Anayasa önerisi de TBMM’de, eksik olan AK Parti’nin somut gerekçeleri.

İkincisi, Erdoğan’ın bu çıkışla neye, ne kadar hazır olduğu da belli değil.

Öncelikle CHP’nin ilk şartı olacağı görünen, en kısa zamanda seçime hazır mı?

Örneğin, hükümetlerin, bakanların Meclis’te güvenoyu ile gelip gittiği sisteme hazır mı?

Koca ülkenin Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yönetilmeye çalışıldığı bu yarı-otoriter sistemi terke hazır mı?

İnandırıcılık sorunu zaten bu yüzden var.