Erdoğan-Bahçeli: dört ay sonra yarım saat. İmamoğlu, PKK, ABD

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın MHP lideri Bahçeli ile, 4 Şubat’taki kalp ameliyatı ardından 6 Mayıs’ta yaptığı ilk yüz yüze görüşme yarım saat sürdü. İki müttefikin son yüz yüze görüşmesi 9 Ocak’taydı. Arada dört ay, ağır bir kalp ameliyatı ve mevcut ekonomik kriz ile PKK’ya silah bıraktırma girişimine ek olarak ciddi bir kriz var; Ekrem İmamoğlu krizi.

Bahçeli’nin 21 Nisan’da yayınladığı “Sağlığım düzeldi” videosunun Erdoğan’a mesaj olduğunu, bunu bir Erdoğan ziyaretinin beklenebileceğini tahmin etmiştik.

Erdoğan’ın yüz yüze ilk “geçmiş olsun” ziyareti de sayılabilecek Bahçeli’ye gelişi biraz zaman aldı ve yarım saat sürdü. Ankara’nın Kremlinologları, Bahçeli’nin kapıda Cumhurbaşkanını tespih çekip saatine bakarak beklemesine siyasi anlamlar yüklemeye çalıştı. Bahçeli siyasi simgelerin insanı, bu tür jestleri boşuna yapmaz diyenlerin haklı olduğu bir yer var.

Süre de zamanlama da manidar

Oysa belki Cumhurbaşkanı tıpkı bir gün önce AK Parti MYK toplantısını keserek ABD Başkanı Donald Trump ile konuştuğu gibi makam otomobiliyle Bahçeli’ye giderken de gelen önemli bir telefonu yanıtlamak zorunda kalmıştır.

Devlet Bey, devlet işlerini bilir.

Yarım saat süre ise Neredeyse gerçekten bir geçmiş olsun ziyareti kadar. Ya da siyaseten “Her şey yolunda, sorun yok, değil mi?” teyidinde bulunacak, ya da tam tersine, “Sorun var, arkadaşlar bir baksın” demeyi konuşacak kadar kısa bir zaman.

Süre kısaydı ama zamanlaması da manidardı.

Otuz günde her şeyin ortaya döküleceği iddialarına rağmen İmamoğlu soruşturması hala kanıtlarla değil, gizli tanık ifadeleriyle, dolaylı bilgilerle hatta giderek söylenti ve dedikodularla gündemdeydi. CHP pes etmemiş, kitleleri meydanlara çekmiş, İmamoğlu ise diploması, seçilmiş olduğu makamı ve özgürlüğü elinden alınmasına rağmen siyasi denklemden düşmemiş, tersine yükseliyordu. Özgür Özel’e yapılan saldırı işi başka boyuta sıçratmıştı. 7 Mayıs Beyazıt-üniversiteler mitingi, 10 Mayıs Van mitingi sıradaydı.

Ayrıca bir de artık ABD ile iç içe geçmiş görünen PKK meselesi vardı.

Yarım saate hangi biri sığar?

Bahçeli’nin PKK’dan 4 Mayıs’ta Malazgirt’te istediği fesih ve silah bırakma Kongresinden haber gelmemiş, PKK’nın Kandil’deki yöneticileri, “Apo doğurttu, cenazesini de Apo kaldırsın” der gibi önce Abdullah Öcalan’ın İmarlı Cezaevinin güvenliği içinde “serbestliğini” şart koşuyordu. Kandil bir yandan ABD’nin Suriye’den çekilip çekilmeyeceğine bakıyordu ve ABD Başkanıyla da daha dün, 5 Mayıs’ta konuşmuşlardı.

Erdoğan’ın Trump’la konuşması nedeniyle ara verdiği MYK toplantısı tamamlanınca AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK’nın “günler içinde”, yani hafta dolmadan fesih ve silah bırakma kararını açıklamasını beklediklerini söylemişti.

Bir konu daha: hükümet İsrail’in bir yandan resmî adıyla “Terörsüz Türkiye” girişimini baltalamaya çalışırken, diğer yandan Gazze’yi işgal kararı almasından da rahatsızdı ve Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinde Gazze ve Suriye konularının yer tuttuğu biliniyordu.

Trump ise Erdoğan’dan Rusya-Ukrayna konusunda “hemen” işbirliği bekliyordu ve o saatlerde Ankara’ya inen yeni ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ın olağanüstü yetkilerle donatıldığını herkes biliyordu.

Bunların hangi birini konuşmanın dört aydır yüz yüze görüşmeyen iki iktidar müttefikinin yarım saatine sığacağını sorarsanız, haklısınız. O yüzden ya sadece geçmiş olsun ziyaretiydi ya “Sorun yok” mutabakatıydı ya da “Sorun var” alarmı.