Olağanüstü Kurultayda güven tazeleyen CHP lideri Özel, İmamoğlu için 28 milyon imza istiyor, dozunu sertleştirerek Erdoğan’ı erken seçime zorluyor. (Foto:CHP)
CHP’nin 6 Nisan Olağanüstü Kurultayında güven tazeleyen Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı erken seçime zorlama dozunu yükseltti.
“İşte bu parti milletin adayını belirlemiş ve sana meydan okumaktadır” diye Silivri cezaevinde tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu işaret eden Özel şöyle devam etti:
• “Eğer korkmuyorsan, yiğitsen, mertsen, cesaretin varsa çık karşımıza. Biz hırsızsak biz teröristsek, rüşvetçiysek, şaibeliysek millet bize niye oy versin? (…) Gurur duyduğumuz adayımızla, kadrolarımızla, cesaretimizle birlikte Türkiye’yi senden kurtarmaya hazırız.
Bu Özel’in Erdoğan’a ilk erken seçim çağrısı değildi. Dozunu artırıyor yorumu ise sadece Kurultayda aldığı desteğin getirdiği özgüvene değil önüne koyduğu somut hedefe de bağlı. Özel, CHP’nin İmamoğlu için başlattığı imza kampanyasını Erdoğan’a karşı bir güvensizlik oyuna dönüştürme hedefini ilan etti. Yalnız CHP’lilerden değil, bütün yurttaşlardan İmamoğlu’nun tutuklanıp ilk seçimde Erdoğan’a karşı aday olamaması önündeki engellere karşı 27 milyon 700 binden fazla imza istiyor. Bu Erdoğan’ın 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oy sayısı.
İddialı imza kampanyası
Özel, 11 Nisan’a dek yurttaşlardan İmamoğlu için 27 milyon 700 bin imza toplaya bilirse bunu Erdoğan’a güvensizlik ilan edip erken seçime zorlama malzemesi yapacak. Toplanamazsa da “Madem yenebileceğine inanıyorsun, o zaman haydi seçime” diye kampanyaya devam edecek.
CHP lideri daha önce, Erdoğan Anayasal engele rağmen yeniden aday olmak istiyorsa, kendilerinin de buna Meclis’te onay vermesine son tarih olarak Kasım 2025’i vermişti. Kurultay’da istenirse Haziran başında dahi seçime gitmeye hazır olduklarını söyledi.
Özel, Kurultayı “Adayımızı yanımızda, sandığımızı önümüzde istiyoruz” sloganıyla seçim kampanyasının başlangıcı da ilan etti. Sandığı getirmenin yoluysa 28 milyon imza idi.
AK Partililer ise erken seçim çağrılarını üstlerine almadılar.
Tıpkı birkaç gün önce hep bir ağızdan 2 Nisan tüketim boykotunun tutmadığını açıklamaları gibi, yarım saat içinde hemen hemen bütün bakanlar, parti yetkilileri, yüksek bürokratlar Özel’in Kurultay konuşmasındaki bir başka suçlamasına takılıp onu öne çıkarıp hedef almaya başladı.
Erken seçime değil cunta lafına
Özel konuşmasında AK Parti iktidarının artık halkın iradesine aldırmadığını İmamoğlu olayında gösterdiğini, cunta sayılması gerektiğini, Erdoğan’ın da cumhurbaşkanından “cunta başkanına dönüştüğünü” öne sürmüştü.
AK Partililer de Özel’in erken seçime gitme çağrısı yerine cuntacı suçlamasına yanıt vermeyi tercih etmişlerdi. Asıl milletin tercihiyle seçilmiş cumhurbaşkanına cuntanın başı demek darbeciliğin ta kendisiydi.
Özel adeta AK Partililerin nasırına basıp duymak istediği feryadı duymuş havalarında, Kurultay sonrası halka hitabında onlara yanıt verdi. Bu milletin seçtiklerini derdest etmek için her türlü kamu yetkisini kullanan, seçimden kaçana cuntacı denirdi.
Bu tartışma zaten yüksek olan siyasi gerilimi daha da tırmandırmaya aday.
Özel yönetiminde CHP’nin İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart’tan itibaren hem halkı desteğe çağırıp siyaset ve hukuk savaş vererek hükümetin İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve CHP’nin başına kayyım atamasını durdurduğu, engelleme çabalarına karşı yapılan Kurultayla görüldü. Sadece CHP değil genel olarak muhalif kitleyi canlandırıp kenetlediği de söylenebilir.
Erdoğan’ı bu İmamoğlu hamlesine kimler ikna ettiyse hesaplarının tutmadığı da öyle.