Erdoğan'ın tutmayan CHP hesapları
Ruşen Çakır Erdoğan’ın tutmayan CHP hesapları üzerine yazdı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 19 Mart operasyonuna karar verirken muhtemelen CHP’ye verebileceği en büyük zararı vermeyi hesaplamıştı, ancak an itibariyle bunların hiçbirinin tutmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sırayla gidelim:
İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı perçinlendi: Gerek diplomasının iptal edildiği 18 Mart akşamı, gerekse gözaltına alındığı 19 Mart sabahından itibaren söyledikleri ve yaptıklarıyla Ekrem İmamoğlu hem CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak kesinleşti, hem de kazanma ihtimali arttı. Kuşkusuz şu anda aday olması mümkün değil, fakat onun adaylığının imkansız hale geldiğini söylemek de hiç mümkün değil.
Önseçim bir gövde gösterisine dönüştü: Erdoğan’ın 19 Mart operasyonunu CHP’nin 23 Mart’taki ön seçimini engellemek, engelleyemese de etkisizleştirmek için yaptığı muhakkak. Ama tam tersi oldu, hem CHP üyelerinin katılımı çok yüksek oranlara ulaştı, hem de dayanışma sandıklarında CHP üyesi olmayan yaklaşık 14 milyon kişi oy kullandı.
Özgür Özel herkesi şaşırttı: Erdoğan, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla Genel Başkan Özgür Özel’in eli ayağına dolaşacağını düşünüyordu, hatta bundan emindi. Ama tam tersi oldu, Özel krizi mucizevi bir şekilde yönetti.
CHP kenetlendi: Erdoğan, 19 Mart’ın hemen ardından CHP içindeki İmamoğlu ve Özel karşıtlarının kolları sıvayıp parti içi iktidar mücadelesine girişmelerini hesapladı, hatta bir şekilde buna doğrudan yatırım da yaptı. Fakat Özel’in beklenmedik performansı nedeniyle buna niyetlenenler iyice açığa düştü, genel merkez ve İmamoğlu ile—belki de istemeye istemeye—dayanışma içine girdiler.
Kayyum yerine olağanüstü kurultay: Erdoğan, muhtemelen 19 Mart’tan kısa süre sonra, İstanbul Kongresi üzerinden CHP’ye kayyum atanmasını, kayyumun düzenleyeceği olağanüstü kurultay sayesinde parti içi kavgaların zirve yapmasını planlamış ve ummuştu. Fakat Özel, tüzükten aldığı yetkiyle 6 Nisan’da CHP’yi olağanüstü kurultaya götürme kararı alarak bunu da boşa düşürdü. Bu saatten sonra CHP’ye kayyum atansa bile etkisi olma ihtimali çok zayıf.
Kılıçdaroğlu devre dışı kaldı: Erdoğan, 19 Mart sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’nun da güçlü bir şekilde geri döneceğini ummuş olmalı, fakat bu olmadığı gibi bundan sonra kendisinin parti içinde bir odak olarak varlığını sürdürme ihtimali de rafa kalkmış oldu.
CHP’yi toplumsal muhalefetle buluşturdu: Erdoğan, 19 Mart hamlesiyle 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin intikamını almayı hesaplıyordu; CHP’yi ve en büyük rakibi İmamoğlu’nu itibarsızlaştıracak, partiyi iyice dar bir alana hapsedecek ve böylece iktidarını sürdürecekti. Fakat tam tersi oldu; CHP toplumsal muhalefetle buluştu, ülkenin gündemini belirledi ve yapılan son kamuoyu yoklamalarına itibar edecek olursak oylarını da epey artırdı.
Sonuç olarak Erdoğan’ın önünde bu hataları telafi edebilmek için iki yol var: Ya normalleşme/yumuşamayı tercih edip bütün adımlarını geri alacak ya da şiddeti artırıp yeni adımlar atacak.