İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Cumhurbaşkanı adayı olacağı için tutuklandığı iddiaları hayli yaygın. Geçmişte de Büyükşehir Belediye Başkanlarından gözaltına alınanlar olmuş, ancak savcılığa bile çıkarılmadan serbest bırakılmıştı. Günümüzde çok şey değişti. Artık başkanlar şafak operasyonlarıyla gözaltına alınıyor, savcılığa çıkarılmadan günlerce emniyette tutuluyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan AKP dönemine ilişkin yolsuzluk raporlarına, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından el konulmuş, bunların C. Savcılığı’na gönderilmesi engellenmişti. Katrilyonluk yolsuzluk iddialarını içeren bu raporlar şimdi nerede? Aradan yıllar geçmesine rağmen o raporlar tutuluyor. 34 dosyadan 5’i hakkında işleme konulmaması kararı verildi. Peki 29 rapor niçin belediyeye gönderilmiyor?
BAŞKANIN ADI VERİLEN YASA
Büyükşehir belediye başkanları daha önce Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nde yargılanıyordu. O dönem siyasette etkili olan bir büyükşehir belediye başkanı, 4. Ceza Dairesi’nde yargılanıyordu. Savcı, başkanın cezalandırılması yönünde görüş belirtti. Sanık avukatı, savunma için 15 gün süre istedi. Ne oldu dersiniz? Savunma için verilen süre dolmadan TBMM’de yasa çıkarıldı ve büyükşehir belediye başkanlarının bulundukları illerin ağır ceza mahkemesinde yargılanmaları kararlaştırıldı. Çıkarılan yasaya yargı mensupları, o başkanın adını verip “... Yasası” diyordu.
İmamoğlu’nun yakın çalışma arkadaşlarından Mahir Polat’ın, rahatsızlıklarına rağmen kalbine stent takılmasından hemen sonra cezaevindeki odasına götürülmesi hayli yadırgandı. Oysa yasalarımız kişinin cezaevine konulmadan başka adli önlemlerle kaçmasını önleyecek düzenlemeleri de içeriyor. Bunların arasında “Ev hapsi” de var. Böylece kişinin ayağına elektronik kelepçe takılıp, evinin 100 metre uzağına gitmesi mümkün olmuyor. Haftanın belirli günlerinde karakola imza için gidilmesi de bir önlem. Sahi, Polat yurt dışına kaçmasını gerektiren hangi suçu işledi? Yargı mensuplarıyla konuştuğumuzda benzer durumun Ümit Özdağ, Ekrem İmamoğlu ve birçok siyasi tutuklu için de geçerli olduğunu belirtelim.
KURULTAY BİTTİ AMA...
CHP’nin üzerine oyunlar oynanıyor. 15 ay önce kurultayını yapmış olan CHP’de, kurultayın iptal edilmesi, parti yönetimine kayyum atanması gündeme geldi. Bunun çok kısa sürede gerçekleşeceğine ilişkin duyumlar üzerine, parti yönetimi toplandı ve olağanüstü kurultay kararını 25 dakika içinde aldı. Dün kurultay yapıldı. Ancak, şimdiden bu kurultayın da geçersiz sayılabileceğine ilişkin özellikle iktidara yakın yayın organlarında yorumları yapılıyor. Açıkçası CHP’yi rahatsız etmek, seçimde şaibe varmış iddiasını sürdürmek için her şey yapılabilir.
Genel Başkan Özgür Özel uzun uzun konuştu. O konuşurken, İstanbul delegelerine ayrılan koltukların önce boş kalması dikkat çekti. Bunun, listelerle ilgili bir sorundan kaynaklandığı öne sürüldü. Daha sonra, İstanbul delegeleri salonda kendilerine ayrılan bölüme geçti. Özel, 1323 delegeden 1171’inin oyunu aldı. Geçersiz 105 oyun ise milletvekillerinin oyunu kullandığı sandıktan çıktı. Bazı pusulaların üzerinde “Hançerciler”, “Kemal Kılıçdaroğlu” yazıldığı görüldü.
ADAYLIK YOLU AÇILMALIYDI
Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Avukat Ümit Uysal, 2023 kongresinden hemen sonra, bize yaptığı açıklamada, ilk kurultayda aday olacağını söylemişti. Adaylık için çıktı. Ancak daha sonra adaylıktan çekildi.
CHP eski milletvekillerinden Berhan Şimşek, partisi için her koşulda çalışan bir isim. Aday olma kararı aldı. Adaylık için gereken sayının üstünde imza da topladı. Ancak ilginç gelişmeler oldu. Bir taraftan imza toplanırken, bir taraftan da Şimşek’in adaylığına imza verenlerden imzalarını çekenler oldu. Bakıyorsunuz 5 kişi imza veriyor, biraz sonra üç imza eksiliyor.
Yeterli sayıda imza Divan Başkanlığı’na verildi verilmesine ama başvuru için 10 dakika geç kalındığı gerekçe gösterildi ve Berhan Şimşek’in adaylık başvurusu da geçersiz sayıldı. Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce’nin genel başkanlık yarışında, İnce’nin adaylık için yeterli imzaya sahip olmaması üzerine Kılıçdaroğlu arkadaşlarından İnce’ye imza verilmesini istemişti. Seçimi kazanması konusunda bir engel olmayan Özgür Özel de böyle bir jest yapabilirdi.
PARTİDE GENÇLEŞTİRME
Özel’in genel başkanlığı önünde hiçbir engel yoktu. Bütün ağırlık Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu adaylığına verildi. Geçen kurultayda, 11 üye listeyi delip Parti Meclisi’ne girmişti. Bu kez de ikinci bir liste çıkarıldı. Genel merkezin, Parti Meclisi listesinde daha çok gençlere yer vermesi dikkat çekti. Ancak, parti yönetimini gençleştiriyoruz diye parti hafızası da yok edilmemeli. Bu kurultay parti içinde kırgınlıkların, küskünlüklerin geride kaldığı bir kurultay olarak CHP tarihine geçmeli.
İKTİDAR YOLCULUĞU
Erken seçim için mücadele başlatan CHP’nin, kendi içinde “Bölünmüş”, “Kavgalı” bir görüntü vermesi kuşkusuz partiye olan güveni azalttığı gibi, halka da güven vermez. CHP, iktidara gelebilmek için yola çıktı. Bunun için şimdiden kendilerine bedel ödetiliyor. Partililer, tutuklanan arkadaşlarına canla başla sahip çıkıyor. CHP’ye yıllarını vermiş Kemal Kılıçdaroğlu’na bazı partililerin saygısızlıklarının da son bulması gerekiyor. Genel Başkan Özgür Özel’in, bu tür konuşmalar yapan parti yöneticilerini kesin bir dille uyarmasına da büyük ihtiyaç olduğu ortada.
CHP, uzun ince bir yola çıktı. Gece-gündüz çalışılarak, halka güven verilerek istenilen hedefe ulaşılabilir. CHP, yeni dönemi Samsun’dan başlatıyor.