Dışişleri Bakanı Fidan’ın “Cin şişeden çıktı” sözü, Ankara’da NATO’suz Avrupa ihtimalinin konuşulmaya başladığını gösteriyor. (Foto: X/HakanFidan)
“Cin şişeden çıktı ve geri koymanın bir yolu yok.”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın İngiliz Financial Times gazetesine yaptığı açıklamalarda söylediği bu cümle Türkiye’nin ABD Başkanı Donald Trump’ın son birkaç haftadır yaptığı çıkışlarla değişen küresel jeopolitiğe nasıl baktığını özetliyor.
Bu cümlenin bir öncesinde “Türkiye, NATO’nun dağılması halinde oluşacak yeni Avrupa güvenlik mimarisinin bir parçası olmak isteyecektir” cümlesi var.
Onun bir cümle öncesinde de “ABD Başkanı’nın eylemleri birleşmemiz ve kendi ağırlık merkezimizi tasarlamamız için bir uyandırma çağrısıdır” diyor Türk Dışişleri Bakanı.
Burada “Biz” dediği son gelişmelerle birlikte artık Türkiye’yi de kapsayacağını varsaydığı Avrupa’dır.
On üç yıl Türk istihbaratı MİT’in başı şimdi de Dışişleri Bakanı olarak mevcut güvenlik ve dış politikalarının kurulmasında etkili olmuş Fidan hem ketumluğuyla hem de örneğin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a açmadığı bir konuyu kamuoyuyla paylaşmamasıyla tanınır.
Bu sözlerinden Ankara’da devletin en üst katlarında, zaten bazı Avrupa başkentlerinde dile getirilmeye başlayan “NATO’nun dağılması” ihtimalinin konuşulmaya başladığı sonucunu çıkarabiliriz.
NATO’lu ya da NATO’suz Avrupa
Fidan’ın “Cin şişeden çıktı” ifadesi bu anlama da geliyor.
Trump, NATO madem Rusya’ya karşı kuruldu, Trump velev ki esip gürlediği kadar yağmasa, diyelim ki AB üyelerinin Amerikan silahlarından alması karşılığında yine kendilerini Rusya’ya karşı koruma sözü verse bile NATO’da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağına, vazonun çatladığına inanıyor Ankara.
Bu yüzden Türkiye’nin -bir kaynağımın ifadesiyle- “NATO’lu ya da NATO’suz” Avrupa güvenliği seçeneklerini gündemine almaya hazırlandığını söyleyebiliriz. (Kıdemli diplomasi yorumcusu Yusuf Kanlı’nın “ABD olmadan AB’nin güvenlik geleceği: stratejik bir dönüm noktası” yazısını okumanızı hararetle öneririm.)
Bir başka kaynağım, “Yanlış anlaşılmasın” diyor; “Henüz senaryo çalışması, planlama yok ama, NATO’nun öyle kolay dağılacağına inanmasak da bu ihtimal son gelişmeler üzerine doğal olarak konuşuluyor”.
Fidan’ın “yeni Avrupa güvenlik mimarisinin bir parçası olmaktan” bahsi buna dayanıyor.
Ya Avrupa istiyor mu?
Peki, Türkiye bu jeopolitik dönüşüm vesilesiyle Avrupa’nın bir parçası, Avrupa Birliğinin üyesi olmak istiyor, Erdoğan da “Türkiyesiz Avrupa güvenliği düşünülemez” diyor da AB bunu istiyor mu?
Türkiye zaten yıllardır NATO müttefiki ABD tarafından her an boşa düşürülebileceğini -en çok da PKK konusunda- görüyor. Şimdi sıra Avrupa ülkeleri aynı kaygıya kapıldı. Avrupa da o anlamda Türkiyeleşiyor ama kapılar hala kapalı.
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’den “Napolyon’u unuttun galiba” fırçası yiyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris’teki Ukrayna toplantısından -baştan beri hem Rusya hem Ukrayna’yla görüşen Türkiye’yi dışlama kibrini gösterdi. (CHP lideri Özgür Özel’in bu yüzden Macron’u kınayıp AB’nin Türkiye’ye yaklaşması gerektiğini söylemesi iyi oldu.)
Türkiye’nin AB’yle entegrasyonunu sadece güvenlik ve savunma sanayii işbirliğine indirgemek de sadece ticaret ortaklığına indirgemek, demokratik alanın genişlemesini sadece PKK’nın silah bırakmasına bağlamak da yeni sorunlara yol açacaktır. Bununla birlikte Öcalan Açılımının başarıya ulaşmasının Türkiye’yi AB olsun olmasın rahatlatacaktır. Kürt sorunu da Türkiye’nin şişesinde bir cin gibi.
Cin şişeden çıkınca
Fidan’ın Türkiye’nin NATO’nun geleceği ve “NATO’lu ya da NATO’suz” Türkiye’nin Avrupa güvenlik mimarisinde kalma iradesi bulunduğuna dair sözlerini ciddiye almak gerekiyor.
Rusya’nın Ukrayna savaşı, ABD’nin askeri koruması olmadan AB’nin bir siyasi güç sergileyemeyeceğini gösterdi. Onlarca yıldır, ABD’ye yaslanıp savunmaya bütçe ayırmadan zenginleşen Avrupa ülkeleri şimdi -yakın zamana dek Türkiye’yi eleştirdikleri “stratejik özerklik” kavramıyla ABD’ye bağımlılıktan kurtulmayı tartışmaya başladı.
Fidan’ın “cin şişeden çıktı” tanımı yerine oturuyor. Şişeye geri sokamayacağımıza göre, yeni bir şişe gerekiyor. Avrupa da Türkiye’de o şişeyi arıyor.