Trump hepimize ABD’nin makyajsız yüzünü gösterecek: şakası yok

Açık emperyalizm diyen de var ama Trump ABD’nin makyajsız yüzüyle yüzleşmemizi sağlıyor; Demokratlar aynısını liberal makyajla yapıyordu. (Foto: X/POTUS)

Geldi, geliyor derken Donald Trump 20 Ocak’ta başkanlık görevini devraldı. İlk gün imzaladığı kararnamelerle sadece ABD değil, dünyada da Trump döneminin başladığını ilan etti.

Ayrıntılarına girmeden şu izlenimi paylaşayım: “Trump 2017’de de başkan olmuştu ama Washington farkında değildi. Şimdi fazlasıyla farkında. Örneğin, eskiden Trump’a oy veren, oy verdiğini saklardı, şimdi gururla söylüyor.” Bu izlenim Trump ailesinin özel davetlisi olarak, eşi Arzuhan Doğan Yalçındağ ile birlikte hem 2017, hem 2025 yemin törenine katılan, dolayısıyla karşılaştırma imkanına sahip iş insanı Mehmet Ali Yalçındağ’a ait.

Pekin’den Davos’a yankılar

Sadece Washington değil, dünya da Trump döneminin arızi bir durum olmadığının farkında. Çin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Han Cıng’ın Trump’ın yemin törenine katılmak üzere Washington’a gitmesi ve orada yeni Başkan Yardımcısı JD Vance ile Elon Musk ile görüşmesi dahi bunun kanıtı. Han, yemin töreni öncesinde Çin Cumhurbaşkanı Şi, Cingpin ile Trump arasında -muhtemelen kendi ayarladığı- bir telefon görüşmesini de duyurmuş.

ABD’nin en ciddi ticari rakibi Çin, Tr4ump döneminin şakası olmadığının farkında.

Avrupa endişe içinde. Washington’daki yemin töreninden bir sün sonra, 21 Ocak’ta İsviçre’nin Davos şehrinde Dünya Ekonomik Forumu açılışında konuşan Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Sizinle rekabet içinde değiliz, işbirliğine açığız” mesajı vermek zorunda kaldı. Trump’ın, İkinci Dünya Savaşından bu yana Moskova’ya karşı ABD’nin askeri gücüne sırtını dayayıp zenginleşen NATO’nun Avrupalı üyelerinden türlü çeşitli talepleri var. Toprak talebi dahil.

“Trump’ın açık emperyalizmi”

Örneğin, Trump Grönland’da hak iddia ediyor. Kuzey Kutup Dairesindeki Grönland, ABD’ye deniz komşusu ama hem AB hem NATO üyesi olan Danimarka’ya ait. Kanada’yı zaten eyaleti sayıyor. Yemin töreni konuşmasında işletmeciliği Çin’in yaptığı Panama Kanalını gerekirse askeri güçle alabileceğini söyledi. Meksika Körfezine de artık Amerika Körfezi denecekmiş; öyle istiyor. Yasadışı göçmenlerin Meksika’ya gönderilmesi kararnamesini zaten ilk gün imzaladı. Bu bütün dünyada göçmen politikalarını etkileyecek bir adım.

Komşularına bunu yapan Trump, tam desteğine sahip İsrail’in Türkiye ile zıtlaşması, ya da Suriye’de PKK ile sorunu üzerine neler yapmaz?

Yalçındağ, Trump’ın bu sözleri söylerken samimi olduğunu, gerçekten böyle düşündüğünü söylüyor. Birgün Gazetesinde Hayri Kozanoğlu ise Trump’ın “Yeniden Büyük Amerika’yı Kurmak (MAGA)” sloganını 1817-1825 yılları arasında ABD Başkanlığı yapan James Monroe’nun “Amerika Amerikalılarındır” sloganıyla benzeştiriyor ve “Trump’ın açık emperyalizmi” tanımını getiriyor. Trump’ın da Monroe gibi sadece Kuzey Amerika kıtasının değil, ek olarak Kuzey Atlantik ve Pasifik’in tamamını hegemonyası altına almak istediğine işaret ediyor.

ABD’nin makyajsız yüzü

Trump’ın yemin töreninde Elon Musk ile birlikte boy gösteren ve Demokratların “Teknoloji oligarkları” adını taktığı süper zenginlerin durumu buna örnek. Musk dışında hepsi Kamala Harris’e de büyük bağışlarda bulunmuş; kim kazanırsa onunla sevinmek için. Keza büyük silah şirketleri hem Trump hem Harris seçim kampanyalarına bağışta bulunmuş; enerji şirketleri de öyle.

Hala ABD’nin sadece liberal makyajlı yüzünü görmek isteyenlere bakarsanız, Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşından sorumlu tuttuğu, İsrail’in Filistinlileri on binlerle katletmesine silah ve para yağdıran Demokratlar kazansaydı dünya barışı sağlanmak üzereydi.

Herkese kayırmacılık dersi veren Demokrat Biden, görevdeki son günü, daha haklarında soruşturma bile açılmamış yakınlarına yargı koruması sağlamadı mı? Demokratlar dünyaya “Ulus devlet bitti” talkını verirken, daha 5 Ocak’ta U.S. Steel fabrikasının Japon çelik devi Nippon Steel’e satışını ulusalcı gerekçelerle iptal etmedi mi?

Trump ABD’nin makyajsız yüzüdür ve belki bu yüzle yüzleşmek dünyadaki gerçek demokratların sahte hayallere, yanılsamalara kapılmasından daha iyi olacak; böylece herkesin ayakları biraz daha yere basacak.

Türkiye’nin durumu

Trump’ın önündeki dış politika dosyasında üç sıcak nokta var. Biri hem Pasifik hem Atlantik’i kapsayacak şekilde Çin-Rusya ikilisiyle, vekil güç olarak Kuzey Kore’yi unutmuyoruz.

Diğer iki kriz bölgesi Türkiye’nin güneyi ve kuzeyinde yer alıyor. Güneyimizde İsrail-Filistin, Lübnan, Suriye, Irak ve (Doğu’yu da katarak) İran hattı. Kuzeyimizde Karadeniz-Doğu Avrupa hattı, yeni Rusya-Ukrayna savaşı.

Türkiye hassas bir konumda.

Trump Amerikan sermayesinin en yayılmacı, Amerikan seçmeninin en dışlanmış kesiminin, yani en üsttekilerle en alttakilerin sesi olmakla kalmadı. Bu makyajını silmiş, kadife eldivenini çıkarmış, emperyalist duygularını saklamayıp, onunla övünen kesimini siyaset ve ekonomiye taşıdı.

Yalçındağ “Hedefi iki yıl sonraki ara seçimlerden de zaferle çıkıp, seçildikten sonra ilk ara seçimi de oyunu artırarak alan ilk başkan olmak” diyor.

Sonrasında Trump da gözünü bir şekilde iki dönem başkanlığın ötesine dikmez mi diyorsunuz? Dünya liderlerinin en “olmaz” denilen şeyleri birbirlerinden kopya çekerken “olur” kıldığı dünyada, Trump’ın bir daha başkan olmayı istemeyeceğini gerçekten düşünüyor musunuz?