İzmir’de ABD askerine çuval eylemi: anti-emperyalizm mi, değilse ne?

İzmir’de bir ABD askerinin tartaklanıp başına çuval geçirilmesi eylemi anti-emperyalizme mi, değilse neye hizmet ediyordu? (Foto: TGB videosu ekran resmi)

Karl Marx’ın güzel ve isabetli bir sözü vardır: “Tarihi olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır”. 2 Eylül’de İzmir’de Konak çarşısında sivil giyimli Amerikan askerinin dövülüp kafasına çuval geçirilmesi eylemi bu sözü bir kez daha hatırlattı.

Doğu Perinçek’in Vatan Partisi gençlik örgütü Türkiye Gençlik Birliği’ne göre bu anti-emperyalist bir eylemdir. 4 Temmuz 2003’te Irak, Süleymaniye’deki uluslararası anlaşmalara göre orada bulunan Türk gözlem birliğinin ABD işgal kuvvetlerince basılmasının intikamıdır. Aynı zamanda İsrail’in Filistin halkına zulmüne destek veren ABD emperyalizmine “Yankee go home” sloganıyla verilmiş bir yanıttır.

Eylem sosyal medyada ses getirdi. Kimileri destekledi, bunu 1968’de devrimci gençlerin İstanbul’a Dolmabahçe açıklarına demirleyen ABD Altıncı Filosuna ait Shangi-La uçak gemisinden karaya çıkan askerlerin Boğaz’a atılmasına benzetenler oldu. Kimileriyse eylemin ne 1968 eylemi ne de 2003’e yanıt verme niteliğinde sığ ve çocukça buldular.

Her ikisiyle de karşılaştıracağız ama bir önemli ayrıntı daha var.

ABD askerleri neden İzmir’deydi?

İzmir valiliğinin açıklamasına göre, iki ABD askerine “fiziki saldırıda” bulunan, birinin başına çuval geçiren 2’si kadın 15 kişi gözaltına alınmış. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği de saldırıya uğrayan askerlerin “şu anda güvende” bulunduğunu söyleyip olaya hızla müdahale edip soruşturma başlatan Türk makamlarına teşekkür etmiş.

Büyükelçiliğin İzmir eylemi açıklamasında bir ayrıntı var. Sivil kıyafetleriyle Konak’ta çarşı iznine çıkan ABD askerleri İzmir’de demirleyen USS Wasp amfibik saldırı gemisi personeliydi. Eylem bunu dikkatişmize getirdi.

USS Wasp, Türkiye’nin ilk amfibik saldırı gemisi TCG Anadolu ile 13-17 Ağustos tarihlerinde Doğu Akdeniz’in uluslararası sularında, Türk firkateyni TCG Gökova’nın eşliğinde askeri tatbikat yapmıştı. Wasp, İsrail’i (İsrail’in Tahran’da Hamas lideri İsmail Haniye’yi öldürtmesi ardından) muhtemel İran misilleme ihtimaline karşı gönderilmişti. CHP’li Yankı Bağcıoğlu’nun bu tatbikatı Milli Savunma Bakanlığı değil de neden Amerikalılardan öğrendiğimizi sorması üzerine de MSB bunun planlı tatbikat olmayıp eğitim çalışması olduğu açıklamasını yapmıştı.

Özetle, Amerikan askerleri aynı zamanda NATO Müttefik Kara Kuvvetleri karargâhına ev sahipliği yapan İzmir’de hükümetin konuğuydular.

Eşeğini dövemeyen semerini

Dolayısıyla İzmir eylemi bir atasözümüzü de akla getiriyor: Eşeğini dövemeyen semerini döver.

Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek, sırf CHP ve DEM Parti’ye karşı sol, anti-emperyalist söylemle sert eleştirilerde bulunması nedeniyle AK Parti yanlısı TV kanallarında konuk edilebilen kıdemli bir siyasetçi. Herhangi başka bir sol parti merkez medyada bu kadar görünür olsa ne kadar seçmenin oyunu alacağını bilemeyiz ama Vatan Partisi 14 Mayıs 2023 seçimlerinde -yurtdışından gelen 1218 oy dahil- 52 bin 720 oy almıştır; oy oranı binde 7’dir. Galatasaray’ın Seyrantepe stadyumunun kapasitesi 52 bin 600 kişidir.

İzmir eylemine katılan TGB üyeleri mutlaka anti-emperyalist duygularla harekete geçmiş ve geçirilmişlerdir. Ama bu eylemin “ABD emperyalizmine ders verdiği”, neticede onun işine yaramayacağını söylemek biraz naif kaçıyor.

Neticede Wasp, her gün -ve halkın çoğunluğunun duygularına da hitap ederek- ABD karşıtı söylemi kullanan -böylelikle ekonomik krizi de bir ölçüde perdelemeyi amaçlayan- AK Parti hükümetinin diğer yandan ABD ile bütün müttefiklik gereklerini yerine getirmesinin sonucunda İzmir’dedir.

Süleymaniye ve İzmir eylemi

İzmir eylemi ile 1968’in Dolmabahçe-6’ıncı filo eylemi arasında benzerlik aramak Marx’ın “ilkinde trajedi, ikincisinde komedi” sözünü akla getiriyor.

Süleymaniye konusunda gelince. Türk askerlerinin Amerikan askerlerince başlarına çuval geçirilerek tutuklanması gerçekten tarih boyunca Türk askeriyesinin yaşadığı en zor durumdur. ABD’nin (Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin istihbarat desteğiyle) bu eylemi, TBMM’nin AK Parti hükümetinin Irak’ın işgaline kuzeyden destek verme izin talebini, 1 Mart tezkeresini reddetmesinin -bugün dahi bitmeyen intikam eylemi idi.

Ankara, ABD ile işlerin daha da kötüye girmemesi adına o eylemi yanıtsız bırakmıştır. Hatta Türk ve Amerikan genelkurmaylarınca kurulan ortak komisyon çalışmaları sonucu, Çuval Olayındaki  sıralı üç Türk Komutan emekli edilmiş, ancak CENTCOM’un sıralı üç ABD’li komutanı terfi alarak önemli görevlere gelmiştir. Kara Kuvvetleri Komutanı rütbesindeyken Orgeneral Hulusi Akar, o tarihte kendisi de ABD Kara Kuvvetleri Komutanı olan Süleymaniye komutanlarından Ray Odierno’nun elinden 27 Ocak 2015’te Pentagon’un Liyakat Madalyasını almıştır.

Kime hizmet ediyor?

CHP’li Namık Tan, 2 Eylül’de yayınladığı “X” mesajında, eğer Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Rusya’dan S-400 füzeleri alınması nedeniyle Türkiye F-35 programından çıkarılmış olmasaydı, belki de TCG Anadolu’nun güvertesine şimdi ABD V-22 uçağı iniş tatbikatı yerine Türk F-35’lerinin inip kalkıyor olacağını yazdı.

ABD’de 5 Kasım seçimleriyle yeni bir başkan geliyor. Türkiye-ABD ilişkileri ise bir yandan Suriye-PKK diğer yandan İsrail-Filistin krizlerinin üstünde hâlâ S-400 konusuna bağlı. Şimdiye dek devletin (Abdullah Öcalan’ın yakalanması, Rusya ile uçak düşürme krizinin çözülmesi gibi) bazı örtülü operasyonlarında hizmetine iş insanı Cavit Çağlar, T24’te Cansu Çamlıbel’e “S-400’leri satıp kurtulsak bütün sorunlar çözülür” mealinde konuştu. İlginçtir.

Marx’tan bir alıntı ve bir atasözünün üzerine bir de Roma İmparatorluğu’ndan miras Latince bir sözle tamamlayalım: “Cui bono?-Kimin yararına?”

İzmir’de tanık olduğumuz bir yönüyle sıradan vatandaşın milliyetçi duygularını okşamaya yönelik bir sokak eylemi, diğer yönüyle aslında kime hizmet ettiğine bakılması gereken bir örnek gibi duruyor.