Türkiye ve Irak 15 Ağustos’ta “Terörle Mücadele Mutabakat Zaptı” imzaladı. Tam da PKK militanlarının Irak topraklarından gelerek Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleye başlamalarının 40’ıncı yıldönümünde, simgesel yönü ağır imzaları Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin attı. Ama hükümetin yıllardır üzerinde çalıştığı bu anlaşma kamuoyuna Irak’a vize serbestisi yönüyle yansıdı ve tepki topladı.
15 yaş altı ve 50 yaş üstü Irak vatandaşları Türkiye’ye vizesiz gelebileceklerdi. Türkiye’ye isteyen vizesiz girebiliyor ama Türk vatandaşları istedikleri her yere vizesiz gidemiyor, vize almaları da giderek zorlaşıyordu. Şimdi Irak’a da sağlanacak vize kolaylığının Batı ülkelerinin Türk vatandaşlarına vize vermeyi daha da zorlaştırma bahanesi yapacağı aşikârdı.
Diplomatik kaynakların T24’e bildirdiğine göre bu yaş gruplarında Türkiye’de sığınmacı olarak kalma, ya da buradan Avrupa’ya sıçramaktan çok ülkelerine dönme eğiliminde olduğu görülüyordu. Bu ikna edici bir gerekçe değildi. Şimdi mi akla gelmişti ve neden bir güvenlik anlaşması ile birlikte açıklanıyordu?
Irak’a vizenin iç yüzü
Irak’a -resmî söylemle- “kısıtlı vize serbestisi” tanınmasının iç yüzü zaten o anlaşmada saklıydı.
Türkiye-Irak ilişkilerinde normalleşme çabaları Başbakan Şiya es Sudani’nin iki yıl kadar önce, Ekim 2022’de göreve başlamasıyla hızlanmıştı. Sadece güvenlik bakımından değil, petrol ticareti ve Kalkınma Yolu gibi ortak stratejik ulaştırma projeleri geliştirilmeye başlanmıştı.
Güvenlik açısından Türkiye’den bakınca PKK’nın kırk yıldır Irak topraklarındaki varlığı, Irak açısından bakınca da yıllardır kendi topraklarındaki Türk askeri varlığı sorunu başattı. Türk Silahlı Kuvvetleri 1991 Körfez Savaşı ve 2003’teki ABD işgaliyle çökertilen Irak devlet yapısının, istese de yapamayacağı PKK saldırılarını sınır ötesinde engelleme çabasıyla Irak topraklarında gözlem üsleri kurmuştu.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye ve Irak dışişleri bakanlarının güvenlik zaptına imza attıkları aynı 15 Ağustos günü Habertürk’ten Fevzi Çakır’a yaptığı açıklamada, Irak topraklarında 2019’dan bu yana devam eden Pençe serisi operasyonlarını artık tamamlama aşamasına geldiklerini, Irak hükümetinin de “doğru adımlarla” işbirliği yaptığını söylüyordu.
Sudani’nin müjde ihtiyacı
15 Ağustos’ta Ankara’da imzalanan mutabakat zaptı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bu yıl 22 Nisan’da Irak’a yaptığı ziyarette imzalanan 26 anlaşma çerçevesinde öngörülen adımlardan biriydi.
İmzalanan terörle mücadele mutabakat zaptının en önemli unsurlarından biri de Türkiye’nin Irak topraklarının yaklaşık 100 kilometre kadar içinde, Musul’un 15 kilometre kadar kuzeyinde, Başika bölgesi Zilkan beldesi yakınlarındaki Gedu üssü. 2015’te kurulan bu üs PKK’nın Irak-Suriye geçiş hatlarını engelleme amacı taşıyor. Üs daha önce hem PKK hem de Irak’taki Şii çatı örgütü Heşdi Şaabi içindeki İran yanlısı grupların roket saldırılarına hedef olmuştu.
Anlaşmayla Başika üssü Irak’a devredilecek ama Türkiye ve Irak ortak askeri eğitim üssü olacak. Böylece Türkiye’nin Irak topraklarındaki önemli bir askeri varlığı yasal zemin kazanmış olacak.
Tabii almadan vermek olmuyor. Irak Başbakanı Sudani’ni halkına bu üssün sonunda Türkiye yönetiminden alındığını söylerken bir de müjde verme ihtiyacı vardı.
Irak’a vize serbestisinin o müjdelerden biri olduğu anlaşılıyor.
Türkiye’deki vize lobisi
Irak’a başka müjdeler de verilip verilmediği zamanla ortaya çıkacaktır. Ama Türkiye’nin kazanç hanesine yazılan unsurlardan birinin de Bağdat’ta bir “ortak harekât merkezinin” faaliyete geçirilmesi olduğunu kaydedelim. Bunlar da “normalleşmenin” bir parçası sayılıyor.
Hazır konu açılmışken, ekonomik krizlerle giderek eriyen ve nefes alma imkânları daralan orta sınıfın çok şikâyetçi olduğu vize uygulamalarından çıkarı olan sektörler olduğunu, bir yandan onların da lobi faaliyeti yürüttüğünü unutmamak gerekiyor.
Türk vatandaşlarına getirilen vize uygulamasından hiç de rahatsız olmayan sektör turizm sektörü. Dışarıya çıkamayan parasını içeride harcayacak nasıl olsa diye düşünülüyor.
Bir de kozmetik tıp sektörümüz var örneğin; saç ektirme, burun yaptırma, silikon bastırma sektörü. Türkiye’ye ne kadar çok vizesiz yabancı gelirse, o kadar çok müşteri demek onlar için de.
Çözdükçe dolaşıyor…