Devletin birliğini bütünlüğünü bozan hainler kimler?

Kobane davası karara bağlandı. Belli ki düşünülmüş, taşınılmış, hin oğlu hin hesaplar sonucu alınmış bir karar. Kumpasın farkında olmayan kamuoyuna, "Bakın tahliyeler de yaptık, suçsuzlara beraat verdik. Sadece devletin birliğini bütünlüğünü bozanlara, terör örgütü üyelerine hak ettikleri cezalar hak ettikleri oranda kesildi, daha ne istiyorsunuz!" mesajı veren bir karar. Hedefte, beklendiği gibi öncelikle Selahattin Demirtaş var, Figen Yüksekdağ da biraz Demirtaş narına yanmış gibi görünüyor.  Eş başkanların birine 42 yıl verip ötekini esirgemek şık olmaz tabii…

Bu son karar değil, bildiğim kadarıyla çeşitli yargı aşamaları var daha. İstinaf, yargıtay, anayasa mahkemesi…Yargı erkinin hal-i pür melâline bakılacak olursa hukukî bir karar ve adalet beklemek safdillik olur ama henüz her şey bitmiş değil.

Benim dikkatimi çeken, Demirtaş'a devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaktan, Figen Yüksekdağ'a da devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardımdan ceza kesilmiş olması. Hak, hukuk, adalet, insaf, vicdan yoksunu bu karar o derece isyan ettirici ki, abuk ve komik  yanına değinmek mahkûm edilenlere saygısızlık gibi geliyor.

Lağım çukurunda debelenen ülkede hangi devletten söz ediyorsunuz?

Ülke, her biri birkaç Susurluk vahâmetinde skandallarla sarsılırken; devlet aparatından çıkan pis kokular dört bir yanı sarmışken; iktidarda, devlet kurumlarında, yargıda, emniyette, kimin eli kimin cebinde belli değilken; iktidar ortakları  devleti parsellemiş, siyaset kurumu senin çeten benim çetem, senin mafyan benim tarikatım kavgasına tutuşmuşken; millet, yaratılan ülke boyu lağım çukurunda debelenirken hangi devletin hangi birliğinden söz ediyorsunuz sayın yargıçlar! Ya da soruyu şöyle soralım: Yanlış sanıkları yargılıyor olmayasınız? Bir ihtimal daha var. Belki gelecek zamana ışınlandınız da devletin birliğini, ülkenin bütünlüğünü bozan gerçek sanıkları yargılayıp vermişsinizdir bu kararı.

Devlet kurumları çoktandır parsellenmiş, devletin birliği bütünlüğü bozulmuş durumda. Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi'ni tanımadığı, yetmedi Anayasa Mahkemesi hakimleri için yargılama istediği, o hakimlerin terörist ilan edildiği bir devlet işleyişinde hangi bütünlük, hangi birlik kalmış da şimdi birileri onu bozmuş! 

Devletin en önemli kurumlarından emniyet teşkilatında, şu iktidar partisi bu iktidar ortağı birbirine düşmüş, birbirlerinin bileğini bükmeye çalışırlarken, sokaktaki sade vatandaş bile yargıda emniyette kimler hangi partinin, hangi bakanın, hangi siyasetçinin adamı, hangi tarikat, hangi cemaat devletin hangi köprübaşlarını tutmuş biliyorken, hangi devletin hangi birliği bozulmuş!

Evet, o birliği, bütünlüğü bozmak için yıllardan beri çabalayan şimdi de birbirlerine düşmüş olanlar var ama siz onları değil, onların emriyle bu ülkenin en has evlatlarını mahkûm ediyorsunuz. Bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını, onların yüzde biri kadar sevseydiniz, düşünseydiniz, halkların birliğini, bütünlüğünü, temiz ve adil bir devlet düzenini onlar kadar isteseydiniz, bu dava beraat kararıyla biterdi. 

Bu ülkede toplumsal barışa, ortak yaşam umuduna, halkın kardeşliğine, huzuruna kastetmiş olanlar hep vardı ama hiçbir zaman bu kadar gözü dönmüş, bu kadar hain ve bu kadar pervasız olmamışlar, kendi siyasî, ideolojik, ekonomik beka'ları uğruna ülkenin geleceğini böylesine karartmamışlardı.

Soruyorum: Devletin bütünlüğünü, milletin birliğini bozanlar Kobane davasında mahkûm edilenler mi, onları mahkûm ettirenler mi? 

Kobane davası kararları ve bu kararlara alkış tutanlar ülkenin barış ve demokrasi sorununun kilidi olan Kürt meselesini nasıl bir çıkmaza, ülkeyi nasıl bir çözülmeye, milyonlarca insanı, Kürt halkını, gerçek barışçıları nasıl bir yürek soğumasına, nasıl bir umutsuzluğa ve çözülmeye sürüklediklerinin farkındalar mı? Verdikleri ve alkışladıkları kararlar asında böyle bir çözülme, kaos ve çözümsüzlük amaçladıklarını düşündürüyor.

Kobane kararı HDP'nin kapatılma kararının işaretini veriyor

Kobane'den sonra sırada Anayasa Mahkemesi'nde bekleyen HDP'nin kapatılma kararı var. Kurtlar şimdiden DEM Parti diye ulumaya başladılar bile.

Uzun söze gerek yok. Kısaca siz diyorsunuz ki, bölgede ve Türkiye sathında Kürt halkına legal, demokratik siyaset yaptırmayız. Millî irade sözünü dilimizden düşürmeyiz ama milyonların iradesi geçersizdir, çünkü HDP seçmenini milletten saymıyoruz. Parti de kurdurmayız, kurarlarsa da yaşatmayız.

Diyorsunuz da ne oluyor! Olan vatana millete, halka, ülkenin geleceğine oluyor. Ve gerçek bölücülerin, gerçek devlet ve millet düşmanlarının yüzü Kobane davası kararlarına apaçık yansıyor. 

Fark etmediğiniz; Türküyle Kürdüyle halkın aynada yansıyan o yüzleri artık görmeye, tanımaya başladığı. Terör umacınızın, beka yutturmacanızın, Kürt düşmanlığının raf ömrünü tükettiği. 

Önümüzde zor günler var ama bilin ki devran artık tersine dönüyor.