İktidar, 1 Mayıs 2024 için, Taksim Meydanı’nı hâlâ emekçilere yasaklamak kararında ısrar ederken Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği TMMOB, Türk Tabipleri Birliği TTB ve Türk Dişhekimleri Birliği TDB, 16 Nisan 2024 günü Beşiktaş İskele Meydanı’nda, 1 Mayıs 2024’e çağrı yaptı.

Ortak açıklamanın bazı satır başları şöyle:

1 Mayıs’ta demokrasiye, adalete, özgürlüğe, eşitliğe, barışa ve kardeşliğe dair umutlarımızı ve taleplerimizi haykıracağız.

Türkiye’nin dört bir yanında meydanlarda buluşacak, ekmeğimizin her gün küçülmesine, adaletin terazisinin tamamen bozulmasına, en temel hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine hep bir ağızdan dur diyeceğiz.

Bugünlerde değil insanca yaşamak, hayatta kalmak dahi giderek zorlaşıyor.

Bu ülkenin kaynakları hepimizi insanca yaşatmaya yeter. Yeter ki kaynaklarımız rantçılara, sermayeye, faize, saraya, şatafata, silaha, savaşa değil işçilere, kamu emekçilerine, emeklilere ve kamu hizmetlerine kullanılsın.

Vergi yükü bizlerin sırtına yüklenirken sermaye ise keyfine göre vergi veriyor, bir gecede vergileri sıfırlanıyor, affediliyor.

İşsizlik, özellikle de genç ve kadın işsizliği yeni rekorlara koşarken iş bulanlara da giderek daha düşük ücretler ve daha güvencesiz çalışma biçimleri dayatılıyor.

Açlık sınırına bile yaklaşamayan maaşlara mahkûm edilen emeklilere“banka promosyonu müjdesi” verilerek resmen alay ediliyor.

Mülteciler asgari ücretin altında ücretlerle, sigortasız, güvencesiz ve hatta ölümüne çalışmaya mahkûm edilerek tüm ücretler baskı altına alınıyor.

Biz yasal, anayasal haklarımızı bile kullanamazken parası ve makamı olanlar hiçbir kurala, mahkeme kararına, hatta kendi yazdıkları yasalara ve Anayasa’ya bile uymak zorunda değil!

TÜİK mahkeme kararlarına uymayarak enflasyon verilerini nasıl hesapladığını açıklamıyor, ekmeğimiz sahte enflasyon verileriyle küçülüyor.

Ülkemiz bir ucuz emek cenneti haline getirilmek istenirken Türkiye dünyada işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasında.

Demokrasi mücadelesi 2024 1 Mayıs’ının en asli gündemlerinden biridir.

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), bütün dünyada otoriter rejimlerin yükselişine, demokrasinin gerilemesine ve buna bağlı olarak işçi haklarının zayıflamasına karşı “Demokrasi İçin” başlıklı küresel bir kampanya başlatmıştır.

2024 1 Mayıs’ı ülkemizde ve dünyada, sermaye düzeninin ve bunlara bağlı otoriter rejimlerin tahrip ettiği demokrasiyi yeniden inşa edecek olan kolektif öznenin meydanlarda boy göstereceği tarih olacaktır.

2013’ten beri hukuk dışı biçimde 1 Mayıslara kapatılan Taksim Meydanı’na dair Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz yıl Aralık ayında son kararını vermiştir.

Doğrudan bu karardaki ifadelerle söylersek “1 Mayıs’ta Taksim’de olmak her işçinin, emekçinin hakkıdır” ve bizler de bu hakkı kullanacağız.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak hakkımıza-hukukumuza; gelirde, vergide ve ülkede adalet talebimize sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak söz ve karar hakkımıza; sendikalı olma, örgütlenme ve grev hakkımıza; ifade özgürlüğümüze; yani demokrasiye sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak İstanbul Sözleşmesi’ne, işyerinde şiddete ve tacize karşı ILO’nun 190 sayılı sözleşmesine sahip çıkmaktır.

1 Mayıs alanlarında olmak eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, hepimizin eşit yurttaşlar olarak barış içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir memleket mücadelesine sahip çıkmaktır.

1 Mayıs’ta alanlarda olmak emperyalizme karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmaktır. 

While the government still insists on its decision to ban Taksim Square to the workers for May 1, 2024, the Confederation of Revolutionary Trade Unions of Turkey DİSK, the Confederation of Public Employees Unions KESK, the Union of Chambers of Turkish Engineers and Architects TMMOB, the Turkish Medical Association TTB and the Turkish Dental Association TDB, 16 April He made a call for May 1, 2024, at Beşiktaş İskele Square.

Some highlights of the joint statement are as follows:

On May 1, we will shout out our hopes and demands for democracy, justice, freedom, equality, peace and brotherhood.

We will meet in squares all over Turkey and say stop to our bread getting smaller every day, the scales of justice to be completely distorted, and our most basic rights and freedoms to be usurped.

These days, it is becoming increasingly difficult to live humanely, even to survive.

The resources of this country are enough to keep all of us alive humanely. As long as our resources are used for workers, public workers, retirees and public services, not for profiteers, capital, interest, palaces, ostentation, weapons and war.

While the tax burden is placed on our shoulders, capital pays taxes as it pleases, their taxes are reset to zero overnight and they are forgiven.

While unemployment, especially youth and women's unemployment, is reaching new records, lower wages and more precarious working styles are being imposed on those who find employment.

Retirees, who are condemned to salaries that do not even come close to the hunger line, are literally mocked by being given the "good news of bank promotions" .

Refugees are forced to work for wages below the minimum wage, without insurance, without security or even to death, and all wages are suppressed.

While we cannot even exercise our legal and constitutional rights, those with money and positions do not have to comply with any rules, court decisions, or even the laws and Constitution they wrote themselves!

TurkStat does not comply with court decisions and does not explain how it calculates inflation data, our bread is shrinking with fake inflation data.

While our country is wanted to be turned into a cheap labor paradise, Türkiye is among the 10 countries with the worst workers' rights in the world.

The struggle for democracy is one of the most important agendas of May 1, 2024.

The International Trade Union Confederation (ITUC) has launched a global campaign titled "For Democracy" against the rise of authoritarian regimes around the world, the decline of democracy and the resulting weakening of workers' rights.

May 1, 2024 will be the date when the collective subject who will rebuild the democracy destroyed by the capital order and their affiliated authoritarian regimes will appear in the squares in our country and in the world.

The Constitutional Court gave its final decision in December last year regarding Taksim Square, which has been illegally closed to May 1st since 2013.

To put it directly in the words of this decision, "It is the right of every worker and laborer to be in Taksim on May 1" and we will use this right.

It is our right and law to be in the streets on May 1; It is to defend our demand for justice in income, taxes and in the country.

Being in the streets on May 1 is our right to say and decide; our right to unionize, organize and strike; to our freedom of expression; that is, to protect democracy.

Being in the streets on May 1 means defending the Istanbul Convention and ILO Convention No. 190 against violence and harassment in the workplace.

Being in the May 1st areas means supporting equality, freedom, secularism, and the struggle for a country where we will all live in peace and brotherhood as equal citizens.

Being in the streets on May 1 means defending peace and brotherhood of peoples against imperialism.