CHP’nin 31 Mart seçim zaferi yalnızca kendisine bağlı nedenlerden olmadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimindeki AK Parti’nin ülkeyi ekonomik krize sokması ve çıkış yükünü halkın omuzlarına yığması ve yöneticilerin halka tepeden bakan şatafatlı kibirleri de etkili oldu. Ancak CHP’nin uzun yıllardan beri ilk defa seçimden birinci parti çıkmasında yönetimiyle birlikte ittifak siyasetini değiştirmesi asli etken oldu. CHP’nin 2023’te izlediği ittifak siyasetiyle 2024’te izlediği arasında önemli bir güncelleme vardı.
CHP’nin ittifak siyasetinin 1.0 sürümü 2023’te tutmadı ama 2.0 sürümü 2024’te başarı getirdi.
Buradan “Kılıçdaroğlu gitti, dertler bitti” sonucunu çıkarmakta aceleci davrananlara yazının sonuna dek sabretmelerini tavsiye edeceğim.
Başarı 14-28 Mayıs 2023 seçim yenilgisi ardından 5 Kasım kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu’nun yerine seçilen Özgür Özel’in Kılıçdaroğlu’nun siyaset çizgisini külliyen reddetmesiyle gelmedi. Tersine, Kılıçdaroğlu’nun 2019 yerel seçimlerinde de başarı getirmiş olan ittifak siyasetini geliştirmesiyle, matematik ifadeyle türevini alıp güncelleştirmesiyle geldi.
Neydi fark? Biraz açalım.
1.0 sürümü neden kaybetti?
Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin çıkış yolunu ittifak siyasetinde görmesi doğruydu. CHP Deniz Baykal döneminde yüzde 21-22 aralığında sıkışmıştı ama Kılıçdaroğlu döneminde de 25-26 aralığını aşamamıştı. Kılıçdaroğlu’nun 2017’deki Adalet Yürüyüşü, Erdoğan-karşıtı siyasi güçlerin bir arada durabileceğine dair bir deney de oldu.
İYİ Parti’nin Haziran 2018 seçimlerine girebilmesi için 15 CHP milletvekilinin geçici olarak transferi Millet İttifakının Kurulmasını sağladı. CHP ve İYİ Parti işbirliği 2019’da İstanbul’da Ekrem İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş’ın kazanmasının (sembolik düzeydeki güçleriyle Saadet ve Demokrat partilerinin de katılımıyla oluşan) ittifak siyasetinin ürünüydü.
Kılıçdaroğlu aynı siyaseti, 2023 seçimlerinde de uygulamak istedi. Doğrusu, ittifak masasına Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek ve Ali Babacan’ın Deva partilerinin dahil olması İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu tarafından ikna edilebilmesiyle kuruldu. Zaten 2023 seçim yenilgisi ardınmdan Kılıçdaroğlu’nun kendi Cumhurbaşkanlığına onay vermeleri için bu partileri Altılı Masaya aldığı suçlamaları buradan kaynaklandı.
Ancak liderler düzeyinde, bitmeyen pazarlıklar ve tavizlerle kurulan bu model 2023 seçiminde tutmadı.
2.0 sürümü: tabanda ittifak
CHP Kurultayında kararsız delegelerin de Özel’den yana geçmesinde, Özel’in Kılıçdaroğlu’nu dört partiye 39 milletvekili kontenjanı verme ve Ümit Özdağ ile gizli bakanlık protokolü nedeniyle eleştirmesinin etkili olduğunu bizzat gözlemledim.
Aslında CHP Kurultayına giden yol, Temmuz 2023’ten itibaren CHP içindeki “değişimcilerin” video konferans ya da yüz yüze yaptığı bir dizi toplantıyla başlamıştı. O toplantılarda diğer partilerle liderlikler düzeyinde pazarlıklarla kurulan ittifakın artık işlemediği de konuşuluyordu.
1.0 sürümü ittifak siyaseti parti liderleri ve kurulları arasındaki uzlaşmaya dayanıyordu. Uzlaşmanın mümkün olmadığı noktada -ki bu Akşener’in Masadan kalkıp geri geldiği günlere denk geliyor- vazo çatladı.
İttifak siyasetinin 2.0 sürümü ise parti liderlikleri arasındaki pazarlıkları değil, parti aidiyetlerinin ötesinde seçmenlerin ortak şikâyet, talep ve çıkarları üzerine inşa edilme girişimi başladı.
İmamoğlu ve Özel’in “tabanda ittifak” dediği model buydu.
Aslında İstanbul’da İmamoğlu, Ankara’da Yavaş’ın 2019’dan beri uyguladığı hizmette partizan olmayan belediyecilik anlayışı da az çok buna dayanıyordu. “İttifak 2.0” böyle doğdu ve başarı getirdi.