Galatasaray Lisesi’nde okurken, postane binasının yanındaki duvarda, uzunca bir süre bir afiş asılı kalmıştı. Yıl 1976 idi ve yılın en iyi filminin afişiydi. Film bir Amerikan filmiydi ama bizim mektebin karşısında İtalyanca afişi durdu uzun süre: “E nata una stella”
Barbra Streisand ve Kris Kristofferson’un başrolünü oynadığı bu filmi gençler yıllar sonra Bradley Cooper ve Lady Gaga versiyonu ile izlediler: “A star is born” ya da “Bir yıldız doğuyor”
Dün de bu filmin son versiyonunu hep birlikte izledik.
“Bir lider doğuyor”
Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı kazandığını söylüyorum dünden beri.
Seçim kampanyasının ilk gününden itibaren “İmamoğlu tek, hepsi beraber” demiştim zaten.
Ama en açık rakibi Erdoğan idi.
Cumhurbaşkanı hem kendisi hem de tüm Bakanlar Kurulu ile yüklendi İstanbul’a.
Eski bir bakanını, eski bir bürokratını desteklemek ve kazandırmak için.
Yanına kolay yaklaşılmayan bakanlar bile esnaf ziyareti yaptılar İstanbul’da.
Sonuç muazzam bir fark oldu.
Murat Kurum, tek başına kampanya yürütse idi, belki de fark bu kadar büyümezdi, bilemeyiz.
İmamoğlu’nun başarısı müthiş.
İstanbul farkı, üzerine Ankara’daki Altınok hezimeti CHP’yi 1. partiliğe taşıdı.
Bu arada farkında mısınız bilmem ama çaktırmadan ve sessiz sedasız bir lider daha tomurcuk vermeye başladı.
Adı Özgür Özel.
Seçim gecesinin kazananlarından biri de CHP Genel Başkanı olarak başladığı geceden, CHP lideri olarak çıkmayı başaran Özgür Özel.
Doğrusunu isterseniz, seçim gecesi yaptığı konuşma, beklenenin çok ötesinde bir başarı elde etmiş bir parti liderinin yapabileceği en olgun, en alçak gönüllü ve siyaseti çok iyi okumayı başarmış bir aklın verebileceği mesajları içeriyordu.
Yumuşak, kucaklayıcı, ilk adımı sonuç saymayan bir konuşma idi.
Bu başarıda elbette Ekrem İmamoğlu’nun, Mansur Yavaş’ın, adayları belirleyen Parti Meclisi’nin payı büyük.
Ama içinde iki parlak yıldızın olduğu bu takımın teknik direktörü de sonuçta Özgür Özel.
1 Nisan Sabahı artık Türkiye’de de, CHP’de de yeni bir liderin doğum günüdür.
Ve açıkçası bunu hepimizden önce gören de Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuş meğer.
Boşuna seçim kampanyasının başından beri Kemal Kılıçdaroğlu’nu özlediğini söyleyip durmuyormuş.
Bugün Özgür Özel, 31 Mart sabahındaki Özgür Özel değildir.
İktidara hayatında unutamayacağı bir 1 Nisan şakasını yapmış, yeni bir liderdir!
Şimdi anladınız mı Kemal Bey!
22 yıl aradan sonra Türkiye’de AKP muhaliflerinin yüzü bir nebze olsun güldü.
Bugün pek çok kentte sokaklarda mütebbessim insan sayısı düne oranla daha fazla.
Ve aslında bu yüzler 15 Mayıs’ta ya da bilemedin 29 Mayıs’ta da yüzlerinde aynı ifade ile dolaşıyor olabilirdi.
Şimdi anladınız değil mi, benim 2022 yılından beri niye “Kemal Kılıçdaroğlu aday olmamalı, Kemal Kılıçdaroğlu aday olmamalı” diye niye yırtındığımı.
Eğer dün Ankara ve İstanbul’da iki büyük galibiyet elde eden başkanlardan herhangi biri, Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu aday gösterilse idi bu zafer muhtemelen 10 ay önce gelmiş olacaktı.
Ama ben her ne kadar çok da determinist olmasam da, bazı şeylerin başka türlü olamayacağı için öyle olduğunu düşünürüm.
Belki de bu da öyle olmuştur.
Ama yine de bu Kemal Kılıçdaroğlu’nu adaylığa ikna edenlerin, bir ihanet şebekesi olduğu gerçeğini değiştirmez!
NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Kös vurucunun hık deyicisinin peşine takılanların değil, akıllı ve namuslu insanlara kulak verenlerin kazandığını unutmadığımız zaman.