“Hamr’dan sakınınız, çünkü hamr tüm kötülüklerin anasıdır."
"Hamr" Arapça'da 'mayalandırılmış içki, şara'p anlamına geliyor. Kısa bir süre önce bir YouTuber'ın tutuklanmasıyla bir kez daha gündeme gelen, Peygamberimize ait bir Hadis-i Şerif olan "İçki, tüm kötülüklerin anasıdır" sözünü hatırlatarak başlayalım.
İngiliz dostlarımız alınmasın ama, Orta Doğu’daki tüm kötülüklerin anası da İngiltere’dir. Orta Doğu’da hangi taşı kaldırsanız altından İngiltere çıkıyor. Biz Suriye’deki devrimi Türkiye’nin gerçekleştirdiğini zannediyorduk. Başkan Trump bile birkaç kez iltifat olarak Suriye’deki Esad rejimini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devirdiğini söyledi. Oysa koyu bir Beşiktaş taraftarı olması nedeniyle özel bir sempati duyduğum eski MI6 Direktörü Richard Moore geçen hafta İstanbul’da gözlerimizin içine baka baka bu işi kendilerinin başardığını itiraf etti.
Trump’ın Gazze planı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen ardından Vaşington’u ziyaret eden İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı basın toplantısında Başkan Trump, Gazze’de ateşkesi sağlayacak barış planını açıkladı. 20 maddelik planın Trump’ın emlakçılık sektöründen gelme Özel Temsilcileri Steve Witkoff ve Tom Barrack ile Amerika'nın “yerli ve millî damadı” Jared Kuchner tarafından hazırlandığı söyleniyor. Adı geçenlerden hiçbirinin böyle bir planı hazırlayabilecek ne müktesebata ne de yeteneğe sahip olduğunu tahmin ediyorum. Hiç şüpheniz olmasın, bu planın arkasında da Tony Blair’ın başını çektiği İngilizler vardır. Tony Blair’ın son olarak geçtiğimiz ağustos ayında Vaşington’u ziyaret ettiği ve Trump ile plana son halinin verildiği biliniyor.
Netanyahu ve Trump, Gazze planının açıklandığı gün Beyaz Saray'da
Dünyaya şekil veren İngiliz siyasetçiler
İngiliz siyasetçiler politikayı bıraktıktan sonra bir kenara çekilip dünyaya şekil vermekten vazgeçmiyorlar. Eski başbakanlardan Tony Blair bu konudaki tek örnek değil. İngiltere’de 1980’li yılların sonunda İşçi Partisi'nden ayrılarak Sosyal Demokrat Parti'yi kuran eski dışişleri bakanlarından David Owen ve Liberal Parti liderlerinden Paddy Ashtown eski Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Balkanlar'da yeni düzenin kurulmasında biri Avrupa Birliği Başmüzakerecisi, diğeri BM’nin Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi olarak önemli rol oynamışlardı.
Filistin yeniden İngiliz mandasına dönüyor
Deneyimli gazeteci Murat Yetkin iki gün önce, ”Trump’ın Gazze Planı:Bir Asır Sonra Filistin’de Manda Yönetimine Dönüş” başlıklı yazısında, 1921 yılından İngiltere’nin Ürdün’ün bağımsızlığını tanıdığı 1946 yılına kadar İngiliz mandasıyla yönetilen Filistin’de, bu defa da Amerikan kontrolünde İngiltere’nin yeni bir manda yönetimine dönüldüğüne dikkat çekiyor. Filmi biraz daha geriye saracak olursak Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisiyle bölgeden çekilmesinden sonra Orta Doğu’da bugünkü sınırların çizildiği Sykes- Picot Anlaşması'na adını verenlerden biri olan Sir Mark Sykes da İngiltere’nin sayılı Orta Doğu uzmanı diplomatlarından biri. 1916 yılında İngiltere ve Fransa arasında gizlice imzalanan Sykes-Picot Anlaşması’nda farklı dinlere ait kutsal mekanları barındırması nedeniyle Filistin için uluslararası bir yönetim öngörülmüştü. 1917 yılında İngiliz General Edmund Allenby, Osmanlı kuvvetlerini yenerek Filistin’i işgal etti. Aynı yıl yayınlanan Balfour Deklarasyonu'nda da İngiltere, Filistin’de bir Yahudi yurdu kurulmasını kuvvetle destekledi. Filistin’de 30 yıla yakın süren İngiliz mandası Arap-Yahudi çatışmasının da temelini attı.
Körfez savaşına gerekçe olarak gösterilen, Saddam’ın ülkesinde kitle imha silahları bulundurduğuna ilişkin gerçek dışı bilgilerin üretilmesinde Tony Blair’in başbakanlığı döneminde İngiltere’nin payı olduğu sonradan ortaya çıktı. Velhasıl İngiltere’nin Orta Doğu sicili hiç parlak değil.
Trump’ın Gazze Planı umut mu, felâket mi?
Trump’ın Gazze Planı Türkiye’de bu kere yandaş medyayı kendi içerisinde ikiye böldü. Planı umut olarak gören de var, felâket olarak nitelendiren de. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın planı desteklemesi planı beğenmeyenlerin seslerini yükseltmesine engel oluyor. Umutları, Hamas’ın planı reddetmesinde. Ama bu da çok ufak bir olasılık. Mısır’ın, Katar’ın, Ürdün’ün ve dahî Türkiye’nin arka çıktığı bir planı reddederek İsrail’in soykırıma devam etmesinin sorumluluğunu tek başına üstlenmek o kadar kolay değil. En fazla planın bazı maddelerinin revize edilmesini talep ederek bir süre ayak sürüyebilirler.
Gazze planı Cumhurbaşkanı Erdoğan için ne anlama geliyor?
Arap sokaklarında Türkiye’den bağımsız olarak ayrı bir Erdoğan sevgisi vardır. Kendi yöneticilerinin Filistin davasına yeterli desteği vermediğini gören Araplar umutlarını Erdoğan’a bağlamışlardı. 23 Eylül’de Trump’ın 8 İslam Ülkesi lideriyle yaptığı toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sağ yanında baş köşeye oturtması ve Türkiye’nin tüm ağır toplarını seferber ederek Hamas’ı ikna çabalarına katılması belki Türkiye’yi Amerika’ya yaklaştırmıştır.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu marjında düzenlenen Gazze konulu toplantı
Ama Trump’ın yanında Orta Doğu’nun hanedandan gelen, seçilmemiş ve anti-demokratik liderleriyle çekilen o fotoğraf, korkarım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Arap sokaklarından uzaklaştıracaktır.