Bugün El Kaide’nin ABD’ye 11 Eylül 2001 saldırısının ve Küreselleşmenin yeni bir aşamaya geçişinin 24. yıldönümü:
İktidarın CHP’ye, yargı ve yandaş medya aracılığıyla başlattığı saldırı, ters tepiyor, çünkü sadece Hukuka ve Siyasete değil, günümüze egemen olan Küreselleşmenin getirdiği “Zamanın Ruhuna” da aykırı bir nitelik taşıyor!
***
Demokrasi, Faşizm, Komünizm/Sosyalizm gibi bütün siyasal sistemler, İnsanlığın değişmesine koşut olarak zaman içinde farklılaşırlar.
Bu farklılaşma, hiç kuşkusuz, değişen ve gelişen Teknoloji ile birlikte, genellikle “Zamanın Ruhu” (Zeitgeist) dediğimiz İdeolojiye bağlı olarak ortaya çıkar!
İdeoloji dediğim, “Zamanın Ruhu”, aslında herhangi bir üretim döneminde İnsanlığın eriştiği egemen duygu ve düşünce aşamasını belirtir.
Örneğin göçebeliğin ve aşiretlerin egemen olduğu İlkçağ’da Zamanın Ruhu, “Reise ve Büyücüye itaattir”.
İnsanlığın yerleşik düzene geçtiği Tarım Devrimi sonrasında, Ortaçağ’da Zamanın Ruhu, “Krala ve Tanrı’ya itaattir”.
Endüstri Devrimi sonrasında, Zamanın Ruhu, “Irkına, Milletine ve Vatanına bağlılık” biçimine dönüşür.
Bilişim Devrimi ile Zamanın Ruhu, “Demokrasi, Özgürlük, Eşitlik ve İnsan Hakları” ilkeleri olarak karşımıza çıkar.
***
Günümüzde Zamanın Ruhu, “Eşitlik, Özgürlük, İnsan Hakları ve Demokrasidir” ama:
Komünist Çin’deki Şi Cinping ve Eski Komünist Rusya’daki Putin’in otoriterliklerine, Kapitalizmin kalesi olan ABD’den Trump da utangaç bir biçimde de olsa, katılınca...
KIYAMET KOPTU!
Dinciler, etnikçiler ve otoriterleşme savunucuları:
“Çağımız, Otoriterleşme çağı” demeye başladılar.
Böylece hem Ortadoğu’daki kanlı müdahaleleri hem de bu bağlamda CHP’ye yapılan saldırıyı desteklemek için gerekçe yarattıklarını sanıyorlar.
***
Oysa, çağımızın egemen ideolojisi, yani Zamanın Ruhu, “Otoriterlik” değil, tam tersine, “Eşitlik, Özgürlük ve Bağımsızlıktır”!
Dolayısıyla, Endüstri Devrimi’nin sakat bir ürünü olan Faşizm, günümüzde geçerli olamaz.
Çünkü, hem Emperyalistlerin hem de Demokratik Rejimin “özgürlük ve eşitlik” gibi nimetlerini yaşamış ve/veya görmüş, hatta yarım yamalak da olsa bunları tatmış olan Türkiye gibi ülkelerin bugünkü ideolojik ve kültürel yapıları (Zeitgeist), Birinci Dünya Savaşı sonrasında Faşizmin yükselişine yol açan Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin yapılarından çok farklıdır.
Günümüzde “Otoriterliğin son aşaması olan Faşizm”, artık sadece Emperyalizmin, gelişmekte olan ülkeleri sömürmek için uygulamaya sokmak istedikleri bir yönetim biçimidir.
Bir ülkeyi iç savaşla bölmeden uygulanması da olanaklı değildir!
***
Emperyalizm, sömürdüğü ülkeleri sadece mikro dincilik ve mikro etnikçilik ile zayıflatmakla (mümkünse bölmekle) yetinmez...
Muhatap olarak Otoriter liderleri de tercih eder.
Çünkü bu liderlerle pazarlık daha kolay olur.
Dolayısıyla, Türkiye gibi, sömürülen ülkelerdeki Otoriterleşme, sadece Özgürlüğü ve Eşitliği değil, aynı zamanda Bağımsızlığı da zedeler!
Ağır aksak da olsa, iyi kötü Demokratik bir geçmişi olan ülkemizde, Otoriter bir yönetimin uzun süre iktidarda kalarak Rejimi koyu bir Faşizme dönüştürmesi ne ulusal ne de uluslararası konjonktür bakımından olanaklıdır!
CHP’YE SALDIRI, SADECE TARİHSEL VE HUKUKSAL AÇILARDAN DEĞİL, SİYASAL BAKIMDAN VE “ZAMANIN RUHU” AÇISINDAN DA YANLIŞTIR...
ONUN İÇİN KAMUOYUNDA TERS TEPİYOR!