Trump ile Putin’in, “merak uyandırarak” reklamı yapılan Alaska buluşması bazılarının beklediği sonuçları vermedi. Bazılarının beklediği sonuçları ise verdi. Bilmece gibi oldu değil mi? Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un, buluşmanın en ilgi çeken görüntüsü olan, “CCCP” (SSCB) harflerini taşıyan kazağından yola çıkarak yakın geçmişten alıntılarla açıklayayım.
KAÇAN BARIŞ FIRSATI
NATO, Rusya’nın Doğu Avrupa’yı işgalinin sonucudur. Rusya’ya bu işgal fırsatını veren, Almanya’nın Rusya’ya saldırısıdır. NATO tehdidine karşı kurulan Varşova Paktı’nın (VP) ve SSCB’nin,1990’lı yılların başında dağılmasıyla, yaklaşık 50 yıl süren ve nükleer silahlar nedeniyle dünya için bir kâbus olan Soğuk Savaş sona ermişti.
SSCB’nin silahlanma yarışı nedeniyle yaşadığı ekonomik sıkıntılar, SALT, START, INF ve AKKA gibi kapsamlı silahsızlanma anlaşmalarının yapılmasını kolaylaştırmıştı. VP’nin dağılması ve SSCB’yi oluşturan devletlerin bağımsızlıklarını kazanmasıyla Rusya Federasyonu tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşıyor, gücünü yitiriyordu. Dünya için barış ve işbirliği fırsatı doğmuştu.
Bunu gören NATO, “Rusya’yı uluslararası toplumla bütünleştirmek” üzere “Barış için Ortaklık” projesi gibi önemli adımlar attı. Rusya artık NATO Karargâhı’nda bile ofisi olan bir “ortak-partner” idi.
Bu akılcı yaklaşım çok sürmedi. VP’nin dağılmasıyla NATO işlevsiz kalmıştı ama ABD, “tek süper güç” olmuştu. Neo-con’lar ABD’nin bu konumunu sonsuza dek sürdürmek üzere kolları sıvadı. ABD dünyayı tek başına yönetecekti!
RUSYA’NIN DÖNÜŞÜ
Köklü bir uygarlığın temsilcisi olan Rusya’nın, emperyal düş peşindeki Putin yönetiminde, ABD’nin yanlışlarından ve petrol fiyatlarındaki artıştan yararlanarak toparlanması uzun sürmedi. Rusya yine dünyaya yön veren güçlerden biri haline geldi. ABD-NATO’nun kuşatma hamlelerine, Kırım’da, Gürcistan’da yanıt vermeye başladı. ABD-NATO sessiz kaldıkça Putin’in cesareti arttı.
‘TEK SÜPER GÜÇ’ DÜŞÜNÜN MALİYETİ
ABD-NATO’nun son stratejik yanlışı Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasına yol açması ve Finlandiya ile İsveç’in NATO’ya üye yapılmasıdır. ABD’nin dünya hâkimiyeti düşü Asya’da (AfganistanPakistan), Kafkaslar’da (Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan), Ortadoğu’da (Irak, İran, Mısır, Lübnan, Suriye, Filistin), Afrika’da (Libya, Sudan) ve nihayet Avrupa’da (Ukrayna) birçok ülkeye pahalıya patlamıştır. ABD’nin (NATO’nun) bu adımları ve Rusya’nın siyasi-askeri; ÇHC’nin ekonomi alanında verdikleri yanıtlarla, yumuşamabirlikte yaşama düşüncesi rafa kaldırılmış, değişik nitelikte yeni bir Soğuk Savaş başlamıştır. ÇHC’nin başta ekonomi olmak üzere hemen her alanda bir dünya gücü olarak belirmesi, Batı’nın (ABD-NATO) hatasını daha da ağırlaştırmış, ABD kendisini, çok başlı-çok kutuplu bir dünyada bulmuştur. Bu gelişmeleri anımsamadan Alaska buluşmasının sağlıklı bir değerlendirmesini yapmak güçtür.
ALASKA’DA NE OLDU?
Alaska buluşmasından Ukrayna konusunda kamuoyuna yansıyanlar ve sadece Zelenski’yi değil NATO genel sekreteri ile belli başlı AB ülkelerinin en üst düzey yetkililerini Washington’a koşturan; Trump’ın Zelenski’ye “Rusya ile anlaş. O büyük bir güç. Sen değilsin” talimatı; İngiltere ve AB’ye verdiği, “Benim dediğime uyun yoksa başınızın çaresine bakın” gözdağı, emperyalizmin acımasız yüzünü ve ABD’nin güvenilmezliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türkiye de bundan ders çıkarmalıdır.
LAVROV’UN KAZAĞI
Lavrov’un “CCBP” kazağı bu gelişmeleri özetlemektedir.
Trump belki de ilk kez doğruyu yapmış ve Rusya’nın bir dünya gücü olduğunu, onunla savaşmaktansa birlikte hareket etmenin, ABD’nin çıkarlarına daha uygun olduğunu bilerek davranmıştır. Trump’ın bu tutumunda ÇHC etkisinden kuşku duyulmamalıdır ama dünyayı bir kargaşanın içine atabilecek bir politikadan dönülebileceğinin görülmesi önemlidir. Buluşma sonrasında Trump’ın, Putin ile yeni bir start antlaşması yapılması konusunda anlaştıklarını açıklaması bunu doğrulayan bir gelişmedir ve VP ile SSCB’nin dağılmasından sonra 15 yıl kadar süren, “Rusya ile işbirliği” politikasına dönülebileceğine küçük de olsa bir işarettir ve önemlidir.
BU HALTI NEDEN YEDİK?
Trump-Putin Alaska buluşması bana, ağa ile marabasının kasabaya yolculuğunu anlatan ve ağanın “Giderken ben ağa, sen maraba idin. Dönerken de öyle. O zaman biz o haltı (sığır pisliği) neden yedik?” sözleriyle biten fıkrasını anımsattı. Madem sonunda başa dönecekti o zaman ABD-NATO onca haltı neden yedi? Onca ülke, halk neden perişan oldu, oluyor?