Filistin’i tanımak

Bu İsrail hinoğluhin bir devlet. Neyi ne zaman yapacağını gayet iyi hesaplıyor. Geçtiğimiz 13 Haziran’da İran’a saldırarak başlattığı savaşla tüm Dünya’nın dikkatlerinin İran’a çevrilmesini sağladı. Ardından Süveyda’da dürzileri kullanarak Suriye’yi karıştırdı. Böylece uzun bir süre Gazze’de yapmakta olduğu soykırımı gözlerden kaçırarak unutturmayı başardı.

“Aç bırakarak ölüme terk etmek” savaş suçu

İsrail’in Gazze’de son iki senede 60 bin dolaylarında masum sivili katlettiği tahmin ediliyor. Korkarım öldürülenlerin gerçek sayısını öğrenmek hiçbir zaman mümkün olamayacak. Hayatlarını kaybedenlerin çoğu da kadın ve çocuk.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu için geçen yıl çıkarttığı 21 Kasım tarihli tutuklama kararında, savaş suçu olarak isnat edilen suçlar arasında aç bırakarak ölüme terk etmek de var. Maalesef açlığın bir silah olarak kullanılması Gazze’de son günlerde vaka-i adiye haline geldi. Bugüne kadar İsrail’in ambargoları sonucunda açlıktan hayatlarını kaybedenlerin sayısı 89’u çocuk olmak üzere 159’a yükselmiş.Çocukların dramına sonunda Trump bile isyan etti. Ama ara sıra insan hakları savunucularının düzenlediği ambargoyu delme girişimlerinde kendi vatandaşları bulunmasa “medeni” diye nitelendirilen ülkelerden çıt çıkacağı yok.

Fransa ve İngiltere’nin Filistin’i tanımaları ne anlama geliyor?

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un geçen hafta Filistin Devlet Başkanı Abbas’a hitaben kaleme alıp kamuoyu ile paylaştığı mektupta önümüzdeki eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı için New York’a gittiğinde ülkesinin Filistin’i tam bir devlet olarak tanıyacağını açıkladı. Ardından da İngiltere’nin İşçi Parti’li Başbakanı Starmer, kendi milletvekillerinden gelen baskılara daha fazla dayanamadı, belirli koşullar ortaya koyarak Fransa’yı izleyeceğini söyledi.Filistin’i tanıyacak ülkeler arasında sırada Malta, Portekiz ve Kanada var. Filistin’in tanınması vesilesiyle İsrail’in Gazze’deki insanlık dışı uygulamaları bir nebze olsun yeniden kamuoyunun gündemine taşındı.

Cumhurbaşkanı Macron’un sözlerine ABD neredeyse İsrail’den daha sert tepki verdi. ABD Başkanı Trump, Macron’a cevaben, ”Çok iyi bir çocuktur, kendisini severim ama ne dediğinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur” sözleriyle adeta dalga geçti. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar ise sanki bir Dışişleri Bakanı değil de terör örgütü lideriymiş gibi Paris sokaklarını kana bulamakla açıktan tehdit etti.

Bir devletin tanınması uluslararası hukukta herhangi bir şekil şartına bağlanmış değil. Tanıma yazılı yapılabileceği gibi tek taraflı sözlü bir irade beyanı da  yeterli olabiliyor. Türkiye 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin resmen dağılmasından bir hafta önce yaptığı bir açıklama ile Sovyet ardılı cumhuriyetlerin tümünü ayrım gözetmeden tanıdı.

Filistin’in Birleşmiş Milletler’deki statüsü

Filistin’in 2011 yılında Birleşmiş Milletler'e yaptığı üyelik başvurusu Güvenlik Konseyi’nden geçmedi. 2012 yılında BM Genel Kurulu’nda Filistin yönetiminin bu kez üye olmayan gözlemci devlet statüsü için yaptığı başvuru oylamayla kabul edildi. Filistin halen BM’nin gözlemci üyesi. Toplantılara katılabiliyor ancak oy hakkı yok.

Filistin bugün itibarıyla Birleşmiş Milletler’e üye 193 devletten, aralarında 11 Avrupa Birliği ülkesinin de yer aldığı 148 ülke tarafından tanınıyor. Fransa ve İngiltere’nin Filistin’i tanımasıyla bu sayı 150’ye çıkacak.

Peki Fransa’nın Filistin’i tanıması Gazze’de neyi değiştirecek? Bu soruyu rahmetli sefir-i kebirlerimizden Çoşkun Kırca’dan bir alıntıyla yanıtlayayım. Kıvrak zekâsı ve hazır cevaplığıyla bilinen Büyükelçi Çoşkun Kırca’nın BM Daimi Temsilcisi olarak görev yaptığı yıllarda, toplantıların birinde GKRY Temsilcisi BM kürsüsünden yaptığı bir konuşmada uzun uzun Türkiye’yi suçlayarak KKTC’nin tek bir ülke haricinde hiçbir devlet tarafından tanınmadığını söyler. Büyükelçi Kırca sataşma nedeniyle cevap hakkı için söz ister. Herkes çok da iyi bir hatip olan Büyükelçi Kırca’dan uzun bir konuşmayla Kıbrıs Temsilcisi'nin ağzının payını vermesini beklerken, Kırca tek bir cümleyle cevap verir:

"Her şey iyi hoş da KKTC’yi tanıyan o tek bir ülke Türkiye.”

Eminim Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da ülkesinin 150 devlet yerine bir tek ABD tarafından tanınmış olmasını tercih ederdi. Filistini kaç ülke tanırsa tanısın, sonunda İsrail’e dur diyecek tek bir ülke varsa o da Amerika.

Türkiye’nin tepkisi

Maalesef Gazze’de yaşanan insanlık dışı vahşete tepki göstermek Türkiye’de bazı tarikatların kontrolündeki radikal İslamcı çevrelerin tekeline bırakılmış. Yandaş medya savunma sanayi alanında kaydedilen gelişmeleri öne çıkararak Hükümeti pohpohlamakla, muhalif kesim ise ana muhalefetin tutuklu Belediye Başkanlarını cezaevinden kurtarmakla meşgul.

Hükûmetin de saman alevi gibi parlayıp sönen öfkesi haricinde İsrail’e ciddi bir tepki gösterdiği yok.15-16 Temmuz  tarihlerinde Bogota/Kolombiya’da İsrail’in soykırımına karşı çıkan ülkeleri bir araya getiren “Lahey Grubu” toplantısı sonunda ortaya çıkan eylem planını Türkiye’nin neden imzalamadığını anlamak zor. Dışişleri Bakanlığı gelen tepkiler üzerine vaziyeti kurtarmak için  bir hafta içerisinde iki kez üst üste açıklama yapmak zorunda  kaldı. Her ikisinde de serdedilen mazeretler inandırıcı değil. Gerekçelerden biri olarak öne sürüldüğü gibi, Türkiye esasen İsrail’e eylem planında kayıtlı önlemlerden daha ileri yaptırımlar uyguluyorsa, Bogota’da eylem planına imza atmakta ne sakınca vardı? Bir başka neden olarak dile getirilen Türkiye’nin taraf olmadığı BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ilk defa karşımıza çıkmıyor. Ayrıca uluslararası hukukta sık sık atıfta bulunulan taraf olmadığımız çok sayıda başka anlaşmalar var. Çok taraflı diplomaside bu tür durumlarda pozisyonunuza halel getirmeden bir belgeyi imzalayabilmek için çekince koymak, yorum beyanı yapmak, ad-hoc imzalamak gibi türlü çeşitli yöntemler vardır.Dışişleri Bakanlığının üst yönetim kadrolarında hâlâ çok taraflı diplomasiyi çok iyi bilen diplomatlar var. Mutlaka yol gösterici telkinlerde bulunmuşlardır.

Filistin’i tanıyacağını açıklayan Fransa ve İngiltere, İsrail’in önde gelen silah tedarikçisi ülkeleri arasında. Fransa İsrail’in meşhur demir kubbesinin oluşturulmasında kullanılan bazı teknoloji ürünlerini, İngiltere de bombaları sivil halkın üzerine yağdıran F-35 savaş uçaklarının yedek parçalarını satıyor.

Filistin’i devlet olarak tanımazdan önce, İsrail’e silah satışlarını yasaklasalar daha iyi olmaz mı?