CHP’ lideri Özgür Özel, 8 Temmuz’da tutuklanan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile daha önceki bir mitingte görülüyor. CHP’ye Erdoğpan’ın hep söylediği “Trupun büyüğü” vuruşu için dikkatlerin PKK’nın silah bırkmasında olması mı bekleniyor?
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın artık kimseyi inandırmayan gerekçelerle tutuklanması Adana’yı sokağa döktü. CHP lideri Özgür Özel 10 Temmuz’da Adana’da bir miting ilan etti. PKK’nın muhtemelen 11 Temmuz Cuma günü (ya da bir akşam önce, bir sabah sonra) silah bırakmaya başlaması bekleniyor. DEM Parti günlerdir AK Parti iktidarını bu dönüm noktasına gölge düşürmemesini de gözeterek muhalif belediye başkanlarının tutuklu yargılanmasına son vermeye çağırıyor.
Nafile.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na gözaltı kararıyla başlattığı operasyon olanca hızıyla devam ediyor ama iddianame henüz ortada yok. Demek ki itirafçı ifadeleri kanıtla desteklemiyor derken, İmamoğlu soruşturmasının yürütülmesinden sorumlu İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürü Hakan Dulkadir görevden alınıyor. Beklenen ve belki de olmayan kanıtları getiremediği için mi?
PKK’nın silah bırakması mı bekleniyor?
Tutuklama gerekçeleri giderek zayıflıyor. Adana’da Karalar, 11 yıl önce yaptığı kanıt olmaksızın iddia edilip kendisince reddedilen bir görüşme nedeniyle yolsuzluk şüphesiyle tutuklandı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bunun üzerine “Amaç CHP’li belediye başkanlarının önünü kesmekse görevi bırakırım, yeter ki şerefimizle oynamayın” dedi.
Gelişmelerin boyutu soruşturmaların CHP’li belediye başkanlarının önünü kesmeyi hedeflediği iddiasının artık ötesine geçti. Hatta İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının engellenmesinin de ötesine geçti. Hatta İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasının engellenmesi senaryosunun da önüne geçti.
Hedefin doğrudan CHP olduğu görülebiliyor.
İmamoğlu ve diğer başkanların hapishanede tutulup suçlu muamelesine maruz bırakılması bunun aracı, kaldıracı gibi görünüyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hâlâ gelecek büyük turptan söz ediyor.
O turp yoksa PKK’nın silah bırakmasıyla eş zamanlı olarak mı heybeden çıkarılacak?
Artık (borsa ve dövizin daha az zarar göreceği) Cumartesi sabahları yapılan sabahın köründe ev baskınlarıyla yapılan operasyonlar için PKK’nın silah bırakması beklenen 11 Temmuz’un 12 Temmuz’a döndüğü saatler mi bekleniyor?
DEM Parti oyuna uyandı
CHP’ye büyük operasyon için kamuoyunun siyasi dikkatinin PKK’nın silah bırakmasında olacağı günler mi bekleniyor?
CHP bunları protesto ettiğinde de Terörsüz Türkiye projesini, Kürt sorununa çözüm sürecini sabote etmekle mi suçlanacak?
DEM Parti bu oyunun farkında.
Sürecin ilk haftalarında Türkiye’deki tek demokratikleşme sorunu olarak Kürt sorununu görmek ve AK Parti-MHP Cumhur İttifakının uzattığı “Kürt sorununa siyasi çözüm” havucunun peşinden koşmakla suçlanan DEM Parti son haftalarda tutum değiştirdi.
DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın iktidara “Kürtlerle otururum, diğerlerini döverim” eleştirini yönetmesi önemlidir. CHP’ye “dayanışma ziyaretinde” bulunan diğer Eş Başkan Tülay Hatimoğulları Oruç’un muhalefet belediyelerine operasyonun Terörsüz Türkiye sürecini olumsuz etkilediği uyarısında bulunması, amaç yolsuzlukla mücadeleyse AK Partili ve AK Partinin kayyım atadığı bütün belediyeler soruşturulsun demesi önemlidir.
Ama iktidar DEM Partiden de (Selahattin Demirtaş için bir karar daha alan) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden de dış yatırımcılardan da gelen uyarıları elinin tersiyle itiyor, bunu da iç siyasette propaganda unsuru olarak kullanıyor.
İktidarın kendini kaptırdığı sarmal
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile bölgesel güvenlik konularında ortak olarak gelebilecek -şimdi gelmeyen ama Trump’la işbirliği sayesinde gelebilecek olan yatırımlara güveniyor belki de. Ukrayna’nın, Suriye’nin Irak’ın, belki de İsrail’in yerle bir ettiği Gazze’de… PKK’nın silahsızlandırılması projesiyle Hamas’ın silahsızlandırılması hedefi paraleldir.
Bu senaryodaki en büyük tehlike Terörsüz Türkiye projesini Demokratik Türkiye yerine Otokratik Türkiye dönüşümü için kullanmaktır.
AK Parti, kurmak istediği gül bahçesindeki dikeni CHP olarak görüyor. Belki de Özel ve ekibinin yönetimindeki CHP olarak görüyor.
İktidar ne yazık ki kendisini kendi ürettiği bir sarmalın içine sokmuş görünüyor.
Örneğin hukuka olanı yapsa ve İmamoğlu ile diğer belediye başkanlarının yargılanmasına tutuksuz devam etse, ülkedeki siyasi gerilim düşecek, PKK’nın silah bırakmasına odaklanmak mümkün olacak, iç cephe işte o zaman güçlenecek.
Ama “İmamoğlu serbest kalırsa seçmen beni yenilmiş algılar” kompleksi, ya da sarmalı buna engel oluyor.
Ateşle oynanıyor. Yazık oluyor.