CHP’li belediyeleri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın deyişiyle “silkeleme” operasyonu devam ediyor. Üç CHP’li belediye başkanı daha 5 Temmuz Cumartesi sabahı gözaltına alındı: Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek. Tutuklanan İstanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün yerine Belediye Meclisince seçilen vekili Ahmet Şahin de. Dün, 4 Temmuz’da İzmir’in önceki Belediye Başkanı Tunç Soyer tutuklandı.
Karalar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ardından Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığına da seçilmişti.
AK Parti çevrelerinde başka CHP’li belediyelerin de sırada olabileceği konuşuluyor, Aydın, Muğla ve Kuşadası isimleri fısıldanıyor.
İlk gelen bilgiler, Karalar, Böcek ve Tutdere’nin Aziz İhsan Aktaş’ın verdiği itirafnamesindeki suçlamalar üzerine gözaltına alındığı. Aktaş, 19 Mart’ta gözaltına alınan İmamoğlu’ndan öce, 17 Ocak’ta Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’la birlikte tutuklanmıştı, sonra etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyerek yeni ifade vermiş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca tahliye edilmişti.
Belediyelerden CHP Kurultayına
Aktaş’ın kurduğu rüşvet ağıyla CHP’li belediyelerin ihalelerinde yolsuzluğa neden olduğu öne sürülüyor. O çerçevede Aktaş’tan alınan her isim de gözaltına alınıyor.
Adeta bir süper tanık inşa edilerek “silkeleme” operasyonu, diplomatik lisanla, kolaylaştırılıyor.
Yargı çevrelerinde konuşulan iddialar arasında, iddia edilen bu rüşvet ağıyla 2023’teki CHP Kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu yerine Özgür Özel’in seçilmesi arasında bir bağlantı bulunup bulunmadığına da bakıldığı var. Özetle savcıların acaba İmamoğlu’nun İstanbul ve bazı diğer belediyelerdeki ihalelerde Aktaş’ın sağladığı çıkarın bir kısmını 2023 CHP Kurultay’ında Kılıçdaroğlu’nun seçilmemesi için bazı delegelere verilmesini sağlayıp sağlamadığına bakıldığı öne sürülüyor.
Bu doğruysa, CHP’li belediyeleri “silkeleme” operasyonu bir ucuyla CHP yönetimini “butlan” yani “hükümsüz” ilan etme davasıyla da irtibatlandırılabilir.
CHP Kurultayını iptal davasının 30 Haziran duruşmasında 8 Eylül’e ertelenmesi ardından Ağır Ceza Mahkemesi bu davanın kendi işi olmadığını söyleyip Asliye Cezaya iade etmişti. 26’ıncı Asliye Ceza 4 Temmuz’da dosyayı Ankara Bölge Adliye 5’inci Ağır Ceza’ya gönderdi; istinaf oluyor. Kimsenin karar vermek istemediği bir dava.
CHP’yi silkeleme ve sarsma
CHP’li belediyeleri silkeleme operasyonu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Aralık 2024 kabine toplantısı ardından Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’a talimatıyla başladı.
Asgari ücretin belirlenmesi öncesi CHP’nin “açık arttırmayla asgari ücret” belirleyeceğine SGK’ya olan borçlarını ödemelerini istemiş, Işıkhan’a “silkelemende fayda var” demişti. Bunun üzerine CHP’li belediyelerin, AK Partiden devralsalar dahi SGK prim borçlarını bir an önce ödeme kampanyası açılmıştı.
Bu aynı zamanda MHP lideri Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyla başlayan “Terörsüz” Türkiye” süreciyle birlikte belediyelere kayyım atama operasyonlarının DEM Parti’den CHP’ye odaklanmaya başlaması şeklinde de okunabilir.
Bunu Erdoğan’ın 1 Şubat 2025’te Manisa’da CHP’nin 2023 seçiminin “Faturasını Bay Kemal’e çıkarıp şaibeli bir kurultayla kendisini tehcir ettiler” demesi izledi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve CHP’den açıklama istedi. Kurultay iptali soruşturması büyüdü.
CHP lideri Özel 5 Mart’ta CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının İmamoğlu olduğunu, bunun için 23 Mart’ta herkese açık sandıklar kurulacağını söyledi.
19 Mart’ta İmamoğlu gözaltına alındı, aynı gün Özel Saraçhane mitinglerine başladı, 21 Mart’ta tutuklandı.
CHP’yi silkeleme operasyonu, gelinen aşamada 2024 yerel seçimlerinden galip çıkan CHP’yi yargı kararları üzerinden sarsmaya, darbe vurmaya dönüşmüş durumda.
Bu artık sadece yolsuzluk operasyonları diyerek açıklanamaz.