CHP lideri Özel de hapis tehdidi altında ama İmamoğlu iddianamesi itiraflara rağmen hala çıkmadı. İktidar saflarında da soru işaretleri var.
Hapis tehdidi CHP lideri Özgür Özel’e dek uzandı. Özel ve CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın dokunulmazlıklarının kaldırılıp yargılanması yolunda Cumhurbaşkanlığı tezkerelerinin TBMM’ye gönderildi.
Gerekçe, Gezi Davasından hapis cezası kesinleşmeden önce 2023 seçimlerinde TİP Milletvekili seçilen Can Atalay lehine karar veren Anayasa Mahkemesi kararına uymayan Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi üyelerini “AYM’ye darbe” ile suçlayarak “kamu görevlisine hakaret”. Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı 1 yıldan 2 yıla dek hapis. Dokunulmazlık Meclis’te yapılan oylamada, toplantı yeter sayısıyla, 151 oyla kaldırılabiliyor. Yani sadece AK Parti oylarıyla dahi kaldırılabiliyor.
Bu Özel’in dokunulmazlığının kaldırılması için ilk talep değil. Zaten o da İzmir’in önceki Belediye Başkanı Tunç Soyer’in gözaltına alınması nedeniyle gittiği İzmir’de sorulduğunda “Demirden korksaydık, trene binmezdik” yanıtını verdi.
Rakipler hapis tehdidi altında
Dokunulmazlıklarının kaldırılması talebi Meclis’te oylanmayı bekleyen tek siyasi lider Özel de değil. DEM Parti Eş Genel Başkanlı Tülay Hatimoğulları Oruç, Tuncer Bakırhan ve İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu da bulunuyor.
DEM Parti ile iktidarın hem AK Parti hem MHP kolları arasında şu sıralar ilişkilerin PKK’nın silah bırakması, ya da “Terörsüz Türkiye” süreci nedeniyle iyi olması kimseyi yanıltmasın. 2012-2015 sürecinde de (o zaman öncülü HDP vardı) ilişkiler iyi görünüyordu. Süreç bitti, PKK eylemlere başladı, HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın dokunulmazlıkları düşürüldü, hapis cezası verildi ve hala hapisteler. (Dokunulmazlıkların 2016’da kaldırılması yönünde CHP’nin stratejik hatasını da hatırlamak lazım. Bu nedenle ilk hapis cezası alan da CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu olmuştu.)
Şu anda TBMM’de ilk beş partiden üçünün, yani AK Parti iktidarının siyasi rakiplerinin liderleri hapis tehdidi altında. Milletvekili olmadığı için dokunulmazlığı bulunmayan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ Silivri cezaevinden yeni çıktı.
İmamoğlu zaten hapiste
Gelecek Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin adayı olarak ilan edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise zaten 19 Mart 2025’ten bu yana hapiste.
Hakkında çok sayıda, siyaset yasağı da içeren hapis cezası gerektiren dava var. Ama İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanmasına dair iddianameyi, aradan geçen 100 küsur güne rağmen hala açıklamadı.
İddianame yerine, yasaya göre gizli sürmesi gereken soruşturmaya dair, çoğu da itirafçıların ifadelerine dayalı iddialar iktidar yanlısı medyada ve hepimizin vergileriyle yaşayan kamu yayıncısı TRT tarafından ortaya saçılıyor.
Bu yöntem toplumun baskıyla susturulup yönlendirilmeye çalışıldığı her dönem kullanılıyor Türkiye’de. 28 Şubat sürecinde asker içindeki radikal kliğin ve Ergenekon-Balyoz davalarında Fethullahçıların kullandığı yöntemler en yakın örnekleri.
Ama tekrar edelim, iddianame hala yok. İddianame çıksa Başsavcı Akın Gürlek gözetimindeki soruşturmalardan çıkan sonuçlar, iddialar kamuoyuna açılacak, serbestçe tartışılabilecek. TBMM’de muhalefet kadar iktidar vekilleri arasında da dile getirilen rahatsızlıklar var iddianamenin gecikmesi konusunda.
İtirafçılar bilgi gizlediğindenmiş
İddianamenin gecikmesinin hükümete yakın basının da dikkatini çektiğini Sabah gazetesinde Mahmut Övür’ün yazdıklarından çıkarabiliriz. Övür “Neden iddianame hâlâ yok” demiyor açıkçası. Ancak itirafçıların çok şey söylüyormuş gibi yapıp aslında suça dair bir şey söylemediklerini yazıp bunun adeta İmamoğlu tarafından örgütlendiğini ve FETÖ taktiği olduğunu öne sürüyor. Övür bir de neden itirafçıların çoğunun hastanede olduğunu soruyor. Gerçekten hasta olma ihtimallerine değil, İmamoğlu senaryosuna bağlıyor, adeta savcılara “oyuna geliyorsunuz” diyor.
Siyasi manzaraysa, AK Parti iktidarının siyasi rakiplerinin liderleri ve yönetim kadrolarından çoğu hapis cezası tehdidi altında. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkacağını ilan eden İmamoğlu hapis tehditlerinin ötesinde zaten hapiste.
Çoğulcu demokrasi ve hukuk devleti işleyişinin temelindeyse sadece yargı-yasama-yürütme ayrılığı değil, aynı zamanda serbest siyasi rekabet, bağımsız yargı ve özgür basın bulunuyor.
Ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor, yangın her yere sıçrıyor.