CHP’nin zorlu tarihsel görevi

Cumhuriyet Halk Partisi CHP’yi, Mustafa Kemal Atatürk kurdu. 

Ve CHP ile 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan etti. 

Daha sonra yine CHP, 1 Kasım 1945’te, bu kez İsmet İnönü’nün liderliğinde, “Çok Partili Düzen”e geçti ve “Demokratik Cumhuriyet Rejimi”ni kurdu. 

Ama ne yazık ki Menderes’in ve Bayar’ın liderliklerindeki Demokrat Parti, “Demokratik Cumhuriyet Rejimi”ni otoriter bir baskı rejimine dönüştürdü... 

Meclis’te, Anayasa’yı ortadan kaldıran “Tahkikat Encümeni” adlı bir komisyon kurarak “Çok Partili Düzen”in ilk darbesini “sivil darbe” olarak yaptı. 

CHP buna karşı, “İlk Hedefler Beyannamesi” ile 1961 Anayasası’nın ilkelerini belirledi ve İsmet İnönü Başbakanlığında bu Anayasa bağlamındaki reformları gerçekleştirerek ülkeyi “Sosyal Refah Devleti” aşamasına taşıdı. 

Özetle, CHP hem Cumhuriyeti hem Demokrasi’yi hem de “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni kurarak ülkeye üç kez çağ atlattı. 

***

Ne yazık ki ülkenin “Çağdaşlaşması” ve “Demokratikleşmesi”, toprak ağaları, tarikatlar, sağcı komutanlar ve emperyalistler ile bunların temsilcileri olan sağ siyasal partiler tarafından sürekli olarak engellendi. 

Sonunda, önce 12 Mart 1971 Askeri Darbesi, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ve 1982 Anayasası ile bu “Demokratik Cumhuriyet” ve “Sosyal Refah Devleti” kurma çabaları tümüyle engellendi ve ortam bugünkü otoriter baskı rejimine hazırlandı. 

En sonunda da 16 Nisan 2017’de yapılan Halkoylaması ile oylar o sırada geçerli olan yasalara aykırı yöntemlerle sayılarak “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen ucube bir “Şahsım Devleti Rejimi” kuruldu. 

***

“Şahsım Devleti Rejimi”ni kuran İktidar, topluma, “Üç Y’yi, yoksulluğu, yolsuzluğu ve yasakları kaldıracağı” sözünü vermişti. 

Ama tam tersini yaptı: 

Toplumu sekiz Y ile bunalttı: 

1) “Yargı” denetim altına alındı... 

2) “Yolsuzluk” yaygınlaştı... 

3) “Yoksulluk” arttı... 

4) “Yandaşlık”, liyakatin ve haklılığın yerini aldı... 

5) “Yalan” yaygınlaştı... 

6) “Yalakalık” medyayı ele geçirdi... 

7) “Yobazlık” baskı aracı oldu... 

8) “Yasaklar” bütün bunların gizlenmesi için çoğaltıldı ve şiddetlendirildi! 

***

İşte CHP şimdi, dördüncü kez, zorlu bir tarihsel görevle karşı karşıya: 

“Demokratik Parlamenter Rejim”i ortadan kaldıran ucube “Şahsım Devleti Rejimi” yerine “Demokratik Cumhuriyeti” yeniden kurmak! 

Bu görevi 14 Mayıs 2023 seçimlerinde gerçekleştiremedi. 

Gerçekleştiremediği gibi, Birinci Silivri Trajedisi dönemindeki Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Oda TV davaları gibi “kumpaslar” sırasında Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin dahil, 38 sağcı politikacıyı kendi listesinden, CHP oylarıyla Meclis’e taşıdı. 

Bu başarısızlığı üzerine, Parti’de bir lider değişikliğine gidildi ve Kemal Kılıçdaroğlu yerine, daha genç ve dinamik olan Özgür Özel lider yapıldı. 

Özgür Özel liderliğindeki CHP, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde büyük bir başarı elde etti ve Türkiye’nin birinci partisi oldu. 

Bu tablo karşısında, HÜDA PAR ile de ittifak yaparak Sağ Yelpaze’nin iyice ucuna kaymış olan AKP/MHP İktidarı, CHP’nin yeni Cumhurbaşkanı Adayı olan Ekrem İmamoğlu’nu 19 Mart 2025’te hapse attı... 

DEM’li ve CHP’li belediye başkanlarının bazılarını görevden alıp, bazılarını da hapse atarak ve çoğunun yerine de kayyım atayarak, bir baskı harekâtına girişti. 

Bu bağlamda, CHP içindeki hizipler savaşımından da yararlanılarak Özgür Özel’i Genel Başkan seçen, “Yargı Denetimi altında Yapılmış Olan”, CHP’nin 38’inci Kurultayı, adli yargıda dava konusu yapıldı. 

Böylece toplum, Ekrem İmamoğlu ve CHP Kurultayı davaları yoluyla ve gerçek olmayan iddiaları pompalayan “tetikçi medya” saldırısıyla birlikte, CHP aleyhine biçimlendirilmeye ve Parti güçsüzleştirilmeye çalışıldı. 

***

Atatürk ve İsmet İnönü’nün CHP aracılığıyla kurdukları “Demokratik Cumhuriyet” karanlık günler yaşıyor. 

CHP liderliğinin bugünkü görevi, Demokratik Cumhuriyeti yeniden aydınlığa kavuşturarak parmaklıklar arkasındaki ve dışarıdaki seçmenlerin beklentilerini karşılamak ve bunun için bütün “Demokratik Güçler”le işbirliği yapmaktır!