İşler giderek daha çok sarpa sarıyor. CHP cinnet haline doğru sürükleniyor adeta.
30 Haziran öncesi sadece Türkiye’de değil, dünyada da gözler partiye çevrilmiş durumda.
Birçok yabancı yatırımcı kararlarını vermek için 30 Haziran'ı bekliyor. Türkiye analistleri harıl harıl durumu anlamak için gazetecilerin ve akademisyenlerin kapılarını aşındırıyor.
CHP Kurultay davası sadece CHP’nin değil Türkiye siyasetinin ana konusu haline geldi.
Peki ne olacak?
Taraflar ne diyor?
Bu süreç yönetilemiyor
Bugün size hem Kemal Kılıçdaroğlu hem de Özgür Özel’e yakın, partinin önemli isimleriyle yaptığım görüşmelerden çıkardığım notları aktaracağım.
“Özgür Özel liderlik yapamıyor, Kemal Kılıçdaroğlu da geçmiş travmalarını aşamıyor. CHP’nin kurumsal kimliği hiçbir zaman bu kadar yerle bir edilmemişti.
İkisi de sorumlu ama esas sorumluluk genel başkan olarak Özel’de. Bu süreç maalesef yönetilemiyor…”
Bu sözlerin sahibi herkesin çok yakından tanıdığı bir isim.
Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın olarak biliniyor ancak bu süreçte Kemal Bey’i kayırmıyor.
Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresinden isimlerle konuştuğumda ise şöyle diyorlar:
“Genel Başkan’a yapılan haksızlık ve kullanılan çirkin dil şimdiye kadar hiç kimseye yapılmadı. Ama millet bunları görüyor. Sosyal medya trollerinin rüzgarına bakmayın, Kemal Bey’in ciddi karşılığı var. “
Kılıçdaroğlu yakın çevresine ne diyor?
Bir isim aynen şunları söyledi:
“Nagehan Hanım Kemal Bey ile ilgili çizilen imaj öyle yanlış ki. Tek derdi partisinin bu tartışmalardan çıkması. Ülkenin çok ciddi sorunları varken zaman kaybediyoruz, diyor. Hatta yakın çevresine dış politika ve ekonomi ile ilgili çalışma yapalım diye telkinde bulunuyor.”
Açıkçası bu yaklaşım ile görünen manzara arasında fark var. Şayet Kemal Bey partisini yıpratmak istemiyorsa bu tartışmayı sonlandıracak şekilde "Dava sonucu ne olursa olsun hep birlikte bu zorluğu aşarız, görev bana gelse bile ilk fırsatta kurultaya giderim, Genel Başkanlık koltuğuna oturma gibi bir ajandam yok" diyebilir. Kimse kendini kandırmasın, bunu demek istemiyor çünkü o koltuğa oturmak istiyor Kemal Kılıçdaroğlu.
Onu ve partisinin DNA’sını çok iyi bilen bir CHP’li dedi ki:
“Kemal Bey görevi kabul eder. Parti içindeki hava da değişir. Bugün Özgür Özel’e en yakın denen isimler bir de bakmışsınız Kemal Beyci olmuş. Bu parti doktrin partisi olmaktan çoktan çıktı. Kemal Bey dönsün ‘kral öldü yaşasın yeni kral’cıları görün! Ama taban kabul etmez. Ciddi tepki olur”
Hedeflenenin tam tersini doğuran ziyaret
Bu giderek derinleşen krize baktıkça şaşırıyorum. Özgür Özel sakin kafayla oturup bir strateji geliştirmişe benzemiyor. Panik ve heyecanla hareket ediyor.
Mansur Yavaş, Vahap Seçer ve Engin Özkoç’un Kılıçdaroğlu ziyaretinin sonucu Özel’in hedefinin tam tersi oldu. Mesafe daha da açıldı.
Basına açıklama yapılmasın denen bir ziyaretin basına sızdırılması Kemal Bey’i iyice çıldırttı.
Açıkçası bunun arkasındaki mantığı anlamak zor. Haberi yapan meslektaşım İsmail Saymaz’a sorduğumda heyete yakın bir isimden duyumu alıp heyete katılan bir isme doğrulattığını söyledi ama ekledi: Genel Merkez rahatsız, Özgür Bey istemiyordu basına yansımasını…
Şayet öyleyse o zaman Sayın Özel’in bizzat gönderdiği isimlere kesin uyarı yapması gerekir.
Özgür Özel hem Kemal Bey’i iyice kendinden uzaklaştırdı hem de Mansur Yavaş’ı rahatsız etti. Yavaş bu haberlerden hiç hoşlanmamışa benziyor. Yakın kaynaklar "Mansur Bey bir hukukçu olarak mahkeme kararını tanımama gibi bir yaklaşım içinde olmaz" diyorlar.
Şayet Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşarak buzları eritmek istiyorsa Özgür Özel doğrudan Kemal Bey’i aramamakla bir hata daha yaptı.
Sonuçta iki tarafın hatalarından gökdelen olur.
Özel yerel seçimlerden sonra daha kapsayıcı davransa, Kılıçdaroğlu da kurultayda ilk turdan sonra olgunlukla çekilse bugün CHP bu saçma pozisyona düşmeyebilirdi.
Ama o koltuk yok mu o koltuk…