İsrail savaş uçakları 13 Haziran sabah saatlerinde İran’a büyük bir hava saldırısı düzenledi. Askeri ve nükleer tesislerin hedef alındığı saldırıda İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakiri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve İran’ın nükleer programında çalışan 6 bilim insanı öldürüldü, Natanz nükleer reaktörü vuruldu. Hava ve Uzay Kuvvetleri Komutanı Amir Ali Hajizade’nin de öldürüldüğü haberleri var.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu saldırıların “Ne kadar gerekiyorsa o kadar gün” devam edeceğini açıkladı.
Türkiye saldırıyı “en güçlü şekilde” kınadığını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “uluslararası hukuku açıkça ihlal eden” saldırının, İsrail’in bölgede yürüttüğü “stratejik istikrarsızlaştırma politikasına hizmet eden bir provokasyondur denildi. Ankara, İsrail’in “daha büyük çatışmalara yol açabilecek saldırgan eylemlerine” bir an önce son vermesi ve “savaşın yayılmaması” için uluslararası toplumu “acilen harekete geçmeye” çağırdı.
Milli Savunma Bakanlığı da saldırıyı başından sonuna dek izledi, bir kaynağın ifadesine göre “gerekli bütün önlemleri aldı”.
Dakika dakika: 6 dalga, 200 uçak
İsmini açıklamak istemeyen kaynakların YetkinReport’a verdiği bilgilere göre, Ankara, İsrail’in İran’a 12 Haziran gece yarısından itibaren dakika dakika izlemeye aldı. Ankara’nın saldırı gözlemleri ve değerlendirmeleri şöyle özetlenebilir:
– İran istikametinde ilk İsrail uçakları 13 Haziran saat 01’de havalandı. Bundan bir süre sonra İsrail’den ikinci dalga savaş uçağı da havalandı.
– İlk iki dalga uçak Suriye hava sahasında ilerledikten sonra geri dönünce Ankara’daki kriz merkezi bunun bir “aldatma harekâtı” olduğu ve asıl saldırı dalgasının gelmekte olduğu değerlendirmesini yaptı. Nitekim aldatma harekâtı ardından asıl saldırı başladı.
– İran’daki ilk patlama haberleri sabaha karşı 4’e doğru alınmaya başladı. İsrail jetleri saldırıda Suriye ve Irak hava sahasını kullandı.
– Kriz masasının saptamalarına göre İsrail’in “Yükselen Arslan” adını verdiği saldırı operasyonunda toplam 6 dalga halinde yaklaşık 200 uçak kullanıldı.
İçerden istihbarat desteği
Ankara’nın saldırıya dair teknik değerlendirmeleri hedeflerin vurulması konusunda İsrail’in içeriden destek aldığını gösteriyor:
– Saldırıda Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Komutanı ve değişik yerlerdeki 6 nükleer fizikçi bulundukları yerlerde öldürüldü. Bazılar kaldıkları apartmanın belli bir dairesinde jetlerce vuruldu. [Bu durum akla İsrail’in Hamas lideri İsmail Haniye’yi Tahran’da Devrim Muhafızları misafirhanesinde öldürmesi operasyonunu da akla getiriyor-MY]
– Bu İran içinden ve sahadan istihbarat ajanı desteği almadan yürütülebilecek bir operasyon değil. Vurulacak hedeflerin o sırada orada olduğunun kesin teyidi ve uçakların vurması için lazer işaretlemesi gerektiriyor.
– Yani İsrail’in ister MOSSAD ister başka desteklerle İran içinden yüksek oktanlı istihbarat desteğine sahip olduğu anlaşılıyor. Keza, İran hava savunma sisteminin İsrail hava saldırılarına karşı hareketsiz kalması da hava savunma sisteminin elektronik harp yöntemleriyle kör ve sağır hale getirildiğini gösteriyor. İsrail bu konuda da dış destek almış olabilir.
Bu sonuncu saptama ilginç çünkü saldırıdan iki gün önce rejim muhalifi Halkın Mücahitleri örgütü İran’ın ABD’den gizlediği yeni bir nükleer program başlatıp bunun ayrıntılarını vermişti.
Amaç rejim değişikliği
Ankara, uluslararası medyada yorumlandığı üzere saldırının amacının İran’ın nükleer programını imha etmek ya da ABD’nin nükleer taleplerine boyun eğmekle sınırlı olmadığına inanıyor.
Bu konuda yapılan değerlendirme şöyle:
1- İsrail hükümeti, Siyonist lobilerin etkisiyle, Gazze katliamında bile ABD ve bazı Batı Avrupa ülkelerinden aldığı desteği İran konusunda da değerlendirmek istiyor. Bu fırsat, ülke içinde sorunlar yaşayan Donald Trump yönetiminin bir an önce Orta Doğu’dan çekilip, Çin’le mücadeleye, Pasifik bölgesine odaklanmak istemesi.
2- Ortadoğu’da İran’a yapılan saldırıya siyasi kınamalar ve diplomatik çabaların ötesinde dur diyecek olan ülke yok. Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri timsah gözyaşı dökse de, Suriye’deki rejim değişikliğiyle bölgede daha da güç kaybetmesinden içten içe memnun.
3- İsrail’in 6 nükleer fizikçiyi nokta atışlarla öldürüp başta Natanz olmak üzere nükleer tesisleri vurması, İran’ın nükleer programını bitirmeye yetmez. Zaten vurulan tesis yerin 50-60 metre derinliğinde, vurulanlar toprak üstündeki kısmı. Yani daha çok moral bozmaya, halkın rejime güvenini biraz daha sarsmaya yönelik. Genelkurmay Başkanı ve Devrim Muhafızlarının öldürülmesi ise doğrudan rejimi hedef alıyor.
Dolayısıyla saldırının asıl amacının, İran’daki İslam Cumhuriyeti rejimi olduğu söylenebilir. Ankara, İran’ın ABD taleplerine boyun eğmemesi durumunda ABD’nin de doğrudan devreye girebileceğini tahmin ediyor. Nitekim Trump, İran’ın anlaşmaya varmazsa “sonraki saldırıların daha acımasız olacağı” tehdidinde bulundu.