Onlar vuruyor, Özel büyüyor: önümüzde durursanız, göreceğiniz var

Eskiden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kullandığı “Onlar vurdu, biz büyüdük” ifadesi, şimdilerde CHP lideri Özel’e uygun düşüyor. Özel, 4 Mayıs’ta İstanbul’daki saldırıdan sonra Ankara’da CHP Genel Merkezi önündeki vatandaşları selamlarken. (Foto CHP)

“Onlar vurdu, biz büyüdük” şair Ece Ayhan’ın bir zamanlar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından çok kullanılan ifadesiydi. Haklıydı. Yerleşik düzen baskı dozunu arttırdıkça Erdoğan büyümüştü. Birkaç badire sonra Erdoğan, seçmen gücüyle sadece siyasi iktidarın değil yerleşik düzenin, devlet aygıtının da sahibi oldu. Yine seçmen gücüyle yerleşik düzenin elinden çıkmasını istemiyor.

Şimdi yerleşik düzen yine baskı dozunu artırıyor ve büyüyen yine muhalefet oluyor. Bu defa “Onlar vurdu, biz büyüdük” deme sırası, Cumhuriyetle birlikte yerleşik düzenin kurucu sahibi, şimdi baskılarının hedefi olan CHP ve CHP seçmenine meydanları hatırlatan başındaki Özgür Özel’de.

Özel, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart günü CHP Genel Başkanı olarak girdiği sınavdan on gün sonra 28 Mart’ta Maltepe mitingiyle CHP lideri olarak çıktı. Bunu ilk gün insanları İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bulunduğu Saraçhane’ye çağırmak ve bunda ısrar etmekle yaptı.

Saldırı sınavını da geçti

İkinci sınavını 4 Mayıs’ta Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreni öncesinde saldırıya uğradıktan sonra verdi. (*) Belki “onlar” ondan fevri davranıp “hesap soracağız” tonunda çıkışlar yapmasını tercih ederdi. Özel sorumlu davrandı. Saldırıyı -Kürt sorununu adıyla anarak- “Barış konuşulmasını istemeyenlerin yol vermesine” bağladı. Kimseyi doğrudan suçlamadı.

Hatta Erdoğan’dan gelen geçmiş olsun telefonunu hayra yordu; İmamoğlu’nun Silivri’den Erdoğan’ın “telef olacaklar” sözünü hatırlatmasını bu telefonla iptal olmuş saydığını söyledi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin onun ve CHP’nin adını dahi anmadan “bir siyasi kurum yöneticisi” asabiyetiyle ve yarım ağızla geçmiş olsun demesinin üzerinde durmadı. O asabiyet çok şey anlatıyordu zaten.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, düşman çatlatırcasına, Ankaralıları CHP Genel Merkezinde mitinge çağırırken Özel, İstanbul’da İl Başkanlığı önünde “Biz bir santim eğilirsek” diyordu; “Bu millete diz çöktürürler”. Yeni mitingleri açıkladı. Çarşamba, Beyazıt’ta İstanbul Üniversitesi önünde, hafta sonu Van’da: “Van’ın iradesine ilk başta mazbata oyununa karşı çıkmıştık. Şimdi kayyıma karşı çıkıyoruz”.

“Onlar”, Kürt sorunu ve CHP

Eğer “onlar” içinde birileri sırf girişim MHP’den geldi, AK Parti de ona sahip çıktı diye CHP’nin Kürt sorununa siyasi çözümü PKK’nın silahsızlandırması yoluyla sağlamaya karşı çıkacağı hesabı yapmışsa, o hesabı 4 Mayıs’ta AKM’nin önündeki saldırıyla bozuldu sayabiliriz. “Onlar” her kim olursa şimdiye dek çok baskılarını görmüş DEM Parti’nin gözünden kaçmıyor bu görebildiğimiz kadarıyla; onlar da bu dalganın sadece PKK’yı değil, yasal siyaset yapan kendilerini de tasfiye etmeyi amaçladığının farkında. CHP’nin tepkisel davranmaması, Samsun, Yozgat, Konya’dan sonra Van’a gitmesi sembolik önemde.

Ankara’da Yavaş’ın çağrısıyla binlerce kişi CHP Genel Merkezinin önünde toplanmıştı; Yavaş da otobüsün üzerinde, onun yanındaydı. CHP’yi geçmişinden geleceğine bağlayan isimlerinden Hikmet Çetin de 87 yaşına ve gecenin o saatine rağmen otobüsün üzerindeydi.

CHP seçmeni 2017’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşünden bu yana ilk kez hareketleniyor. Adalet Yürüyüşü, Deniz Baykal döneminin ağırlıkla TBMM ve TV konuşmalarıyla yürüyen “Küçük olsun, benim olsun” muhalefeti sonrası bir canlanma girişimiydi. Bu defa canlanma Saraçhane’de kalmadı; an azından şimdilik.

“O satıh bütün vatandır”

Özel, adeta “hatta” sınırlı kalmayan, ülke “sathına” yayılmış bir eylem çizgisi izliyor. Gece yarısı mitinginde 100 yıl önceki Mustafa Kemal Atatürk çizgisine gönderme yapıp Kurtuluş Savaşı benzetmesinde bulunması da bu eylem çizgisinin sağlaması sayılabilir.

Gece yarısı mitingindeyse adresi özel olarak AK Parti hükümetini değil, genel olarak “onlar” oldu:

• “Ancak bugün yapılan saldırıyı içinde bulunduğumuz süreçten; Ekrem Başkan’a, arkadaşlarımıza yapılan zulümden, partimiz üzerinden ülkemize kurulan kumpastan da bağımsız görmüyorum. CHP böyle bir provokasyonla geri adım attırılacak (…) iktidar yürüyüşü durdurulacak bir parti asla değildir.

• “Biz bugün yaşananları ne size ne bir başkasına mal edecek kolaycılıkta değiliz. Ama şunu da bilin ki CHP olarak önümüzde durursanız, millete kafa tutarsanız, arkadaşlarımızı haksız yere içeride tutarsanız, bizden çekeceğiniz var, göreceğiniz var.”

Özel’in bu meydan okumasına AK Parti ve MHP tarafından verilecek en meşru yanıt, aynı şekilde şehirleri, meydanları doldurmak olabilir. Yanıt böyle mi olacak, yoksa “Onlar” muhalefeti büyütme riskiyle vurmaya devam edecekler mi? Göreceğiz.

Notlar:

(*) Elbette saldıran suçludur, bunda kuşku yok. Öte yandan CHP liderlerinin kronik bir yakın koruma sorunu olduğu görülüyor. Mustafa Kemal Atatürk’ü bir yana ayıralım, zamanlı istihbarat ve yakın korumaları onu defalarca saldırılardan sakındı. Ama İsmet İnönü, Bülent Ecevit ve Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırılar gibi Özel’e yapılan saldırıda da bir yakın koruma sorunu olduğu izlenimi var. Hem CHP yönetimin hem de İçişleri Bakanlığının bakmasında yarar var.

(**) Bu arada, 4 Mayıs Bahçeli’nin PKK’ya silah bırakma ve fesih kongresini Malazgirt’te yaptırma çağrısının bu defa yanıt bulmadığını da kayda geçelim.