Dışişleri nihayet Kıbrıs iddialarına karşı ses verdi ama sıkıntı sürüyor

Dışişleri Bakanlığı, yasadışı bahis, kara para aklama suçlarındaki Kıbrıs bağlantısı iddialarına Bakanlık ve Bakan Fidan’ın adının karıştırılmasına tepki gösterdi. Ama sıkıntı devam ediyor, iddiaların açığa çıkarılmasında yarar var.

Dışişleri Bakanlığı 20 Nisan’da yazılı bir açıklamayla hem Bakanlık hem de Bakan Hakan Fidan’a yönelik iddiaları yalanladı. İddiaların asılsız olduğu ve hakkında yasal işlem başlatılacağı duyuruldu ama Kıbrıs merkezli iddiaların ne olduğu -doğal olarak- söylenmedi.

İddialar, yasadışı bahis, kara para aklama ve uyuşturucu ticareti suçlarından ABD tarafından aranmaktayken 8 Şubat 2022’de Girne’de öldürülen kumarhane sahibi Halil Falyalı ile bir önceki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim arasında iddia edilen para ilişkilerine dayanıyor. Halil Falyalı’nın adını Türk kamuoyu ile olarak halen Dubai’de yaşadığı bilinen suç örgütü lideri Sedat Peker’in “Kıbrıs merkezli kara para trafiğinin merkezinde olduğunu öne sürmesiyle duymuştu.

Yasin Ekrem Serim ise Dışişleri Bakanı Fidan tarafından atandığı KKTC Büyükelçiliğinden 7 ay sonra apar topar görevden alındı. Serim, daha önce Dışişleri Bakan Yardımcılığı yapıyordu. Onun bu göreve getirense daha önce danışmanlığını ve özel kalem müdürlüğünü yaptığı önceki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu olmuştu.

Hızla yükselen AK-bürokratlar

Serim’in özelliği tıpkı Soma maden faciası ardından protestocu işçiyi tekmeleyen Yusuf Yerkel, ya da yine dışişleri bakan yardımcılığı yapan Yavuz Selim Kıran gibi, hızlı yükselen, genç AK-bürokratlardandı. Fidan’ın gelişiyle Kıran (Londra isteyip olmayınca gecikerek gittiği) Zagreb Büyükelçiliğinden Aile Bakan Yardımcılığına kaydırılmış, Yerkel de 2002’de atandığı Frankfurt Ticaret Ataşeliğinden 2024’te alınmış, Türkiye Futbol Federasyonunda çalışmaya başlamıştı. Fidan’ın Lefkoşa Büyükelçiliğine atamadan önce Bakan yardımcısı Serim’den Personel İşlerini aldığı, Serim’in KKTC Büyükelçiliğiiçin, iddialara göre babası üzerinden Beştepe nezdinde lobi yaptığı Ankara diplomasi kulisinde o dönem konuşulmuştu.

Serim’in babası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminden itibaren örtülü ödenek harcamaları gibi stratejik sorumluluk verdiği Maksut Serim idi.

Serim’in KKTC büyükelçiliği hataydı

Serim’in KKTC Büyükelçiliğine atanması aslında ciddi hataydı, çünkü derinlemesine bir Kıbrıs geçmişi vardı. O da Ekrem İmamoğlu gibi KKTC’de Girne Amerikan Üniversitesinde okumuştu.

Gazeteci Timur Soykan’ın Birgün Gazetesinde ayrıntılarıyla aktardığı üzere, bu sırada Falyalı ailesiyle de iş ilişkileri kurduğu iddiaları vardı. Soykan, Bugün Kıbrıs gazetesindeki iddialara dayanarak, Falyalı’nın kurduğu tezgâhın Türkiye ayağında para aklama aracılığıyla Bankpozitif ve Payfix şirketlerinin kurulduğu iddiası vardı; ayrıntıları bu bağlantıdan okuyunuz. Bir ucu İsrail’de yasadışı bahis ve kara para iddialarıyla soruşturma altındaki Hapoalim Bank’a diğer ucu, Halk TV almasın diye Flash TV’nin apar topar aldırıldığı Erkan Kork’a uzanıyordu.

Serim’in KKTC Büyükelçisi atanması hataydı çünkü ailesinin Falyalı ailesiyle iş ilişkileri olduğunu da iddialar arasındaydı. CHP lideri Özgür Özel, Falyalı öldürülmeden iki yıl önce ortak şirket kurdukları iddiasını TBMM kürsüsüne taşımıştı.

Ayrıca… KKTC’de altyapı projeleriyle de bağlantılı atılacak bir dizi stratejik adım vardı ve Serim’in iş bitirici iş insanı tutumu, Kıbrıs işlerinden sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın temkinli tutumuyla uyuşmuyordu.

“İki devlet bir mafya”

Neticede Serim, 7 ay önce Cumhurbaşkanı imzasıyla atandığı Kıbrıs görevinden yine Cumhurbaşkanı imzasıyla 1 Mart 2025’te alındı. (O arada Maksut serim’in de emekliye ayrıldığı haberleri çıktı.) Oğul Serim’in yerine 2018-2022 yıllarında, yani Metin Feyzioğlu’dan önce de KKTC Büyükelçiliği yapmış, deneyimli kariyer diplomat Ali Murat Başçeri atandı; hatadan dönme çabası olarak da görebiliriz.

Ama bu arada başka iddialar da su yüzüne çıkıyor. O da Falyalı’nın Güney Kıbrıs’taki yansıması sayılabilecek, Kıbrıs ve Yunanistan’da fuhuş sektörüyle iç içe gazino işletmeciliği yapan Andonis Fanieros ve ailesiyle iş ilişkileri. Orada da Birleşik Arap Emirliklerinden İsrail gayrimenkul sektörü ve Rus oligarklarına uzanan ilişkiler zinciri var; ayrıntıları gazeteci Cengiz Erdinç’in bu bağlantıdaki yazısında.

Çok miktarda paranın hızla ve kayıt dışı el değiştirdiği bu sistemin Kıbrıs sorununun -her ne şekilde olursa olsun- çözümünden yana işlemesini şahsen düşünemiyorum; çünkü ortadaki muğlaklık tezgâhı sürdürmelerini sağlıyor.

Bu sis perdesi içinde Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan, CHP’li Namık Tan’ın yazdığı gibi zaten daha Sovyetlerden bağımsızlıklarını aldıklarında tanıdıkları Kıbrıs Rum Hükümetine büyükelçi atama kararına şaşırıyoruz.

Kayıp kasetler konusu

İddialar arasında bir de Falyalı-Serim ilişkilerinin Türkiye’de başka yerlere uzantılarını gösteren 45 kaset bulunduğu, bunların 40’ının Türkiye tarafından ele geçirildiği ve geri kalan 5’inin bulunması için Fidan’ın Serim’i KKTC’ye büyükelçi gönderdiği de bulunuyor ki kanımca hayatın olağan akışına uygun olmayan ve bana asıl konuyu saptırmak için üretilmiş gibi duran iddia da bu.

Birincisi, Serim pek öyle Fidan’ın manevi oğlu gibi durmuyor; tam tersine kurtulmak istediği birisi gibi duruyor. İkincisi, Kıbrıs MİT’in en güçlü olduğu yerlerden birisi; her halde kaset peşinde koşması işin Kıbrıs geçmişi hayli deşifre olmuş büyükelçi atamaya ihtiyacı yoktur Türkiye’nin. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MİT Başkanı İbrahim Kalın’a bir talimatının yetmesi lazım.

İstihbarat dünyasında bazen gerçek olan ve olmayan bilgiyi karıştırırsınız ki gerçek olmayanın gerçek olmadığı kanıtlandığında gerçek olanın gerçekliğine de gölge düşsün.

Kıbrıs söz konusu olduğunda ben yine de Temmuz ayındaki beşli görüşmelere doğru Doğu Akdeniz’de yeniden Türkiye aleyhine dönmeye başlayan dengelere bakma yanlısıyım. Birileri tezgâhlarının bozulmasını istemiyor.