Zincirleme gelişmeler Ankara’daki siyasi gerilimi tırmandırdı. AK Parti yanlısı sansasyonel iddialarıyla tanınan Rasim Ozan Kütahyalı, CHP’ye kayyım atanacağı ve hükümetin de buna karşı muhtemel halk ayaklanmasını bastırmak için polisiye önlem aldığını öne sürünce hakkında soruşturma başlatıldı.
Ankara’da son iki günde üst üste gelen birkaç gelişme siyasi spekülasyon ve gerilime neden oldu. 16 Nisan akşamı doruğa ulaşan spekülasyon ve iddiaların merkezinde CHP’ye kayyım atanacağı iddiası vardı. Bu iddiayla birlikte halkın ayaklanma ihtimali üzerine Ankara’da güvenlik güçlerinin teyakkuza geçirildiğini “X” hesabından öne süren Rasim Ozan Kütahyalı aleyhine “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.
Kayyım iddiası nasıl gelişti?
Gelişmeler zincirinin ilk halkasında Ankara polisinin 17-21 Nisan tarihleri arasında alarma geçirilip 12/12 sistem, yani 12’şer saatlik nöbetlerle çalışacağı haberi yer aldı. Ankara Valiliği, bunun Ankara Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş’a da soruşturma açılması ihtimaline karşı halkın tepkisini bastırma amaçlı yapıldığı iddiaları üzerine bunun rutin asayiş operasyonu olduğunu açıkladı.
Bu haber, 17 Nisan’da duruşması yapılacak CHP’nin Kasım 2023 Kurultayının iptal istemi davasıyla örtüştürüldü; Mahkeme Kurultayı iptal ederse kayyım atanması söz konusu olabileceği spekülasyonları başladı.
16 Nisan akşamüzeri saat 17.30’da CHP Ankara İl Başkanlığı, “X” hesabından bütün vatandaşları yarın (17 Nisan) saat 10.00’dan itibaren “Ekrem İmamoğlu’na Özgürlük” kampanyasına imza atmak için CHP Genel Merkezine çağırdı. Bunu saat 18.30’a doğru CHP TBMM Grubu bütün milletvekillerine yarın (17 Nisan’da) Genel Merkeze gelme çağrısı yaptı. Bu çağrı Ankara’da CHP’nin kayyım atanması ihtimaline karşı Genel Merkezi halkın desteğiyle kaleye çevirme hamlesi olarak konuşulmaya başladı.
Şayialar Rasim Ozan Kütahyalı’nın “X” mesajıyla zirveye ulaştı.
ROK iddialarına soruşturma
AK Parti içinde derin kaynakları olduğu iddiasıyla yayınlar yapan Rasim Ozan Kütahyalı, saat 20:42’de siyaset kulislerini ayağa kaldıran bir “X” mesajı yayınladı. İddiasına göre, 17 Nisan’da Mahkeme Kemal Kılıçdaroğlu yerine Özgür Özel’in seçildiği CHP kurultayını iptal edecek, Özel yerine kayyım atanarak 1 Haziran’da yeniden Kurultaya gidilecekti. ROK “Muhtemel bir ayaklanma ihtimaline karşı İstanbul’dan Ankara’ya çok sayıda güvenlik güçleri sevk edildi. Ankara’da tüm güvenlik güçleri izinleri iptal edildi. Yarın Ankara, çok uzun bir güne hazırlanıyor” diyordu.
Bunu ROK’un 21:12’deki mesajı izledi. “Bir güvenlik bürokratı dostu” aramış ve “galiba” Ankara’nın Keçiören ve Etimesgut belediyelerine 17 Nisan sabaha karşı operasyon yapılacağını söylemişti. Kütahyalı, Ankara’nın 17 Nisan’da çok uzun bir güne hazırlandığını öne sürüyordu.
Ne olduysa bundan sonra oldu.
Kütahyalı 21:35’te bu defa kendisini yalanlayan bir mesaj yayınladı: “Böyle bir durumun olmadığı netleşmiştir. Yanlış bilgi. CHP kurultayının iptal ihtimali sıfır.”
Aynı dakikalarda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Kütahyalı hakkında “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı haberi geldi.
Adalet Bakanı devrede
Bundan kısa süre sonra, 21:53’te Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “X” hesabından ayrıntılı bir açıklama yaptı. Tunç, CHP Kurultayının “iptali davalarına ilişkin süreçler hakkında ve bazı belediyelere yönelik operasyon yapılacağı” yayınları hakkında soruşturma açılacağını doğrulayan Bakan, bunları “Kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon amaçlı iddialar” olarak niteliyordu.
Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasıyla sert düşüş yaşayan borsada, Kütahyalı’nın iddialarıyla vadeli pazarında sert bir düşüş daha görüldüğü altın ve döviz fiyatlarının da yükseldiği bildiriliyor.
AK Parti yanlısı sansasyonel yayınlarıyla tanınan ROK rumuzlu Kütahyalı’nın CHP’ye kayyım atanacağı ve halkın ayaklanması ihtimaline karşı hükümetin polisiye önlem aldığı yolunda yalanlanan iddialarının, CHP Kurultayı davasının ilk duruşmasının hemen öncesi ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, İmamoğlu davasının suçluysa da suçsuzsa da bir an önce sonuçlanması çağrısının hemen sonrasında gündemi işgal etmesi de dikkat çekici.
Bu da iktidar bünyesinde bir ekipler mücadelesi olup olmadığı sorularını akla getiriyor.