Üst düzey Türk güvenlik heyetinin 14 Mart’ta Bağdat’a yaptığı ziyaret, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 12 yıl aradan sonra Nisan ayında yapması beklenen Irak ziyareti öncesinde geniş kapsamlı bir Türkiye-Irak anlaşması yönünde atılan bir adım sayılmalı.
Türkiye ve Irak’ın yakınlaşması ve stratejik siyasi ve ekonomik ilişkiler içine girmesi, Orta Doğu denklemini, hatta daha geniş bir bölgedeki denklemi değiştirecek nitelikte görünüyor.
Türkiye-Irak temaslarının son dönemde güvenlik alanında yoğunlaşması rastlantı değil. Türkiye açısından bakıldığında PKK’nın Irak topraklarındaki varlığı, Irak açısından bakıldığında PKK nedeniyle Türkiye’nin Irak topraklarındaki varlığı daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın önündeki en önemli konular. En zor konu karşılıklı güvenlik ve güven. Bu ilişki sağlandığında Erdoğan’ın Irak Cumhurbaşkanı Abdüllatif Reşid ve Başbakan Muhammed Şiya es Sudani ile görüşmelerinde Türkiye-Irak yakınlaşması anlaşmaya dökülebilir.
Türkiye-Irak güvenlik trafiği
Son dönemde Türkiye-Irak temaslarının sıklaşmasını sağlayan etkenlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK’ya karşı Mayıs 2019’dan bu yana Irak topraklarında devam eden “Pençe” serisi harekâtı oldu.
PKK’nın Pençe-Kilit bölgesinde 28 Aralık’ta 12 askerin ve 12 Ocak’ta da 9 askerin şehit düşmesiyle sonuçlanan saldırılarının Türkiye’nin TBMM’de devam eden İsveç’in NATO üyeliğini onayını engelleme çabalarıyla ilgisi vardı ama bu saldırıların hemen öncesinde Irak’tan üst düzey güvenlik heyetinin 19 Aralık’ta Ankara’ya gelişiyle de ilgisi vardı. Bu ziyaret önce sadece Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’in Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin’i ziyareti olarak duyuruldu. Ama Fuad Hüseyin beraberinde Savunma Bakanı Sabit Abbasi ve El Muhaberat yetkilileriyle gelince Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın da Dışişleri’ne gidip toplantıya katılmışlardı.
Dün Fidan, Güler ve Kalın’dan oluşan üst düzey güvenlik heyetinin Bağdat’a yaptığı ziyaret, Irak hükümetinin “Tamam, bu işi beraber çözelim” anlamındaki Ankara ziyaretinin devamıydı.
Suriye ve ABD boyutu
Bu süreçte Güler ve Kalın’ın (Erbil’i de kapsayan) Irak ziyaretleri ve Irak Milli Güvenlik Müsteşarı Kasım Araci’nin Ankara ziyaretleri oldu. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı (IKBY) Neçirvan Barzani Antalya Diplomasi Forumu sırasında MSB Güler ile görüştü.
Son Bağdat ziyareti öncesinde, Fidan ve Kalın’ın Güler ile yaptığı toplantı, her ikisi de ABD’deki üst düzey temaslarından yeni döndükleri için ayrıca önem taşıyordu. Hem Kalın hem Fidan’ın ABD temaslarında PKK’yla mücadele öne çıkan konulardandı. Hatta Fidan’ın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesinde Amerikan tarafı ilk kez Suriye konusunu konuşmayı ve terörle mücadele işbirliğini canlandırmayı kararlaştırmışlardı.
Türkiye-Irak ilişkilerin stratejik boyuta ulaşmasının tek boyutu terörle mücadele değil. Saldırılar nedeniyle çalışamayan Musul ve Kerkük petrollerini Adana’nın Ceyhan-Yumurtalık terminaline taşıyan iki petrol boru hattının yeniden işletmeye açılması ve Basra Körfezini Türkiye’ye otoyol ve tren hatlarıyla bağlayacak Kalkınma Yolu Projesi gündemde. Ama bunun sağlanması için de güvenliğin sağlanması önkoşul sayılıyor.
Güvenlik, enerji, ulaştırma, su
Petrol boru hatlarının güvenlik nedeniyle işletilememesi hem Irak merkezi hükümeti hem de ondan pay alan Irak Kürt yönetimi önemli gelirden mahrum bırakıyor.
Irak açısından Fırat ve Dicle suları önemli. Fırat, Suriye’den geçip Irak’a yöneliyor, Dicle ile birleşip Basra’dan denize dökülüyor. Kapsamlı bir anlaşma Türkiye-Irak arasında yeni bir su rejimine de kapı açabilir.
Kalkınma Yolu Projesi ise Basra’dan başlayıp Irak’ı güney-kuzey yönünde kat ederek Türkiye sınırına ulaşacak bir otoyol demiryolu ulaşım projesi. İleride boru hatları takviyesiyle Körfez petrolünün Avrupa’ya ulaşması için Kızıldeniz-Süveyş rotasına alternatif bir rotaya dönüşme ihtimaline açık. Sadece petrol değil ama Çin’den, Hindistan’a, Japonya’ya dek diğer ürünlerini de Türkiye-Irak yoluyla Avrupa ve Kafkaslar üzerinden Rusya’ya ulaştırmak isteyenlere yeni bir rota sağlamaya aday. Elbette başta Irak ve Körfez ülkelerine. Bu nedenle Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar da yatırımcı olarak projeyle ilgileniyor.
Bu halen İsrail-İran ikilemine sıkışmış Orta Doğu denklemini değiştirecek bir gelişme olur
Bütün bunların gerçekleşmesi güvenlik ortamının güçlendirilmesine bağlı.
Ortak güvenlik şeridi mi?
Güvenlik, Türkiye bakımından PKK, Irak bakımından IŞİD (DEAŞ) ve El Kaide saldırıları demek. Nitekim İçişleri Bakanlığı ve MİT’in ortak operasyonuyla Irak’ın Ankara Büyükelçiliğine saldırı hazırlığı yapan IŞİD üyeleri de yakalanmıştı. Dolayısıyla Türkiye-Irak güvenlik işbirliği sadece PKK değil IŞİD, El Kaide gibi örgütlere karşı da ortaklaşa mücadele gerektiriyor. Görüşmelere katılan Dışişleri Bakanı Fidan’ın Başdanışmanı Nuh Yılmaz’ın “X” hesabında Irak’ın ilk defa PKK’yı yasadışı ilan edip mücadele kararı vermesine vurgu yapması da bunu gösteriyor.
Türk ve Iraklı generallerin Irak topraklarında buluşması, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Irak topraklarında 30-40 kilometrelik bir güvenlik şeridinden söz etmesi ve MSB Güler’in Pençe-Kilit operasyonlarının bu yıl tamamlanacağını söylemesini son gelişmelerle birleştirince karşımıza bambaşka bir tablo çıkıyor. O da böyle bir güvenlik şeridinin Türkiye-Irak askeri ve istihbari işbirliğiyle hayata geçirilebileceğidir. Bunun bir anlamı da şu anda Irak’ın fiilen kontrol edemediği Irak topraklarında egemenliğini kurması, gerektiğinde PKK’ya karşı ortak güvenlik operasyonlarına girişilebileceğidir.
Erdoğan’ın 2012’deki Bağdat ziyaretinden sonra köprülerin altından çok sular aktı. Şimdi Gazze Krizinden Rusya-Ukrayna savaşına dek bambaşka bir dünya var. Bu dünyada ve bölgemizde, eğer anlaşma sağlanırsa Türkiye-Irak işbirliği önemli bir yer tutabilir.
The visit of the high-level Turkish security delegation to Baghdad on March 14 should be considered a step towards a comprehensive Turkey-Iraq agreement before President Tayyip Erdoğan's visit to Iraq, which is expected to be made in April after 12 years.
The rapprochement of Turkey and Iraq and their entry into strategic political and economic relations seem to change the equation in the Middle East and even the equation in the wider region.
It is not a coincidence that Türkiye-Iraq contacts have recently intensified in the field of security. From Turkey's perspective, the PKK's presence in Iraqi territory, and from Iraq's perspective, Turkey's presence in Iraqi territory due to the PKK are the most important issues before a more comprehensive agreement. The most difficult issue is mutual security and trust. When this relationship is established, Turkey-Iraq rapprochement can be turned into an agreement during Erdoğan's meetings with Iraqi President Abdullatif Rashid and Prime Minister Mohammed Shiya al-Sudani.
Türkiye-Iraq security traffic
One of the factors that increased the frequency of Turkey-Iraq contacts recently was the Turkish Armed Forces' "Claw" series operation against the PKK, which has been continuing on Iraqi soil since May 2019.
PKK's attacks in the Claw-Kilit region, which resulted in the martyrdom of 12 soldiers on December 28 and 9 soldiers on January 12, were related to Turkey's ongoing efforts to prevent the approval of Sweden's NATO membership in the Turkish Grand National Assembly, but these attacks were immediately preceded by Iraqi attacks. It was also related to the arrival of a high-level security delegation from Turkey to Ankara on December 19. This visit was first announced only as the visit of Iraqi Foreign Minister Fuad Hussein to Foreign Minister Fuad Hussein. But when Fuad Hüseyin came with Defense Minister Sabit Abbasi and El Muhaberat officials, National Defense Minister Yaşar Güler and MİT President İbrahim Kalın also went to the Ministry of Foreign Affairs and attended the meeting.
Yesterday's visit to Baghdad by the high-level security delegation consisting of Fidan, Güler and Kalın was a continuation of the Iraqi government's visit to Ankara, which meant "Okay, let's solve this issue together."
Syria and the US dimension
During this period, Güler and Kalın visited Iraq (including Erbil) and Iraqi National Security Undersecretary Kasım Araci visited Ankara. President of the Iraqi Kurdistan Regional Government (KRG) Nechirvan Barzani met with MSB Güler during the Antalya Diplomatic Forum.
The meeting between Fidan and Kalın with Güler before the last visit to Baghdad was of particular importance as they had both just returned from their high-level contacts in the USA. The fight against the PKK was one of the prominent issues in both Kalın and Fidan's US contacts . In fact, during Fidan's meeting with US Secretary of State Antony Blinken, the American side decided to talk about Syria for the first time and revitalize cooperation in the fight against terrorism.
The fight against terrorism is not the only aspect of Türkiye-Iraq relations reaching a strategic dimension. The reopening of two oil pipelines carrying Mosul and Kirkuk oil, which were unable to operate due to the attacks, to Adana's Ceyhan-Yumurtalık terminal, and the Development Road Project, which will connect the Persian Gulf to Turkey with highways and train lines, are on the agenda. But to achieve this, ensuring security is considered a prerequisite.
Security, energy, transportation, water
The inability to operate oil pipelines for security reasons deprives both the Iraqi central government and the Iraqi Kurdish administration, which receives a share from it, of significant income.
The Euphrates and Tigris waters are important for Iraq. The Euphrates passes through Syria and heads towards Iraq, where it joins the Tigris and flows into the sea at Basra. A comprehensive agreement could also open the door to a new water regime between Türkiye and Iraq.
The Development Road Project is a highway and railway transportation project that will start from Basra, cross Iraq in the south-north direction and reach the Turkish border. It is open to the possibility of turning into an alternative route to the Red Sea-Suez route for Gulf oil to reach Europe with the reinforcement of pipelines in the future. It is a candidate to provide a new route for those who want to transport not only oil but also other products from China, India and Japan to Russia via Turkey-Iraq, Europe and the Caucasus. Of course, especially to Iraq and the Gulf countries. For this reason, the United Arab Emirates and Qatar are also interested in the project as investors.
This would be a development that would change the Middle East equation, which is still stuck in the Israel-Iran dilemma.
The realization of all this depends on strengthening the security environment.
Joint security lane?
Security means PKK attacks for Turkey, and ISIS (DAESH) and Al Qaeda attacks for Iraq. As a matter of fact, ISIS members who were preparing to attack the Iraqi Embassy in Ankara were also caught in a joint operation of the Ministry of Internal Affairs and MİT . Therefore, Turkey-Iraq security cooperation requires a joint fight not only against PKK but also against organizations such as ISIS and Al Qaeda. This is demonstrated by the fact that Nuh Yılmaz, Chief Advisor to Foreign Minister Fidan, who participated in the talks, emphasized that Iraq declared the PKK illegal for the first time and decided to fight against it in the "X" account.
When we combine the meeting of Turkish and Iraqi generals on Iraqi territory , President Tayyip Erdoğan's talk of a 30-40 kilometer security strip in Iraqi territory, and Ministry of National Defense Güler's statement that the Claw-Lock operations will be completed this year , with the latest developments, a completely different picture emerges. That such a security strip can be implemented with Turkey-Iraq military and intelligence cooperation. One of the meanings of this is that Iraq can establish its sovereignty in the Iraqi lands that it cannot actually control at the moment, and joint security operations can be initiated against the PKK when necessary.
A lot of water has flowed under the bridge after Erdoğan's visit to Baghdad in 2012. Now there is a completely different world, from the Gaza Crisis to the Russia-Ukraine war. In this world and in our region, Turkey-Iraq cooperation can have an important place if an agreement is reached.