‘Anayasa’ya darbe’ süreci

İktidarın “Anayasa’ya Darbe” eylemleri 2007’de başladı, çeşitli kritik ihlallerle sürdü ve 10 yıl sonra, 16 Nisan 2017’de zirveye ulaştı, zirveden 8 yıl sonra da 18- 19 Mart 2025’te de “İmamoğlu’na Darbe” olarak devam etti.

Aşağıda, bu “Darbe Süreci”nin kritik bir eylemi olan “Can Atalay’a Darbe” konusunda 14 ay önce burada yazdığım bir yazıyı alıntıladım.

***

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN CAN ATALAY KONUSUNDA İKİ KEZ ÜST ÜSTE VERDİĞİ HAK İHLALİ KARARINA 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ VE YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ UYMADI.

Ayrıca, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını imzalayan üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Anayasa’ya uyma yemini etmiş olan Cumhurbaşkanı bu konuda “Hakem görevi” üstlendiğini söyledi ve Yargıtay’dan yana tavır belirtti.

TBMM Başkan Vekili AKP’li eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay kararını Meclis’te okutarak Atalay’ın millet vekilliğini düşürdü.

Bu süreç süresince, ben ve aralarında hukuk profesörlerinin de olduğu pek çok kişi, bu tutum ve davranışın Anayasa’yı ihlal ettiğini, “Anayasa’ya Sivil Darbe” anlamını taşıdığını ve buna karşı Anayasa’yı korumak için direnme hakkımızın doğduğunu yazdık.

***

ANAYASA’YI İHLAL UYARISI

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan, Yargıtay Başkanı’nın katılmadığı, Cumhurbaşkanı’nın katıldığı, AYM’deki bir törende, yukarıdaki süreç hakkında şunları söyledi:

“Temyizden geçerek kesinleşmiş yargı kararlarından sonra Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar ve yorumdan sonra görüş farklılıklarının, yorum farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini ve temeli yoktur...

...Ancak bir hukuk devletinde katılmasak da bu kararlara uyulması anayasal bir zorunluluktur.”

***

ANAYASA’NIN İHLAL EDİLEN MADDELERİ

Anayasa Madde 153:

“Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.”

Anayasa Madde 104:

“Cumhurbaşkanı...

Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder.”

Cumhurbaşkanlığı yemini:

“...Anayasaya...bağlı kalacağıma...

...Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

Milletvekilliği yemini:

“...hukukun üstünlüğüne...

...Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

***

ANAYASA KİME EMANET; ONU KİM KORUYACAK

Anayasa’nın “Başlangıç” bölümünde “Demokrasiye aşık Türk evlatlarına” verilen görev:

“Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa...

...Sözüne ve ruhuna... saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere.

TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.”

Anayasa Madde 148’e göre Anayasa Mahkemesi’ne verilen görev:

“Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.”

***

ANAYASA’YI KORUMAK İÇİN DİRENMEK

Bu görev, başta iktidar olmak kaydıyla varlıklarını ve meşruiyetlerini bu anayasadan alan bütün siyasal partilerin görevidir.

İktidar, bırakın Anayasa’yı korumayı, tam tersine, onu ihlal ediyorsa Anayasa’yı korumak için direnmek önce Anayasa Mahkemesi’nin ve öteki yargı organlarının, sonra siyasal partilerin, sonra bütün devlet kurumlarının, onlardan sonra da bütün vatandaşların görevidir:

Herkes, her zaman, her yerde, Anayasa’yı korumak için direnmeli, Anayasa Mahkemesi ve yetkili mahkemeler de Anayasa’yı ihlal suçu işleyenleri yargılamalıdır!

***

SUSAN HUKUK FAKÜLTELERİ VE HUKUK PROFESÖRLERİ UTANSIN!