Dışişleri Bakanı Fidan, 16 Mart’taki Erdoğan-Trump görüşmesinin devamı olarak 25 Mart’ta Vaşington’da ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile görüşmesinde görülüyor. Kravat rengi uyumu görüşmelere de yansımış gibi. Türkiye’de muhalefet üzerine şiddetle gidilirken Trump’ın Erdoğan’a desteği PKK ve Hamas’a birlikte silah bıraktırma planı nedeniyle mi? (Foto: X/Dışişleri)
Türkiye’de CHP lideri Özgür Özel’in Saraçhane Meydanını polis copu, biber gazı ve gözaltı tehdidine rağmen doldurup taşan kitlelere “tek adam rejimine karşı” direniş çağrısı yaptığı saatlerde ABD Başkanı Donald Trump, Erdoğan’a “İyi bir lider” desteği verdi.
Trump bu desteği Senato’dan onay alan bir grup ABD Büyükelçisiyle Beyaz Saray’da yaptığı toplantıda verdi. ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Thomas Barack da ordaydı. Barack, Trump’ın gayrimenkul zengini, golf arkadaşı, kampanya destekçisi. Başkana “Kadim medeniyetlerden biri” olan Türkiye’ye atadığı için teşekkür etti. Türkiye konusunda tek yetkili olacak gibi görünüyor. Trump’ın yanıtı kısaydı: “iyi bir ülke, iyi bir lider”.
Artık Trump’ın dört yıl önce, yine ABD başkanıyken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “aptal olma” küstahlığıyla Suriye’de PKK ile anlaşmasını tavsiye ettiği ve ekonomiye bir darbe daha vuran mektubunu hatırlatmanın kimseye bir faydası yok.
Köprülerin altından çok sular aktı. Artık Türkiye’de sokaklara dökülen muhalefetin arkasında ABD’li, Avrupalı “dış mihrak” bulmanın da anlamı yok; otoritesini daha da güçlendirmek isteyen Erdoğan’ı olanlara sessiz kalarak destekliyorlar.
Trump’ın desteği ne karşılığında?
Trump’ın ne yapacağının kestirilemez olduğu yanlış bir varsayımdır. Trump’tan bir şey istiyorsanız, mutlaka “Yeniden Büyük Amerika” bir şey vermeye hazır olmanız gerekiyor. (İsteyenler bu bağlantıdaki tahlili okuyabilir.)
Erdoğan, Trump’tan pek çok şey istiyor. Suriye’de PKK uzantısı YPG’ye ABD desteğini kesmesini, Rusya’dan S-400 füzeleri alması nedeniyle Türkiye’yi çıkardığı F-35 programına geri dönüş izni vermesini, o arada yeni nesil F-16 satışının tamamlanmasını, İsrail’e dur demesini, ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılmasını… Sonra Joe Biden döneminde -güya Türkiye’nin demokratikleşme ve insan hakları karnesi gerekçesiyle- almadığı Beyaz Saray davetini almasını…
Trump bu taleplerin hiçbirini reddetmedi, konuşmaya hazır olduğunu gösterdi.
Erdoğan artık Trump’ın bir şey almadan bir şey vermeyeceğini iyi biliyor.
Herhalde Trump’ın bu talepleri konuşmayı sırf Türkiye “kadim bir medeniyet” olduğu, jeostratejik konumu nedeniyle NATO’ya çok faydası dokunduğu ve artık Erdoğan’ı “iyi bir lider” gördüğü için kabul etmediğini kendisi de hepimizden iyi biliyor.
İki liderin 16 Mart’taki telefon konuşmaları bu bakımdan önemlidir.
O telefon sonrası “iyi haberler”
Erdoğan ve Trump 16 Mart’ta, Türkiye’de İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilerek Erdoğan’ın karşısında cumhurbaşkanı adayı olmasının engellenmek istemesinden iki gün önce bir telefon görüşmesi yaptılar.
İletişim Başkanlığı görüşmede, özetle veriyorum, Rusya-Ukrayna, Suriye-PKK ve F-35/F-16 konularının ele alındığını duyurdu. CHP lideri Özel, 18 Mart’ta, henüz diploma iptal edilmemişti, açıklamada görüşmede Gazze faciasından, İsrail’den söz edilmemesini eleştirdi ve “Filistin davasını Trump için satma” dedi.
Ancak Beyaz Saray’ın Başkanın diğer liderlerle her görüşmesi hakkında “readout” dedikleri açıklama, Erdoğan görüşmesi üzerine yapılmadı.
ABD tarafından Erdoğan-Trump görüşmesi hakkında ilk bilgi, Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’tan geldi. Witkoff 22 Mart’ta Trumpist gazeteci Tucker Carlson’a verdiği mülakatta Trump’ın Erdoğan’la görüşmesini “muhteşem ve dönüşümsel” olarak niteledi; “Türkiye’den çok iyi haberler geliyor” diye ekledi.
O sırada Türkiye’de CHP’nin İmamoğlu’nun 19 Mart sabahı gözaltına alınmasına tepkisi sokaklara taşıyor, valilikler gösterileri yasaklıyor, polis müdahale dozunu arttırıyordu.
Witkoff’un sözlerinden sonra yeni bir trafik başladı.
Fidan-Rubio, Kılıç-Walz
Witkoff’dan bir gün sonra, İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklanıp cezaevine konduğu 23 Mart günü Cumhurbaşkanının Dış Politika ve Güvenlik Danışmanı Çağatay Kılıç ABD’ye gitmişti. 24 Mart’ta Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Walz ile görüştü.
Ertesi gün, yani Trump’ın Beyaz Saray’da Erdoğan’ı “İyi bir lider” olarak övdüğü 25 Mart günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’da Vaşington’da ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüştü.
Bu görüşme ardından ABD Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamanın son cümlesinde Rubio’nun “Türkiye’de son dönemde yaşanan tutuklamalar ve protestolarla ilgili endişelerini” dile getirdiği var. Amerikan tarafı görüşmede Suriye’nin “uluslararası terörizm için bir üs ve İran’ın istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri için bir yol olmaması” için işbirliği ve DEAŞ (IŞİD) ile mücadeleye devam konusunun de ele alındığını söylüyordu.
Dışarıda başla içeride başka mı?
Rubio’nun hem sözcüsü Tammy Bruce’un açıklamasında hem de kendi “X” mesajında yer verdiği endişeden neden Türk Dışişleri kaynaklarının medyayla paylaştığı görüşme konuları arasında yer verilmediğini Dışişleri Sözcüsü Öncü Keçeli’ye sordum. Diplomasinin karmaşık lisanıyla verdiği ve görüşmenin ” gayet olumlu ve ülkeler arasındaki karşılıklı saygıyı yansıtan” şekilde geçtiği yanıtı adeta tersini söylüyordu:
“Toplantıda bu konuya sosyal medya paylaşımına yansıyandan farklı biçimde değinildi. Mesajın, görüşmeden önce hazırlanmış olabileceğini tahmin ediyoruz.” (*)
Yine bir “İçeride başka, dışarıda başka” konuşma vakasından mı, yoksa ABD Dışişleri bürokrasisinin önceden hazırladığı metni içeride Rubio’nun dikkate almamasından, Fidan ile Trump’ın Erdoğan’a verdiği destek doğrultusunda konuşması ama bürokrasinin önceki metni yayınlamasından mı söz ediyoruz. Yakında anlaşılır.
Türk Dışişlerinin medyayla paylaştığı bilgilerde, Amerikan tarafının açıklamasında yer almayan savunma sanayii işbirliği ve “devlet başkanları düzeyinde yapılacak ziyaretlerin” ele alındığını söylüyordu. Erdoğan’ın telefon görüşmesi ardından 17 Mart’ta AK Parti yönetimiyle toplantısında Nisan ayında ABD’ye gidebileceğinden söz ettiği medyaya yansımıştı. Terörizm (siz PKK diye okuyabilirsiniz) ve Gazze konuları da görüşülmüştü.
PKK, Hamas, İran, İsrail
Her iki tarafın verdiği bilgilerde de yer alan ama kamuoyunun şu anda ilgi göstermediği önemli konunun Azerbaycan-Ermenistan anlaşması olduğuna dikkat çekelim. Güney Kafkaslardaki gelişmeler hem Rusya hem İran bakımından önemli.
Trump’ın Erdoğan’a desteğinin İran ve Rusya stratejisinde Türkiye’nin yeri olduğunu varsayabiliriz. Peki, başka ne var?
Bu konuda da yine Witkoff’un 22 Mart’ta Erdoğan-Trump görüşmesinin Türkiye’den “dönüştürücü”, “iyi haberler” gelmesini sağladığını söylediği mülakatına dönüyoruz.
Sadece Ortadoğu değil, Trump’ın ABD-Rusya stratejik görüşmelerinde de yer verdiği Witkoff o mülakatın bir başka yerinde “Bir terör örgütü Gazze’yi yönetemez; bu İsrail için kabul edilemez” demiş; “Ancak silahsızlanmaları mümkün. O zaman bir süre daha kalabilir ve hatta siyasete dahil olabilirler.”
Bir şeyler çağrıştırıyor mu?
Vaşington diyor ki Hamas silahları bırakırsa siyasi faaliyetini sürdürebilir.
Ankara diyor ki PKK silahları bırakırsa siyasi faaliyetini sürdürebilir.
Fatura kime çıkacak?
Bu arada İsrail ateşkesi bozdu, Trump, Hamas ile görüştüklerini duyurdu, Suriye’de Ahmed Şara, SDG lideri Mazlum Abdi ile YPG’nin orduya katılma anlaşmasını açıkladı, Erdoğan ise PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırak, örgütü lağvedin çağrısına Kandil’in yanıtını bekliyor. Bu arada, Filistin Kurtuluş Örgütü İcra Komitesi Sekreteri Hüseyin el-Şeyh’in Fidan ABD’ye uçmadan, Witkoff “Türkiye’den iyi haberler” demeden, 19 Mart’ta Ankara’da Dışişleri bakanı Fidan ile görüştüğünü de kayda alalım.
Proje güzel, silahlar sussun, insanlar ölmesin bölgeye huzur ve refah gelsin; uygulaması ayrı konu, ama fikir kulağa hoş geliyor.
Sormak gerekiyor: AK Parti iktidarının ana muhalefet CHP’yi İmamoğlu üzerinden yıpratıp gerileterek Erdoğan’a bir daha seçilme biletini garantileme gayretinde “ABD ve Avrupa rüzgarları bizden yana, içeride ne olduğu Batı’nın umurunda olmaz” saptamasının payı var mı?
Trump, Erdoğan’a PKK ve Hamas’a birlikte silah bıraktırma planı nedeniyle mi destek veriyor? Ve başka hangi “iyi haberler” nedeniyle?
Not:
(*) 26 Mart 2025, saat 12:53’te güncellenmiştir.