CHP’ye ayrı, HÜDA PAR’a ayrı hukuk mu?

14 Mayıs 2023 seçimlerinde Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu da dahil dört HÜDA PAR üyesi, AKP’den seçilerek milletvekili oldu.

Peki bu partinin bir terör örgütü olan Türkiye Hizbullah’ı ile olan ilişkisi nedir?

CHP’ye “Kent Uzlaşısı” davası açan savcılar, bu partinin Cumhuriyete ve Anayasa’ya açıkça aykırı ve karşı olan eylem ve söylemleri karşısında niçin suskun kalmaktadır?

***

Tarafsız bir bilgi kaynağı olan Wikipedia’nın tanımına göre, adı “Allah’ın Partisi” anlamına gelen HÜDA PAR, siyasal olarak İslam kimliğini ve İslam ümmetini temel alıyor.

Üstelik Genel Başkan Yapıcıoğlu’nun “Şeyh Sait, hem arif hem mücahid hem kâmil bir mürşid hem şehid hem ilmiyle amil bir âlimdir” sözleriyle Cumhuriyet düşmanı bir tutum sergilediği de biliniyor.

Faizsiz bir ekonomi modelini benimseyen HÜDA PAR, anadilde eğitimi de savunmakta ve LGBT haklarına da karşı çıkmaktadır.

Hem ümmetçi olduğunu ve milliyetçiliğe karşı olduğunu belirten parti hem de Türk devletinin Kürtlerden özür dilemesi gerektiğini öne sürmektedir.

Parti yöneticileri Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilk dört maddesinin değiştirebileceğini iddia etmektedir.

***

Hizbullah ile bağlantısı:

Yine Wikipedia’ya göre, İslamcı Terör Örgütü olan Türkiye Hizbullah operasyonunda tutuklananlara ve ailelerine destek için kurulan MustazafDer, 2012 yılında Hizbullah’ın devamı olduğu gerekçesiyle kapatılınca 2013 yılında Hür Dava Partisi adıyla partileşti.

Zekeriya Yapıcıoğlu’nun, “Hizbullah bana göre bir terör örgütü değil” dediği de biliniyor.

Zaten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, Mustazaf-Der’in genel başkanlığını yapmış.

Üstelik HÜDA PAR Genel Başkan Vekili İshak Sağlam ile Diyarbakır il başkanı Faruk Dinç’in daha önce Hizbullah davasında hapis cezalarına çarptırıldığı da ortaya çıktı.

HÜDA PAR’ın Hizbullah ile bağlantısı olduğunu yazan 47 haber sayfasına erişim engeli getirildiğini de anımsatalım.

Zekeriya Yapıcıoğlu yaptığı açıklamada, “Biz Hizbullah’ın devamı falan değiliz, biz onun mirasçısı değiliz” dedi.

Fakat, HÜDA PAR’ın, Hizbullah’a operasyonda öldürülen lideri Hüseyin Velioğlu’nun posterini “Şehit Rehber” yazısıyla genel kongresinin düzenlendiği salona asmış olduğu haberleri de medyada yer aldı.

***

“Bu bir suç duyurusudur!”

Zülâl Kalkandelen 19 Şubat tarihli yazısında özetle şunları yazdı:

15-16 Şubat 2025 tarihlerinde Diyarbakır’da HÜDA PAR tarafından yapılan “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”nda anayasal düzene karşı gelindi ve suç işlendi.

Sonuç bildirgesinde, Cumhuriyet dönemi “yüz yıllık kayıp” olarak değerlendirildi.

Kürt meselesinin çözümü için ulus devletin tasfiyesi istenerek İslamın referans alınması şartı getirildi.

Anayasanın 66. maddesinde yer alan vatandaşlık tanımının değiştirilmesi, “eşit vatandaşlık” temelinde yeni bir anayasa yapılması ve Kürtçenin anadil olarak kabul edilmesi talep edildi.

Şeyh Sait meselesi nedeniyle devlet adına özür dilenmesi istendi.

Çalıştayda konuşan Mehmet Göktaş, “Bir Şeyh Sait’in bir kendi fotoğrafınızın bir de onu şehit edenlerin fotoğraflarını alıp bakın, kim İngilizlere benziyor? Özür dilemek yetmez, çıkıp ‘Biz hainlik yaptık’ deyin!” diyerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etti.

Yayımlanan sonuç bildirisi, laik Türkiye Cumhuriyeti’ne temelden karşı olmakla kalmayıp, onun yıkılarak yerine Suriye’dekine benzer şekilde şeriata dayalı Kürt/Arap ve Türk federasyonu kurulmasını öneriyor.

***

CHP’ye “Kent Uzlaşısı” davası açan savcılar, HÜDA PAR’ın Cumhuriyete ve Anayasa’ya açıkça aykırı olan eylem ve söylemleri karşısında suskunlar mıdır?