Mısır ve Ürdün’ün yalnızlığı

Gazze’den ‘bir emlak projesi’ gibi bahsetmek sadece Donald Trump’ın yapabileceği bir işti, yaptı. Beklenen bir açıklamaydı ama sanırım kimse bu kadar radikal bir söylem beklemiyordu. Dahası ABD müesses nizamının da bu açıklamadan çok memnun olduğunu düşünmüyorum, çünkü temel hedefi İsrail’i korumak olan Washington’ın politikası hiçbir zaman Gazze’yi ‘devralmak’ olmadı.

Trump ilk döneminde “Yüzyıl’ın Barış Planı” olarak yine Filistinlileri yok sayan bir proje ortaya koymuş ama görev süresi bu planda ısrarcı olmaya yetmemişti. Şimdi 4 yıllık sürecin daha başında ve üzücü olan, bölge ülkeleri üzerinde baskı kurmak, yaptırım kartını kullanarak tehdit etmek için epey süresi var. Daha üzücü olansa, o baskı artarsa Arap dünyasının buna söylemin ötesinde bir tutum sergileyemeyecek olması.

Geçmiş deneyimlerle sabit olduğu için dileğimiz, Trump’ın bu saçma plandan vazgeçmesi ya da ABD müesses nizamının Trump’ı dizginlemesi. Tablo bu olunca, Filistinlilerin sürgün edilmek istendiği iki komşu ülke Mısır ve Ürdün’de panik var, çünkü ekonomileri ABD yardımlarıyla ayakta duruyor. İçeride ise El Fetih yönetiminin sınavını da ayrıca konuşmak gerekiyor.

Abbas’ın sınavı

Trump’ın ikinci kez koltuğa oturduktan sonra yaptığı ilk iş, uluslararası kuruluşlara dönük fonları kesmek oldu, ki buna Birleşmiş Milletler’in Filistinlilere yardım sağlayan kuruluşu UNRWA da dahildi.

ABD 1950’den 2024’e kadar UNRWA’ya toplamda 7,3 milyar dolar yardım yapmıştı. Trump’ın ilk döneminde yani 2018-2019 yıllarında yardımlar sıfırlanmıştı. Biden ile devam eden ve 2024’te 121,6 milyon dolar olan yardım artık gitmeyecek. Trump, 1994’ten bu yana 5 milyar doları bulan ‘ikili yardımları’ da kesmeyi düşünebilir. Bu süreçte Mahmud Abbas’ın tavrını izlemek gerekecek.

Mısır’ın yardım çağrısı

Mısır’ın 2018 ile 2022 yılları arasında ABD’den yabancı askeri finansman ve doğrudan askeri ekipman satışlarıyla aldığı yardım 1,3 milyar dolardı. 2023’te tüm ABD ajanslarından gelen toplam yardım ise 1,43 milyar ABD doları oldu. 2024 için bu rakam 1,44 milyar dolardı. 1978’den bu yana, halk sağlığı, eğitim, ekonomik kalkınma, demokrasi ve yönetişim alanındaki programlar için ayrılan fon ise 30 milyar doları buldu. Trump, bunları kesmeye kalkarsa, Mısır ekonomisi sarsılacaktır. Dahası eğer sokak eylemleri başlarsa, rejimin geleceğini etkileyecek bir boyuta ulaşmasından endişe ediliyor.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi, 1 Şubat’ta Donald Trump ile yaptığı görüşmede kendisini ikna edemedi ki, sonrasında ABD Başkanı şu açıklamayı yaptı: ‘Onlar için çok şey yaptık, alacaklar!’ Bu yüzdendir ki Mısır’dan ‘bu planın parçası olmayacağız’ çıkışlarının yanında ‘Bölgeden ayrılmadan, Gazze’nin inşası için ortaklarımızla çalışacağız’ açıklamalarıyla bölge ülkelerine ‘bizi yalnız bırakmayın’ çağrısı yapıyor.

Ürdün’ün çaresizliği

Ürdün’de zaten hali hazırda 1948 ve 1967’den sonra Filistinli mültecilere ev sahipliği yapan bir ülke.  Bugün Ürdün’de yaşayan her beş kişiden biri Filistinli. Ürdün 1949’dan bu yana ABD’den 26 milyar dolar yardım aldı. 2024 yılında alınan doğrudan yardımsa (askeri ve ekonomik) 1,6 milyar dolar, nakit para yardımı ise 845 milyon dolar. Sınır güvenliği sistemine 234 milyon dolarlık desteğin yanı sıra F-16’lar, Blackhawk’lara verilen yedek parça destekleri de Trump’ın elindeki kartlar. Ürdün Kralı 2. Abdullah, ‘plana karşı olduklarını’ 11 Şubat’ta bir kez de Washington’da Trump’a yüz yüze anlatacak. İkna edebilecek mi göreceğiz.

Afrika formülü

Arap dünyası Trump’ı karşısına almaktan çekinmez, ekonomik tedbirlere karşı da Mısır ve Ürdün’ü yalnız bırakmazsa sonuç alınabilir. İsrail basınında çıkan haberler doğruysa, Trump’ın Gazzeliler’i göndermek için düşündüğü iki potansiyel ülke Somali ve Fas radara girmiş durumda. Arap dünyasının ikinci sınavı, ABD’den ekonomik destek alma vaadiyle bu plana ‘evet’ diyecek ülkelere karşı da birlik olmak.