Geçmiş deneyimin ışığında Gazze Planı

“Biz Saddam’ın devrilmesini asıl zorluk sandık; oysa asıl ürkütücü olan ondan sonra gelen süreçti. Iraklılar kendilerini geçici yönetimin sahibi hissetmediler; bu sahiplik duygusu olmayınca meşruiyet de kayboldu.’’

Bu özeleştiriler, Irak’ın işgalinde ABD ile önemli bir rol oynayan İngiltere’nin o dönemdeki Başbakanı ve bugün Gazze için kurulması istenen yeni yönetim için ismi geçen Tony Blair’a ait.

O dönem yabancı bir yönetimin olmasına şiddetle karşı çıkan İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw ise ‘‘Başka ülkelerden danışmanlar olabilir ama Irak’ı yabancı bir hükümet yönetmemeliydi.’’ diyordu.

Bugün ABD Başkanı Donald Trump’ın sunduğu, perde arkasında hazırlıklarına Tony Blair’ın da katkı verdiği anlaşılan o plan, geçmiş hatalardan çıkarılan derslerle yazılmış gibi dursa da- yani Filistinlilerin dahil olduğu bir yönetim şeklini öngörse de- öngörülemeyenler her zaman çıkacaktır. Hele ki bu kadar büyük boşlukların olduğu bir planda…

Eski ve yeninin farkları

22 yıl önce Irak’ta kurulan yapının adı Koalisyon Geçici Yönetimi’ydi (CPA- Coalition Provisional Authority). Bugün Gazze için düşünülen yapı ise Uluslararası Barış Kurulu (Board of Peace). Yönetim şeklinin Irak’takinden farkı, uluslararası yapı bu kez ‘denetçi’ rolünde, yönetim ise Filistinli teknokratlarda olacak. ‘Denetçi’ yapının ne kadar ‘müdahaleci’ olacağı belirsiz. Farklı ülkelerin yer alacağı bu yapının Filistinlilere çalışmaları için ne kadar alan açacağı da muamma. Teknokratların üzerindeki baskıyı kestirmekse zor.

Hamas ve sosyolojisi

Gazze için öngörülen planda askeri ve güvenlik yapısı ‘Uluslararası İstikrar Gücü’ ile temin edilecek. Tıpkı Irak’ta olduğu gibi liderliği ABD yapacak. Yine Blair’ın ‘2003’te yapılan en büyük hatanın Irak ordusunu tamamen dağıtmak olduğu’ özeleştirisi düşünülürse, bugün Filistin güvenlik güçleri dağıtmak değil amaç, o birlikleri eğitmek, İsrail ve Mısır ile sınır bölgelerini kontrol etmek. Ama bugünün sınaması Hamas’ın yerleşik gücü ve Filistin sosyolojisinden ayrıştırılmasındaki zorluk. Hiç kuşku yok ki, Irak ve Filistin’in siyasi, etnik, dini yapısı birbirinden çok farklı; ama Hamas’ın silahsızlandırılması için verilecek mücadele Hamas’ın yanı sıra İslami Cihad Örgütü başta olmak üzere, diğer direniş gruplarının eksen genişletmesine yol açabilir. En büyük endişe de bu.

Ekonomik hassasiyet

Bu tip uluslararası yapıların en önemli sorunlarından biri de yatırımlar için ayrılan fonlar, bu paraların nerelere harcandığı. Bu süreçlerin şeffaf şekilde yürütülememesi de bir başka sınama. Bu yüzden bu tip yapılar, dahası bunların başındaki isimler yıllar sonra dahi yolsuzluk iddiaları ile yüzleşiyor.

Irak’ın işgali sonrası ülkenin tüm yönetimini ele alan CPA, Irak Kalkınma Fonu’ndan da sorumluydu. Tüm altyapı projelerine dönük harcamalar, maaş ödemeleri, gelirlerin dağıtımı bu fondan sağlandı. Lakin harcamaların şeffaf olmaması, denetimlerin eksikliği hep tartışma konusu oldu. Bu yüzden yabancı yapılar da çok boyutlu bir denetim mekanizmasına ihtiyaç duyuyor.

Uluslararası meşruiyet

Irak için kurulan ve bir yıl sonra feshedilen yapı BM Güvenlik Konseyi kararı ile oluşturulmuştu. Gazze için öngörülen yapıda ise uluslararası hukuk zemininin ne olacağına dair bir sinyal yok. BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) kabul edilecek bir karar tasarısı içinse Rusya ve Çin’in de desteği gerekiyor. İki devletli çözümü desteklemeyen bir sürecin BMGK onayından geçmesi zor görünüyor. Batı Şeria’nın dahil edilmediği bir planda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaları bu çerçevede okumak gerekiyor.

Hamas bu satırlar yazıldığı sırada henüz teklife yanıtını vermemiş, Trump Hamas’a TSİ Pazartesi 01:00’e kadar zaman verdiğini açıklamıştı… Bölge ülkelerinin perde arkasında plandaki eksiklikler ve geçmiş hataların yaşanmaması için metindeki belirsizlikleri netleştirmeye çalıştığı muhakkak. Umarız bu çabalar, İsrail’in ‘zaman doldu’ diyerek düğmeye basmasıyla yıkılmaz.