Bolu’daki yangın faciası sonrası gelişmeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin Turizm Bakanı Ersoy’u daha ne kadar taşıyabileceğini sorduruyor.
Bolu, Kartalkaya’da 78 kişinin -cinayet gibi- ölümüne neden olan yangın ardından ortaya çıkan her gelişme, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarının Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u daha ne kadar taşıyabileceğini sorduruyor.
Erdoğan 2023 seçimlerini kazandıktan sonra yeni kabinesinden iki bakanı yerinde tutmuştu. Özel Hastane zinciri sahibi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı Temmuz 2024’te görevinden aldı; bu değişikliğin yenidoğan bebek ölümleri skandalıyla ilgisi olup olmadığı sorusu hâlâ açıklıkla yanıtlanmadı. Türkiye’nin en büyük turizm şirketlerinden birinin sahibi Ersoy ise Kartalkaya’daki facia ardından hâlâ bir şey olmamış gibi koltuğunda oturup İçişleri Bakanlığından Bolu Belediye Başkanlığına dek başkalarını suçlamaya devam ediyor.
Oysa -Bolu Belediye Başkan Yardımcısı ile İtfaiye Müdürünün de tutuklanmasından söz etmiyorum- gelişmeler Bakanı doğrulamıyor.
Gelişmeler Ersoy’u doğrulamıyor
Turizm Bakanı 24 Ocak akşamı CNN Türk’te defalarca Grand Kartal Otel yangınında denetim sorumluluğunun Bolu İl özel İdaresi, yani İçişleri Bakanlığı ve sunucu Ahmet Hakan Coşkun’un ısrarlı sorularıyla başında CHP’li Tanju Özcan’ın bulunduğu Bolu Belediyesi itfaiyesinde bulunduğunu söylemişti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un CHP lideri Özgür Özel’i “korsan rapor” ifşa ederek dezenformasyon yapmakla suçladığı Bilirkişi Ön Raporunda da otel sahibi Halit Ergül ve yöneticileri dışında sorumlu makamlar Kültür ve Turizm bakanlığıyla birlikte Bolu İl Özel İdaresi ile Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü gösteriliyordu.
Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli her iki iddiaya karşı denetim yetkisinin Turizm Bakanlığında olduğunu söyledi.
Söylediğine ne kadar güvenebileceğimizi bilemiyorum ama suçu otel çalışanlarına atıp kendisini temize çıkarmaya çalışan otel sahibi Ergül de savcılık ifadesinde Bakanlığı 15 Aralık’ta denetim yapıp “eksiklik tespit etmediğini” söylemiş. En azından Bakanlığın bu konuda bir şey söylemesini beklemek hakkımız.
Kendisine teşvik onayı verdirmiş
Bu arada, 2012 yılında, AK Parti döneminde müteahhitlerin talebiyle ruhsat alırken itfaiye görüşü zorunluluğunun kaldırıldığını hatırlatan gazeteci Bahadır Özgür, Duvar gazetesinde Turizm Bakanı Ersoy’a dair -izah edilmesi zor- bir durumu daha yazdı. Buna göre Ersoy ETS turizm şirketi otel işletmecisi şapkasıyla bakanlığa Bodrum Maxx Royal Oteline yatırım için başvuruyor ve Bakanlıkta kendi personeli olan Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Neşe Çıldık da onay veriyordu. Ama bir ayrıntı işin tadını daha da kaçırıyordu: Çıldık, Bakanlıktaki görevinden önce ETS Tur Danışmanı idi, yani özel sektörde de Ersoy’un personeliydi.
Olacak iş mi?
AK Parti’nin ağır toplarından -aynı zamanda hukukçu- Bülent Arınç’ın sorumlunun Turizm Bakanlığı olduğunu söylemesi, AK Parti yönetim kademelerinde ve Meclis’te bulunmuş Şamil Tayyar’ın Ersoy’u “artık AK Parti için taşınması ağır bir yük” olarak tanımlaması AK Parti içindeki rahatsızlığı gösteriyor; adeta Büyük Kongre öncesinde konuşmaya çekinen partililerin görüşlerine onlar tercüman oluyor.
İstifa, ya da azil ama soruşturulmalı
Erdoğan için zor durum. Bir yandan -tam Suriye rüzgarıyla anketlerde yükselmeye başlamışken ve tam Büyük Kongre öncesinde Bolu yangını sonrası Turizm Bakanının tutum ve sözleri pişmiş aşa su katmış durumda. Diğer yandan, Erdoğan Kongre öncesinde bakan feda etmek görüntüsünden kaçınsa da hem mızrak çuvala sığmıyor hem de parti içinde Ersoy’a tepkinin büyüdüğü artık dışarıdan da görülebiliyor.
Bakan ise, -bu bakımdan gerçekten de ihmali olduğu açık- Belediye Başkanı aksaklıkları neden kendilerine bildirmediği söylemi arkasına sığınıyor; kendi şakşakçıları dışında halkın duyduğu tepkinin büyüdüğünü göremiyor; belki daha kötüsü, aldırmıyor.
Oysa Suudi Kralı öldüğünde üç gün yas ilan eden Erdoğan kabinesi Bolu felaketi sonrasında ilan ettiği 1 günlük yasa rağmen, halkın hala yasta olduğunu ve gerçek sorumluların ister patron ister bakan ister başkanı isterse üst bürokrat olsun yargı önüne çıkarılmasını istediğini görmeli.
Erdoğan da Ersoy’u görevden alıp soruşturma izni, ETS’ye de kayyum atanması izni verirse halkın gözünde gereğini yaptığı hakkının verileceğini görmeli.