“CHP’nin zam yağmuruna, geçim sıkıntısına karşı meydanlara inme sözü yerini belediye başkanları için meydanlara inmeye bırakıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da fırsattan istifade “yenisine bakıyor”. Artık gizlisi saklısı kalmadı bir dönem daha, sonra ömrü vefa ettiğince bir daha başkanlık istiyor.”
Gelişmeler karşısında CHP Genel Merkezinin fazla seçeneği kalmıyor: belediye başkanlarına peşi sıra davalar açılınca mecburen bütün enerji onları savunmaya harcanıyor. Son örneği Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınması bunun son örneği oldu. CHP’nin zam yağmuruna, geçim sıkıntısına karşı meydanlara inme sözü yerini belediye başkanları için meydanlara inmeye bırakıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da fırsattan istifade “yenisine bakıyor”. Artık gizlisi saklısı kalmadı bir dönem daha, sonra ömrü vefa ettiğince bir daha başkanlık istiyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli, “Öcalan Açılımıyla” eş zamanlı olarak Erdoğan’ı hep başta görmek istediğini ilan etmişti zaten. TBMM Başkanı AK Parti’nin yeni Anayasa ısrarı ile Öcalan Açılımının bir ilgisi olmadığını söylüyor ama DEM Partiyi bu duaya âmin dedirten kaldıraç sadece Öcalan’ın serbest bırakılması değil, Anayasa’nın bazı maddelerinde değişiklik umudu.
Tatlıses’in mizansen ısrarı
Nitekim Erdoğan Anayasa’nın -Meclis’in erken seçim kararı alması dışında- izin vermediği bir dönem daha Cumhurbaşkanı adaylığına “varım” mesajını Bahçeli’nin Öcalan Açılımıyla ilgili en sert mesajlarını verdiği AK Parti Diyarbakır İl Kongresi ardından gittiği Şanlıurfa’da verdi. Bu seyahate çıkmadan Bahçeli’yle görüştüğünü kayda düşelim.
Şanlıurfa’da nasıl olduysa türkücü İbrahim Tatlıses tekerlekli iskemlesiyle sahneye çıkarıldı, eline mikrofon verildi, o “başımızdan ayrılma” övgüleriyle Erdoğan’a “bir dönem daha var mısın” diye sordu. Erdoğan’a yanıt vermek istemedikçe kimsenin yanıt alamadığı biliniyor. Ama Tatlıses bir kez daha ısrar edince, o da ne yapsın, dayanamadı, “Sen varsan ben de varım” deyiverdi. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminin yenisine bakma beyanı böylece Tatlıses aracılığıyla gerçekleşti.
Ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in “Siz varsanız, biz de varız” takviyesi geldi; tabii “formüle bakacaklardı”.
Çelik’in demek istediği bunun Meclis’in erken seçim kararıyla mı yoksa Anayasa değişikliği yoluyla mı gerçekleşeceğinin idi; yani yenisine nasıl bakılacağıydı.
CHP yenisine nasıl bakacak?
Erdoğan’ın yeniden adaylığa “varım” demesi, bu formüllerin -artık hangisi tutarsa- ikisini birden zorlayacağı anlamına geliyor. CHP ile “normalleşme” şu anda çok gerilerde kalmış görünüyor; şimdi DEM ile “normalleşiyor” AK Parti. CHP ile uzlaşma seçeneğinin olmadığı senaryoda geriye ya dağınık durumdaki sağ partilerden yüklü miktarda milletvekili transferi ya da DEM ile uzlaşma seçeneği kalıyor çünkü.
AK Parti’nin anketlerde toparlanmaya, bazı anketlerde öne geçmeye başlaması sadece Suriye’deki rejim değişikliği ve bunun seçmen üzerindeki olumlu etkisi nedeniyle değil, aynı zamanda CHP’nin iç çekişmeli görünümü ve peşi sıra davalar nedeniyle kendi gündemini belirleyemez konuma, sürekli savunma konumuna gelmesiyle ilgili.
Peki, CHP yenisine nasıl bakacak? Yani CHP bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimine nasıl ve kiminle çıkacak?
CHP’de “iç cephe” sorunu
CHP lideri Özel de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da açılan davaların partiyi siyaseten yıpratma amaçlı olduğunu zaten söylüyorlar. Başka davaların açılması da sürpriz olmayacak, öyle anlaşılıyor. Bu durumda CHP’nin yapması gereken -tıpkı Erdoğan’ın “süreç yok, silahları gömün” derken vurguladığı gibi- “iç cepheyi” güçlendirmek.
CHP’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin yenisine bakmak için en gözde isimler İmamoğlu ile ABB Başkanı Mansur Yavaş. Yavaş’ın bir dezavantajı var, o da CHP dışında aday olması durumunda CHP teşkilatının desteğinden mahrum kalacak olması.
Öte yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nu hala “sesiz olmaz” diye boş havuza itmeye çalışan bir ekip var. Diğer tarafta geçenlerde İmamoğlu’nun “pışık” çıkışındaki asıl hedef olan İstanbul merkezli bir oluşum var ki gözaltına alınan Akpolat siyaset kulisinde bu oluşumla anılıyordu. Bir de Genel Merkez’de, tıpkı bir zamanlar Kılıçdaroğlu’na söyledikleri gibi Özel’e “Siz aday olun kesin kazanırsınız” diyenler ver.
İktidarın yüklenmesi ve davalar silsilesi CHP’nin inisiyatifi dışında gelişmeler. CHP’nin yenisine sağlam bakmak için yapması gereken “iç cephesini” güçlendirmek.