AK Parti Ankara’da havlu atmak üzere. Bu kanıya varmamın üç nedeni var. Mansur Yavaş etkisini biraz sonraya bırakarak önce daha güncel olan diğer ikisini söyleyeyim.
Biri, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 5 Mart’ta Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve halen AK Partili Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’a destek için ilçeyi ziyareti. Haberi alınca aklıma ilk gelen, geçenlerde bir arkadaşımın yine Keçiören’deki bir Altınok mitinginden aktardığı manzara oldu. Kitlenin çoğu MHP’liydi. İl ve ilçe örgütlerinden gelen talimatla üç otobüsü doldurarak gelmişlerdi. Sayıları AK Partililerden fazlaydı ve adeta durumu göstermek istercesine kendilerini AK Parti seçmeninin hafifçe gerisinde tutuyorlardı. Bahçeli anlaşılan “İş başa düştü” diyerek kolları sıvamış, Keçiören yollarına düşmüştü. Yukarıdaki fotoğraftaki yüz ifadeleri durumdan pek de umutlu olmadıklarının belgesi gibi.
İkincisi de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen’in CNN Türk’te söyledikleri.
“Anketlerin de çoğunda Mansur Bey önde çıkıyor” demiş Şen; “Biraz zamana ihtiyacımız var. Biraz adayların sahada kendilerini göstermesini bekleyelim ve görelim”
Yavaş karşısında havlu atılmak üzere
Mustafa Şen gibi kaç seçim geçirmiş, deneyimli bir siyasetçinin seçime şurada 25 gün kalmışken “Biraz daha zamana ihtiyacımız var” demesi de “Sahada kendisini göstermesini bekleyelim” demesi de aslında AK Parti’nin Ankara’da kendisini yenilgiye hazırladığının, havlu atmak üzere olduğunun işareti.
Çünkü doğrusu CHP adayı ve ABB Başkanı Mansur Yavaş tam saha baskı kampanyasını sürdürüyor. Ben Türkiye’nin üçüncü en yüksek nüfuslu ilçesi Çankaya’da yaşıyorum, henüz Altınok’un kitlesel bir faaliyetini görmedim. Oysa Yavaş, zaten kampanyasının Altınok’un seçim bölgesi ve Türkiye’nin dördüncü en yüksek nüfuslu ilçesi olan Keçiören’de başlattı. Sonra bir daha gitti.
CHP, Ankara’da hem milliyetçi hem cumhuriyetçi ve laik hem de ılımlı muhafazakâr kesimi tutan Yavaş’ta ısrarıyla doğru tercih kullanmış görünüyor.
“Az laf, çok iş” sloganıyla polemiğe girmeden, adeta konuşmadan seçim kazanacak, rakibine havlu attıracak belki de ilk siyasetçi olacak Yavaş, eğer kazanırsa. MetroPoll Araştırma Başkanı Özer Sencar’a göre Yavaş Altınok’tan 10 puandan fazla önde. Sencar’a göre büyük sandık oyunları olmazsa Yavaş alacak gibi.
İstanbul deyince Kurum’un gafları
Yine de Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın Altınok tercihinin doğru olup olmadığını 31 Mart gecesi göreceğiz.
Tıpkı Erdoğan’ın İstanbul tercihinin doğru olup olmadığını da 31 Mart gecesi göreceğimiz gibi.
Gerçi İstanbul’da Ankara’daki gibi bir havlu atma durumu yok; kıyasıya bir yarış var. Neredeyse bütün partiler, hatta CHP içindeki bazı hizipler bile İmamoğlu’nun kazanmasına karşı. Ama CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu kaybederse bu AK Parti adayı Murat Kurum’un başarısı sayesinde olmayacak.
AK Parti yanlısı yorumcular hâlâ “Kurum ideal aday” diye yazıp söyleseler de AK Parti yönetim katmanlarındaki hava pek öyle değil.
Teknokrat kökenli Kurum, çekirdekten yetişme siyasetçi İmamoğlu ile aynı sıklette bir aday izlenimi vermedi bugüne dek. Gafları o raddede ki, Duvar’a konuşan siyasal iletişimci Semih Turan, daha fazla üstüne gidilmesinin ters tepip AK Parti seçmenini savunmaya geçirebileceğini söylemiş. AK Partinin taktik değiştirip İl Başkanlığını ayrıca sahaya süreceği konuşuluyor.
AK Parti DEM beklentisi
AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin NTV yayınında söyledikleri ise DEM’in İmamoğlu karşısında kendi adayını çıkarmış olmasından dahi Kurum adına beklentiye girdiklerini ortaya koyuyor.
“DEM Parti en güçlü siyasi figürlerinden birisini (Meral Danış Beştaş) aday yaptı” demiş Kabaktepe; “Yüzde 8’lik oy potansiyeli var. Üstüne koymasını umuyoruz. Belediyeyi kazanacak bir iddiayı ortaya koymasını bekliyoruz.”
Ankara’da Yavaş karşısında havlu atma emareleri veren AK Parti ve MHP ittifakı, bir yandan CHP’nin DEM’le konuşmasını seçim malzemesi yaparken diğer yandan İstanbul’da DEM’in başarılı olmasını Kurum için ümit kaynağı mı görüyor?
Ama bu tartışmalar bir yana, İstanbul’daki yarış gerçekten sadece İstanbul için değil, Türkiye’deki siyasi yapılanmanın 1 Nisan’dan itibaren alacağı yeni şekil için de önemli.
Bahçeli’nin “Biz üstümüze düşeni yapalım da” anlayışıyla şimdiden havlu atmaya hazırlanıp yenilgiyi kabullenmeye başlamış izlenimi veren Altınok’a moral vermeye koşması boşuna değil.