CHP, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanıp yerine kayyum atanmasını halkın iradeesini gasp etmek olarak görüyor. İktidar medyasına göre sırada İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanları İmamoğlu ve Yavaş bulunuyor. Amaç aynı zamanda Erdoğan’ın karşısına rakip çıkmamaları.
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına alan “Sandıkta kaybettiysen yargı kararıyla gasp et” zorbalığının son örneğini İstanbul’da gördük.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer 30 Ekim sabahı 06.00 sularında evi basılarak gözaltına alınmasından 20 saat sonra, 31 Ekim saat 04.00 gibi, terör örgütü üyeliği gibi ağır bir suçlamayla tutuklandı. Bütün gece üç ay önce Diyarbakır’da başlatılmış bir soruşturmada on yıl geriye gidilerek bazı PKK/KCK üyeleri ya da onların yakınlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri temel alınarak sorguya çekildiği anlaşılıyor.
Seçilemediysen gasp et
Yerine, örneğin Antalya, Kepez örneğinde olduğu gibi Esenyurt Belediye Meclisinden bir üye seçimi yolunda gidilmedi. Vali Yardımcısı atanması, Esenyurt belediyesi yönetiminin İçişleri bakanlığına geçmesi aynı zamanda Türkiye’nin nüfus bakımından en büyük ilçesi Esenyurt’taki yüzbinlerce seçmenin iradesinin gasp edilmesi demekti.
Hangi vali yardımcısının Kayyum olarak atanacağı da rastlantıya bırakılmamış gibi duruyor. Can Aksoy, Ahmet Özer’in gözaltına alındığı 30 Ekim’e Beyoğlu Kaymakamı olarak uyanmış, ilerleyen saatlerde İstanbul Vali Yardımcılığına getirilip 31 Ekim sabahına Esenyurt kayyumu olarak başlamış. 31 Mart seçimlerinde AK Parti’den CHP’ye geçen Beyoğlu Belediyesine yönetil icraatı, Belediye Başkanı İnan Güney’in şikâyetlerine neden olmuş.
Esenyurt Belediye Başkanlığına kayyum olarak Can Aksoy’un atanmasının iktidarın tam güvenini kazanmış genç bir bürokrat olmasıyla ilgisi olduğu, rastlantı olmadığı söylenebilir.
Sadece İmamoğlu değil, Yavaş da
CHP lideri Özgür Özel’in dün “Çirkin oyunun farkındayız” demesi ve konuyu Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in yakın zamanda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına getirilişine bağlaması, CHP’deki asıl ve haklı endişeyi açığa vuruyor.
AK Parti çizgisindeki medya şimdiden sıranın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nda olduğu imasına başladı bile. İktidar çevreleri İmamoğlu’nun istinaf mahkemesinde bekleyen kararın aleyhine çıkacağından emin konuşuyor ama oy birliğiyle çıkması için yargıçlardan en az birinin değişmesini beklediklerini de uluorta söyleyebiliyorlar.
Bu tartışmalar, anketlerde İmamoğlu’nun da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da hatta zaman zaman Özel’in de destek düzeyinin Erdoğan’ı geçtiği bir dönemde yapılıyor.
Erdoğan, Bahçeli’nin desteğiyle iktidarını pekiştirmek ve uzatmak için karşısında güçlü rakip istemiyor. Siyaset kulisinde Erdoğan’ın sadece İmamoğlu değil, Yavaş’ı da karşısında rakip olarak görmek istemediği konuşuluyor.
Mesele sadece son iki seçimdir CHP’ye geçen İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarının yargı kararları sonucu siyaseten gasp edilmesi değil yani. Aynı zamanda önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri de.
Kurt kuzuya yiyebilecek mi?
İmamoğlu’na bulunan gerekçe, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “ahmak” sözünü çoğul olarak iade etmesi ve buradan Yüksek Seçim Kuruluna hakaret zorlamasıydı. Yavaş’ın şu anda böyle bir sorunu bulunmaması yanıltıcı olmasın.
Bu yazıyı yazarken AK Parti çevreleriyle yakın ilişkisi olan iş insanı kaynağım “Kurt kuzuyu yemeye karar vermiş bir kere” diye bir mesaj attı.
Kurt kuzuyu yemem için bahane arıyor demek bu cümle aynı zamanda, Milyonlarca seçmenin iradesi bu salam taktiğiyle gasp edilebilecek mi?
İmamoğlu “Son gülen milletimiz olacak” diyor. Gerçekten çetin bir mücadele devam ediyor.