Kadıköy’de tramvayın altında kalacak torununu kurtarmak isteyen büyük anne ölüyor..
Büyükşehir Belediye Başkanında minnacık bir tınlama yok..
Beylikdüzü’nde metrobüs arıza yapıyor, arızayı anlamak için inen şoför, bir başka metrobüsün çarpması ile vefat ediyor.
Adamda küçücük bir tıklama yok..
Bağcılar-Kabataş hattına ait tramvay, yolun karşısına geçmek isteyen yaşlı adama çarpıyor.. Ağır yaralanan adamcağız hastaneye kaldırılıyor.
24 saatlik, büyükşehir ulaşım kazalarından bahsediyorum..
Bir aylık, bir yıllık değil..
Sadece bir günlük..
Eksiği var, fazlası yok..
Ama bunların her birinden sorumlu tutmamız gereken Ekrem İmamoğlu, koltuğa yerleştikten sonra, eşcinsellerle oturup kalktığı, onların klüplerine belediyelerden imkanlar hazırladığı halde..
Şimdi tekrar camilere döndü..
Seçim öncesinde olduğu gibi.,
Yine bir başka seçim öncesinde..
Camilerden çıkmaz bir görüntüye büründü..
Milli Görüş partileri için, sürekli suçlama yapılır..
Dini kavramları çok kullanıyorlar, camiye gelip-gidişleri çok görünür şekilde yapıyorlar, hatta dini istismar ediyorlar diyerek, eleştiriler getirilir..
Milli Görüş siyasetçileri, siyaset yapmadıkları dönemlerde de, ibadetlerini samimi şekilde yaptıklarından, onlara dini siyasete alet etme yakıştırmasında bulunulması mesnetsizdir..
Dolayısıyla, o eleştirilerde haklılık payı olmasa da, Milli Görüş çizgisindeki siyasetçilere dini siyasete alet ediyorlar algısı ile suçlama getirilmesi haksızdır.
Milli Görüş partileri derken; önceki yılların Refah Partisi’ni de, şimdinin Saadet Partisi’ni de, Yeniden Refah Partisi’ni de, AK Parti’yi de kastediyorum..
Toplumda “dini siyasete alet ediyorlar” denilerek aleyhlerinde sürekli algı oluşturulan bu partilerin hiçbirisinde şahit olmadığım görüntüleri ise, şimdi Ekrem İmamoğlu’nda görüyorum..
Eyüp Sultan’da sabah namazına giderek, yeniden adaylığını ilan eden Ekrem İmamoğlu, önceki gün de, Ataşehir’de, Caferi kardeşlerimizin müdavimi olduğu İmam Hüseyin Camii’nde Cuma namazı kılmış.
Oysa biz Ekrem beyi, “İbadet gizli yapılmalı. O; kişi ile Allah arasındadır”sözü ile tanıyoruz.
Seçim öncelerinde, Ekrem beyin o söylediği “gizlilik kuralı” ortadan kaldırılıyor mu, nedir.. Ekrem bey seçim öncesinde, Cuma namazına gitmeye başlıyor..
Üstelik bir de, Caferi camisinin imamına, cemaat huzurunda, caminin önünde konuşma yaptırıyor..
Kendisi de yanında, sırıtarak, başını sallayarak dinliyor..
Ben beş vakit namaz kılan nice siyasetçiyi tanıdım.
Bir tanesinin bile, gittiği caminin imamına, cami önünde kendisini böyle mikrofonla konuşma yaptırtarak övdürdüğünü görmedim..
Ne diyor, imam diye tanıtılan kişi?
Tabii ki, Eyüp Sultan Camii’ne 300 metre mesafedeki Feshane’ye, çırılçıplak insan vücutlarının resmedildiği görüntülerin İslam dininde asla tecviz edilemeyeceğini söyleyip, Ekrem beye uyarıda bulunacak değil..
Ne diyecek?
Hemen hergün bir kazada insanlarımızın ölümüne sebebiyet veren tramvayların, metrobüslerin, otobüslerin patronu Ekrem İmamoğlu’na, “İbadet gizli idi hani. Niye şimdi camiye geldin” de diyecek değil..
Önceden ayarlanmış olmalı ki, Ekrem’e övgüler düzecek..
Buyrun dinleyelim, “Gizli yapılması gerektiği” söylenen ibadeti, seçim öncesi açıktan yapılmaya dönüştüren Ekrem İmamoğlu’na imam övgüleri:
“Başkanımız daha buraya gelmeden birileri servis yaptılar. Bunlar camiyi seçim bürosuna çevirmişler.”
Eeee.
Yalan mı söylemişler..
Elinizde mikrofon, caminin önünde ne konuşması yapıyorsun?
Toplumu eşcinsel evliliğe hazırlayacağını söyleyen Ekrem İmamoğlu’nun övgüsünü yapmıyor musun?
Bunun adı ne?
Seçim çalışması değil de, ne?
Devam ediyor, imam diye tanıtılan muhterem:
“Başkanımız şu anda 15-16 milyonun başkanı, İstanbul’un başkanı. Beş senedir de bizi ziyarete gelmemişti. Haber aldılar ki biz üzgünüz. Sevindirmek için bizi ziyarete geldiler ve gelmişken cumayı da kılmayı uygun gördüler.”
Hah işte şunu diyeydin..
5 yıldır gelmediği camiye, şimdi seçime 7 hafta kala gelivermiş, Ekrem bey..
Bunu söyleyin..
Gizli yapılması gerektiğini söylediği ibadeti, seçim yaklaşınca nasıl açıktan ibadete dönüştürdüğünü söyle..
Bu noktada bir algıya da alet olmayalım.
“İbadet gizli olur” ifadesi, ibadeti istismar aracı olarak kullananların, ibadette gözü olmayanların sözü..
İbadetle işleri olmadığı için, “Gizli yapılır” yalanı ile milleti kandırıyorlar.
Bunların ağababası İsmet İnönü de, “Cuma namazı kılıyor musunuz”sorusuna ne cevap vermişti?
“Ben Cuma namazını evde kılıyorum.”
İşte bunların ibadete bakış açıları budur..
İbadet üzerinden oy avcılığı yaparlar..
“Sizi, seçim öncesinde gittiğiniz camide, seçimden sonra hiç görmüyoruz”denildiğinde.
“İbadet gizli yapılır” derler.
Aslında ibadet yaptıkları falan yok..
Bahane uyduruyorlar..
İbadet gizli yapılır ise, şimdi seçim yaklaşınca, niye camiden camiye koşuyorsunuz, Ekrem bey?
Ekrem’in seçim öncelerinde ziyaret ettiği camilerden sonuncusunun, resmi görevlisi olduğunu sanmadığım imam diye tanıtılan kişi, mikrofonu İBB Başkanı’na veriyor.
Ve hokkabazlık, istismar, şovmenlik tavan yapıyor.
Ekrem beyin cami çıkışında, cemaate sözleri şunlar:
“Kıymetli hocam, sizlerin huzurunda burada olmak ve bugün bu değerli ibadethanemizde sizlerle birlikte namaz kılmak, dua etme, yüce Allah’a sığınmak ve gerçekten hemhal olmak, sizlerle burada benim için mutluluk.”
Eeee.
İbadet gizli yapılıyordu hani..
Ne oldu şimdi camide namaz kılmaktan mutluluk duyuyorsun?
Seçimden önce Eyüp Camii’ne git, Kur’an oku.
Seçimden sonra eşcinsellerle otur, Tarkan’a konser verdir, ahlaksızların kitaplarını belediye satış yerlerinde sattır..
Sonra seçim yaklaşınca, tekrar camiye gel, “Sizle birlikte dua ettim” de..
Bu adama Sülün Osman lakabı takmakta, haksız mıyım, söyler misiniz?