Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin S-400’leri başka ülkeye satarak ya da aktararak ABD’nin F-35 programına dönebileceği tartışmalarına müdahale etti. Lavrov, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini başka ülkeye satmak için Rusya’nın izin vermesi gerektiğini söyledi. Bu aslında malumun ilamı, çünkü füzelerin alım anlaşmasının “non-transferrable” yani “devredilemez” hüküm taşıdığı biliniyordu.
Ruslar acaba daha iki hafta önce Kıbrıs Rum Cumhuriyetiyle savunma anlaşmasına imza atan ABD Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander’in geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakan Müsteşar Yardımcısı John Bass ile Ankara’ya gelip bu konuları da görüştüğüne dair bir bilgiye mi sahip oldu da Lavrov durduk yerde Ankara’ya bir hatırlatmada bulundu?
ABD Donald Trump döneminde Türkiye’yi Rusya’dan S-400 aldığı için -hem de ortak üreticisi olduğu F-35 programından çıkarmıştı anımsarsanız.
Gerçi Lavrov’un sözlerinden “Bizimle anlaşırsanız, izin verdiğimize satmanıza ya da devretmenize onay veririz” anlamını çıkarmak da mümkün ama konumuz şimdi o değil.
Konumuz ordunun savunma envanteri ile yerli ve milli silah sanayiinin durumu.
Hava kuvvetlerinden başlayalım
Türkiye son zamanlarda insansız hava ve deniz silahlarında mesafe aldı, o sayede dünya silah satıcıları sıralamasına girdi. Ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da biliyor ki bu taktik silahlar stratejik hava savunmasının yerini tutmuyor. Önceki Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal bu yıl yayınladığı “Güç Mücadelesinde Türkiye” S-400’lerin gelip F-35’lerin gidişi ardından yeni nesil F-16’ların da gecikmesiyle hava kuvvetlerinin hem savaş ve nakliye uçaklarının sayısı hem de nitelik ve yetenekleri açısından zafiyet doğduğunu ayrıntısıyla yazıyor. İsteyen açıp okuyabilir.
Sayılar ortaya konunca hamaset havada kalıyor.
Milli Muharip Uçak “Kaan”ın deneme uçuşlarına başlaması önemli bir aşama ama seri üretime geçilmesi, Türkiye’nin hava gücünde yer alması için en gerekli unsur olan motor, Türkiye’de imal edilemiyor henüz. Keza hafif saldırı ve eğitim uçağı Hürjet’in filo düzeyinde katkısı için gerekli motor da yerli ve milli imkânlarla üretilemiyor. Her ikisi için de ABD’nin General Electric şirketinin kapısını çalıyoruz; Kaan için F-110, Hürjet için F-404 motoru istiyoruz; Kongre verirse.
Altay tankı ne oldu?
Milli Muharebe Tankı Altay’ı hatırlıyor musunuz? Proje 2000 yılında başladığında henüz AK Parti kurulmamıştı; hedef ilk 250 tankın Kara Kuvvetlerine 2008’de teslim edilmesiydi. Yıl 2024 hâlâ edilecek. Çünkü namlu ve atış sistem teknolojileri Güney Kore’nin Hyundai Rotem şirketinden edinildi ama orada da motor yok. Hükümet ihaleyi Koç’tan alıp Ethem Sancak’ın BMC’sine verince Alman Leopard 2 tanklarını da yapan MTU şirketiyle anlaşma ortada kaldı. Motor tasarımı TÜMOSAN koordinasyonuna verildi ama orada da AK Parti yörüngesindeki sermaye grupları arasında çıkar çatışması çıktı.
Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün seri üretime başlandığını açıkladı ama Güney Kore’nin ilk aşamada 85, ardından 165 hazır motor sağlama sözü sayesinde; 250 ediyor işte ama yerli motor üretimi hâlâ yok.
Yerli ve milli silah sanayiindeki tek sıkıntı S-400 ve F-35 konusu değil yani. Motor üretimi yapılamaması büyük sıkıntı kaynağı.
Tek sorun S-400 olsa
Deniz kuvvetlerinde, Milli Gemi, MİLGEM projesi çerçevesinde savaş gemilerinin yerli, üretim oranı gerçekten arttı ama örneğin TCG Anadolu’da Alman MAN, korvetlerde Alman MTU, denizaltılarda Alman Siemens motoru kullanılıyor.
ROKETSAN’ın tasarımı olan etkili SOM ve Atmaca roketlerinde Fransız Safran-Turbomeca motoru var.
Konuyu geçmiş gibi olduk ama Atak helikopterlerinde Rolls Royce ve Honeywell ortak üretimi LHTEC motoru, BAYKAR Akıncı’da Ukrayna Motor Sich kullanılıyor.
Kayıtlarda TUSAŞ üretimi ANKA’da TUSAŞ Motor Sanayii tarafından yerli ve milli üretilen TEI-PD170 var. Nazar boncuğu…
Dolayısıyla elektronik mühendisleriniz ne kadar iyi devre tasarlarsa tasarlasın, yazılım mühendislerinin ne kadar açılamaz kilitler koyarsa koysun, uçak mühendisleriniz ne kadar eşsiz aerodinamik yapılar imal ederse etsin, motorda dışa bağımlılık sürdükçe yerli ve milli iddiası hedefi tutmuyor.
Konumuza dönersek, Rusya’nın “iznimiz olmadan S-400 satamaz, devredemezsiniz” uyarısı aslında hükümete zamanında attığı imzayı hatırlatıyor.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Eurofighter ısrarı, bu gidişle Türkiye’nin hava savunmasının zayıflayacağı endişesinden kaynaklanıyor ama o satış önündeki sorunların şu anda aşılması zor.