Yurt dışına çıkmak isteyen Türk vatandaşları 12 Ağustos yani dün itibarıyla harç pulu için 500 lira ödeyemeye başladılar.
Zaten dünyada örneğine zor rastlanır bu uygulama çerçevesinde şimdiye kadar 150 lira ödeniyordu. Ekonomik kriz iktidarı öyle bir noktaya getirdi ki, yurt dışına seyahat etmek isteyen kendi vatandaşını haraca bağlamakta, cezalandırmakta bir beis görmüyor.
Yabancılara ise kapılar sonuna kadar açık. Bir önceki yazımda, yabancı ülke vatandaşlarına uyguladığımız vize rejiminin filtreleme değil, yandaş şirketlerin cebini doldurma amacıyla kullanıldığını yazmıştım. Genelde vizeyi Ortadoğu, Afrika, Asya ülkelerinden ülkelerinden istiyoruz.
Bize son yıllarda “ağırlaştırılmış” vize uygulamasında bulunan Batı’lı ülkelerin vatandaşlarını ülkeye çekmek için ise atmadığımız takla kalmıyor. Eskiden bu ülkelerin bir kısmı e-vize uygulaması kapsamında idi. Süreç bildiğim kadarıyla tıkır tıkır sorunsuz işliyordu. Batılı turistler ister gelmeden online, isterse sınır kapısında fazla beklemeden formu doldurup, parayı ödeyip, e-vizesini alıyordu.
Geçen senenin sonunda, 2023’ün Aralık ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan bir kararla, ABD, Kanada, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Umman vatandaşları turistik seyahatlerinde vizeden muaf tutuldu.
Hani o ABD ki, milli sporculara bile müsabaka tarihinden sonrasına randevu veren, hani ilişkilerimizin çok “iyi” olduğu ülke! O Kanada ki, şahsi tecrübeyle biliyorum, vize almanın deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğu.
En son baktığımda, BAE vize için Türk vatandaşlarından 140 dolar istiyordu. Petrol zengini Suudi Arabistan’dan da vize almak için 175 doları bastırmanız gerekiyor. Peki biz neden bu ülkelerin vatandaşlarından e-vize gibi kolay bir prosedürle benzer miktarda para istemiyoruz?
Ben demiyorum ki karşılıklılık ilkesi uygulansın, hangi ülke vizede bize çile çektiriyorsa, biz de benzerini yapalım. Ama e-vize gibi, bir turistin en fazla 3 dakikasını alacak bir işlem, üstüne elde edilecek gelirden niye kendimizi mahrum bırakıyoruz? E-vize kalktı diye turist patlaması yaşandığını sanmıyorum.
2020’de de Avusturya, Belçika, Hollanda, İspanya, Polonya ve İngiltere’ye vize muafiyeti getirildi. Türk vatandaşları ise bu ülkelere seyahat etmek için vize narcı ödemek sayfalarca belge doldurmak zorunda.
Niye onlar elini kolunu sallaya sallaya hiçbir şey ödemeden ülkemize giriyor da biz elimizi kolumuzu sallaya sallaya ülkemizden harç ödemeden çıkamıyoruz?
Kimi uygulamalar vardır ki; itibarınızı arttırmaz, saygınlığınızı yükseltmez. Siz yaranıyorum sanırsınız, ama attığınız adım sizi yarandığınızı sandıklarınızın gözünde alçaktır. Bu da öyle bir durum.
Turizm sektörünün temsilcilerinin etkisiyle alınan bu kararlar, turizm sektörü için gerekli bilgilere de sahip olmamamız anlamına geliyor. Gelen niye gelmiş; tarihi yerler için mi gelmiş, deniz, güneş için mi gelmiş; golf turizmine mi gelmiş sağlık turizmine mi gelmiş; bu bilgeler turizm sektörü için yararlı bilgiler olmaz mı?
Yabancı turistler Türkiye’ye, e-vize istiyor diye değil, köpek katliamı yapılıyor diye gelmeyecek; 3 dakikalığına form doldurmak istemediğinden değil, sosyal medyasını kullanamayacağından, vize harcı ödemek istemediği için değil, otelden, lokantadan kazık yemek istemediğinden gelmeyecek.