Darbe suçlamasından beraat eden generalleri idari yargıda bekleyen engebeli yol

Dünkü yazımızda 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, özellikle ‘görevlendirme belgeleri’nde (gıyaplarında) isimleri geçtiği için darbeye katılma ve/ya da örgüt üyeliği suçlamalarıyla yargılanan bazı generallerin adli yargıda beraat etseler de göreve dönmeyi ve özlük haklarının iadesini talep ettiklerinde idari yargıda karşılaştıkları karmaşık hukuk tablosuna dikkat çekmiştik.

Bugünkü yazımızda ise yalnızca beş dosya üzerinden bu karmaşık fotoğrafı daha detaylı bir şekilde göstermeye çalışacağız.

TUĞGENERAL ARSLAN ÜNİFORMASINI YENİDEN GİYEBİLDİ

Vereceğimiz istisna oluşturan birinci örnek, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Tokat Bölge Jandarma Komutanı olarak görev yapmakta olan Tuğgeneral Adnan Arslan. FETÖ’cülerin darbe planları çerçevesinde hazırladıkları görevlendirme belgelerinde Arslan’ın adının karşısına “Tokat Sıkıyönetim Komutanı” diye yazılmıştır.

Darbe girişimi gecesi tatilde olan Arslan, haberleri alır almaz hemen görev yeri Tokat’a doğru hareket etmiş, bu sırada astlarına darbe faaliyetlerine katılmamaları, birliklerine hâkim olmaları, sokağa araç çıkarmamaları yolundaki talimatlarını iletmiştir.

Buna karşılık, Arslan’ın görevlendirme listesinde adının geçmesi yeterli delil sayılarak tutuklanmasına karar verilir. Ardından KHK ile Ordu’dan ihraç edilir.

Arslan, yapılan yargılamada darbe suçlamasından beraat etse de listede adı geçtiği için ‘FETÖ üyeliği’nden hapis cezasına çarptırılır. Gelgelelim istinaf sürecinde bu mahkûmiyet cezası bozulur. Yargıtay 16. Ceza Dairesi de 26 Ekim 2018 tarihinde istinaf mahkemesinin kararını onar. Böylelikle beraatı kesinleşir.

Arslan, bütün bu süreçte bir yılı aşkın bir süre tek kişilik bir hücrede kalmıştır. Beraatinin kesinleşmesinden sonra Olağanüstü Hal Komisyonu’na başvurarak hakkında verilen görevden çıkarılmasına ilişkin KHK işleminin iptalini istemiş ve bu talebi kabul edilmiştir.

OHAL Komisyonu’nun kararı çerçevesinde, Tuğgeneral’in göreve iadesi yapılarak özlük hakları iade edilmiştir.

Yeniden üniformasını giyen Tuğgeneral Arslan, 10 Nisan 2019 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı’nda göreve başlamıştır. Yaklaşık üç ay kadar görev yaptıktan sonra kendi isteğiyle emekliliğini isteyerek ayrılmıştır. Hukuk diploması olan Arslan, stajını yaptıktan sonra avukatlığa başlamıştır. Halen Adana Barosu’na kayıtlı avukat olarak çalışmaktadır.

KORGENERAL ÖZTÜRK DANIŞTAY’A GİTTİ

Korgeneral Erdal Öztürk, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul’da 3. Kolordu Komutanı olarak görev yapmaktaydı. FETÖ’cü darbecilerin hazırladıkları görevlendirme listesinde adının karşısında “İstanbul Sıkıyönetim Komutanı” yazılıydı. Kalkışma haberini alınca tatilini yarıda keserek İstanbul’a doğru yola çıkmış, ayrıca NTV’ye bağlanarak darbeye karşı beyanda bulunmuştur. 16 Temmuz günü Bursa İnegöl’de yolda mola verdiği sırada polis tarafından yakalanarak gözaltına alınmış, bunu hakkında alınan tutuklama kararı izlemiştir. Ardından KHK ile TSK’dan atılmıştır.

Öztürk, İstanbul’da hem darbeye katılmak hem de örgüt üyeliği suçlaması ile yargılandığı ağır ceza mahkemesinde 23 Ocak 2019 tarihinde beraat etmiş, bu karar önce istinaf mahkemesi ardından Yargıtay tarafından da onanmıştır. Öztürk’ün beraat kararı, 13 Ekim 2020 tarihi itibarıyla kesinleşmiştir. Yargılama sürecinde Öztürk, 14 ayı aşkın bir süre hapis yatmıştır.

Beraatinin kesinleşmesinin ardından Öztürk’ün Olağanüstü Hal Komisyonu’na hakkındaki KHK işleminin iptali için yaptığı başvuru olumsuz sonuçlanmıştır. Öztürk, komisyon kararına karşı Ankara 21. İdare Mahkemesi’ne itirazda bulunmuştur. Mahkeme, 31 Ocak 2023 tarihinde Öztürk’ü haklı bulmuş; göreve dönmesi, özlük haklarının iadesi yönünde karar vermiştir. Öztürk de mahkeme kararına dayanarak Milli Savunma Bakanlığı’na başvurmuştur. Bakanlık ise Öztürk’ün lehindeki mahkeme kararını istinafa taşıyarak Ankara Bölge İdare Mahkemesi 15. İdari Dava Dairesi’nde itirazda bulunmuştur.

İlgili daire, 19 Temmuz 2023 tarihinde İdare Mahkemesi’nin Öztürk lehine verdiği kararı bozmuştur. Bunun üzerine Öztürk, bu kararı bir üst itiraz organı olan Danıştay nezdinde temyiz etmiştir 18 Ağustos 2023 tarihinde.

Önceki gün sohbet ettiğim Öztürk, “İdare Mahkemesi’nde de söylediğim gibi, bütün istediğim ismimin üstündeki lekeyi kaldırmak. Ancak şerefimizle emekli olmamıza bile izin vermiyorlar” diye konuştu.

KORGENERAL YILMAZ İSTİNAFA GİTTİ

Korgeneral İbrahim Yılmaz, darbe gecesi Diyarbakır’da 7. Kolordu Komutanı olarak görev yapmaktaydı. O gece karargâhta dakika dakika tutulan ceride kayıtları, darbe girişimini öğrenir öğrenmez karargâha gelip kalkışmaya karşı tutum aldığını, kendisine bağlı birliklere bu yönde talimatlar verdiğini ayrıntılı bir şekilde aktarıyor. Ayrıca gece NTV kanalına bağlanıp darbeye karşı açıklama da yapmıştır. Buna karşılık FETÖ’cü darbecilerin hazırladığı görevlendirme listelerinde Korgeneral Yılmaz’ın isminin karşısında “Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanı” yazılıydı.

Yılmaz, darbeden kısa bir süre sonra tutuklanmış, KHK ile Ordu’dan atılmış ve bunu izleyen süreçte darbe suçlamasıyla yargılanmıştır. Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, kendisini önce ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırmış ardından bu hükmü ‘darbe suçuna yardımcı olmak’ suçundan 12.5 yıl hapis cezasına çevirmiştir.

İstinaftan da geçen bu mahkûmiyet kararı Yargıtay’dan dönmüştür. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 29 Mart 2019 tarihinde Yılmaz hakkındaki mahkûmiyet kararını bozmuş ve kendisi aynı gün tahliye olmuştur. Serbest kaldığında tek kişilik bir hücrede televizyon izlemesinin de yasak olduğu 975 günü geride bırakmıştı. Sonraki adli işlemlerin ardından 2021 yılında Yargıtay’dan hakkındaki davanın kapanma şerhini almıştır.

Yılmaz, ardından hakkındaki KHK kararının iptali için OHAL Komisyonu’na başvurduysa da talebine olumsuz yanıt almış, bu karara Ankara 28’inci İdare Mahkemesi’nde itiraz etmiştir. İdare Mahkemesi, 14 Mart 2023 tarihinde bu başvurusu hakkında oyçokluğuyla ret kararı vermiştir. Yılmaz, bunun üzerine Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf başvurusunda bulunmuştur.

KORGENERAL GÜVENÇ’İN DOSYASI DA DANIŞTAY’DA

Korgeneral Yıldırım Güvenç, 15 Temmuz gecesi Ankara’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Komutanı olarak görev yapmaktaydı. Kendisi, o akşam darbeciler tarafından derdest edilmiş olan Kara Kuvvetleri Komutanı’nın yetkilerini kullanan 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar’la temas içinde kalarak hareket etmiştir. Güvenç, 16 Temmuz günü Akıncı Üssü’nün darbecilerden geri alınması operasyonuna askeri kanattan komuta eden generaldir. Ümit Dündar, TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’na verdiği ifadede Güvenç’in o akşamki hareket tarzı için “Emirlerimi uyguladı” demiştir.

FETÖ’nün hazırladığı görevlendirme listelerinde Güvenç’in isminin karşısında “TRT Genel Müdürü” yazılıdır. Bu listelerde kendisinin Lojistik Komutanlığı görevine “devam edeceği” notu da düşülmüştür.

Güvenç, bu delillerden hareketle tutuklanmış ardından KHK ile TSK’dan atılmış ve uzun bir yargılama süreci yaşamıştır. Darbeden bir hafta sonra tutuklanan Güvenç, 10 Mayıs 2018 tarihine kadar hapiste kalmış, ardından tutuksuz yargılanmıştır.

Güvenç, 2022 yılında mahkemede tüm suçlamalardan beraat etmiş, ardından özlük haklarının iadesi talebiyle OHAL Komisyonu’na başvurmuştur. Komisyondan ‘ret’ kararı alan Güvenç, bunun üzerine Ankara 28’inci İdare Mahkemesi’nde dava açmış, mahkeme de 14 Mart 2023 tarihinde komisyon kararının iptaline karar vermiştir. Ancak bu karar Milli Savunma Bakanlığı tarafından Bölge İdare Mahkemesi’nde istinaf sürecine taşınmıştır.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 14’üncü İdare Dava Dairesi, 27 Eylül 2023 tarihinde Milli Savunma Bakanlığı’nı haklı bulmuştur. Güvenç, bunun üzerine 2 Kasım 2023 tarihinde istinaf kararına karşı Danıştay’da dava açmıştır. Yıldırım Güvenç cephesinde de top Danıştay’ın sahasına girmiş bulunuyor.

TUĞGENERAL ÜNLÜ İDARE MAHKEMESİNDE KAZANDI

Tuğgeneral Nihayet Ünlü, kalkışma gecesinde Edremit’teki 19. Motorize Piyade Tugay Komutanı olarak görev yapmaktaydı. O gece darbe haberlerini alınca maiyetindeki birlik komutanlarını tugaya çağırarak, “Anayasal çizgide duracaklarını” bildirmiştir. Kendisine bağlı birliklerde hiçbir hareketlilik gözlenmemiştir. Gelgelelim FETÖ’nün hazırladığı darbeyle ilgili görevlendirme belgelerinde adının karşısına ‘göreve devam’ yazılmıştır.

Ünlü tutuklanarak cezaevine konmuş, KHK ile ordudan atılmış, ardından hakkında tek kişilik bir darbe davası açılmıştır. Bu dava sonradan Ege Ordu Komutanlığı davasıyla birleştirilmiştir. Yargılama sonunda Ünlü, İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 21 Mayıs 2018 tarihinde ‘anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs suçu’ndan ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmış, bu ceza istinaftan da geçmiştir.

Buna karşılık Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, 21 Mart 2022 tarihinde Ünlü hakkındaki mahkûmiyeti bozmuştur. Ardından İzmir’deki mahkeme de aynı yıl, 22 Kasım tarihinde aldığı bir kararla Yargıtay kararına uyarak Ünlü hakkında beraat vermiştir.

Ünlü, Yargıtay kararıyla tahliye edildiğinde toplam 5 yıl 8 ay 15 gün hapis yatmıştı. Bu süreçte OHAL Komisyonu’nun görev süresi 2023 yılı başında dolduğundan, Ünlü hakkındaki KHK kararının iptali için başvurusunu Ankara’daki 22’nci İdare Mahkemesi’ne yapmıştır. Bu mahkeme de 29 Mayıs 2024 tarihinde kendisinin lehinde bir karar vererek iadesi ve özlük haklarının verilmesi yönünde tutum almıştır.

Ünlü, ardından Milli Savunma Bakanlığı’na başvurarak kararın uygulanmasını talep etmiştir. Ancak, Milli Savunma Bakanlığı’nın buna benzer örneklerde yaptığı gibi idare mahkemesi kararına istinaf mahkemesinde itiraz etmesi bekleniyor. Bu açıdan bakıldığında idari yargıda daha uzun bir zaman alabilecek bir hukuk mücadelesi bekliyor Ünlü’yü.

*

Sonuçta genel bir tespit olarak şunu söyleyebiliriz: İstisnası bulunmakla birlikte, generallerin adli yargılama sürecinde, özellikle görevlendirme belgeleri üzerinden açılan darbe davalarında beraat etmeleri tek başına yeterli olmuyor.

Bu generallerin haklarında verilmiş KHK kararlarının kaldırılıp mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında idari yargıda, daha çok istinaf kademesinde genel çizgi olarak bir direnç hattının şekillenmekte olduğunu belirtmek mümkündür.