Erdoğan NATO zirvesi öncesi Rusya’yla savaşa karşı veto işareti

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan NATO’nun Rusya’nın Ukrayna’ya savaşında “taraf haline getirilmemesi” gerektiğini söyledi. Erdoğan bu açıklamayı NATO’nun 75’inci yıldönümünde düzenlenen 9-11 Temmuz Washington Zirvesine hareketinden önceki basın toplantısında yaptı. Bu tam da NATO’nun Ukrayna’yla dayanışma konusunu ayrı bir oturum olarak ele alacağı Zirve öncesinde Rusya’yla doğrudan mücadele eğilimlerine karşı peşinen veto işaretiydi.

Basın toplantısı öncesinde Erdoğan’a birkaç saat önce Rusya’nın Ukrayna’nın başkenti Kiev’e düzenlediği füze saldırısında 30’dan fazla kişinin öldürüldüğü ve bir çocuk hastanesinin de isabet aldığı raporu sunulmuştu. Erdoğan ise daha 3 Temmuz’da Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Astana’da görüşmüş, savaşın yayılma tehlikesine dikkat çekmişti. Rusya’nın son saldırısının Ukrayna konusunda NATO’ya meydan okuma anlamı taşıdığı anlaşılıyor.

Erdoğan’ın bu uyarıda bulunurken Türkiye’nin NATO’ya en fazla katkı sağlayan ilk beş ülke arasında bulunduğunu iki kez vurgulaması da dikkat çekici.

Satır aralarında Ukrayna savaşının 5 Kasım’daki ABD başkanlık seçimlerine malzeme yapılıp Türkiye’nin de dünyanın da ateşe atılmaması uyarısı var.

Biden ile görüşecek mi?

Erdoğan’ın basın toplantısına katılması uygun bulunan gazetecilerin, diplomatların elinden çıkmışçasına derin analizlerle cümleleştirilmiş, Cumhurbaşkanının memnuniyetle yanıtladığı sorular arasında ABD Başkanı Joe Biden ile görüşüp görüşmeyeceği yoktu.

Erdoğan, İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesi ve Yunanistan’la yumuşama siyaseti karşılığında aldığı F16 anlaşmasıyla birlikte Biden’den dört yıldır beklediği Beyaz Saray davetini de almıştı. Ancak 9 Mayıs olarak öngörülen bu ziyaret Erdoğan’ın talebiyle ertelenmişti. Bu görüşmenin NATO Zirvesi çerçevesinde yapılacağı spekülasyonları yapılıyordu. Gelişmeler, Erdoğan’ın bu görüşmeyi erteleyerek isabetli davrandığını gösterdi.

YetkinReport’un resmî kaynaklardan edindiği bilgiye göre Erdoğan NATO Zirvesine gitmişken Biden ile özel görüşme talebinde bulunmadı. Konferans salonunda ayaküstü yapılabilecek görüşmeleri saymıyoruz, ama özel görüşme bu yazının yazıldığı saate dek söz konusu değildi.

Bunun başlıca nedeni, seçime zaten düşe kalka giden Biden’ın Erdoğan’ın kendi konuğu olarak Ameri,kan basınına konuşmasını istememesi. Erdoğan’ınsa -mevcut koşullarda doğal olarak- Gazze katliamından İsrail’i sorumlu tutacağı ve onu durdurmayan ABD’yi eleştireceği açık.

NATO, terörizm, savunma sanayii

Erdoğan basın toplantısında NATO zirvesinde hem İsrail-Filistin konusunu açacağını söyledi. Ayrıca İsrail-Filistin konusuyla birlikte Türkiye’nin NATO’dan diğer beklentilerini de Zirve toplantısının yanı sıra kendisinin ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in ikili temaslarında gündeme getireceklerini vurguladı.

Bu yazının yazıldığı sıraya dek Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile görüşmeleri kesinleşmişti. Güler’in İngiltere ve Hollanda savunma bakanlarıyla da öyle. Fidan’ın ise henüz kesinleşen ikili görüşmesi yoktu ama ABD dahil görüşme ihtimali olup zaman onayı beklenenler vardı.

Erdoğan, İsrail hariç NATO’dan beklentileri 2023 Vilnius Zirvesinde alınan kararların uygulanması olarak vurguladı. Bunlar NATO üyelerinin terörle mücadele ile savunma sanayi konularında da dayanışma içinde olmasıydı.

Beklentiler ve karambol riski

İsveç ve Finlandiya’nın askeri malzeme ve teknoloji konusunda yaptırımlarından NATO üyeliklerine onay sayesinde kurtulan Türkiye, ABD, Almanya, Kanada gibi ülkelerin yaptırımlarından şikâyetçi.

Terörle mücadele konusunda da NATO Zirvesinden çok somut bir sonuç beklemek hayalcilik olur. Çünkü örneğin Türkiye, özellikle de ABD’nin Suriye’de PKK türevlerine verdiği desteği kast ederken, Erdoğan’un kurtuluş savaşçısı saydığı Hamas, çoğu NATO üyesinde terör örgütü sayılıyor.

Aslına bakarsanız Kasım seçiminde kaybedecek gözüyle bakılan Biden’ın ev sahibi olduğu NATO 75’inci Yıl Zirvesinin parlak geçeceğini pek bekleyen yok. O nedenle Türkiye bu karambolden Rusya-Ukrayna konusunda riski artıracak bir karar çıkmasını istemiyor.