Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, -yaygın deyişle- vergi paketini açıkladı. Paketin içeriği konusunda mutlaka ki herkesin bir fikri olacaktır. İşin o yanını uzman arkadaşlara bırakalım ve biz yine netice üzerine, yani olayın iletişim boyutuna bir göz atalım…
Ne kadar tekrarlasak yeridir: İletişimin iki hedefi vardır; ikna ve değişim. Önce tabii ki ikna… Meraklısı için İngilizcesi “persuasion” … Belki binlerce kitap yazılmış bu konu üzerine… Eğitimler, seminerler cabası… Arkasında ciddi bir ekonomi dönen, hayatın pek çok, neredeyse tüm alanlarında başarılma arzusu içinde olunan bir haslettir ikna becerisi…
İknanın ölçümlenmesi çok kolaydır. Tüm iletişim adımları için geçerli olduğu gibi bu kavram da sonuç odaklıdır. İki şeye bakılır: Kilit mesaj hedef kitle tarafından algılanıp benimsendi mi? Bunun sonucunda, arzulanan değişim gerçekleşecek mi?
O hâlde inceleyelim...
Vergi paketinin kilit mesajı nedir: “Vergide adaleti ve etkinliği artırmak…”
Yapılacak tek şey, bu kilit mesajın Türkiye genelinde ne ölçüde algılandığını ve desteklendiğini ölçmek… Ölçümleme konusunda büyük deneyimi olan AK Parti için bu, çocuk oyuncağıdır…
Öte yandan bizce Şimşek’in açıklamaları son derece etkili… Ancak yeterli değil… Diğer bakanlıklar başta olmak üzere tüm sosyal paydaşlar, ilgili sivil toplum örgütleri, meslek odaları iletişim boyutunda, keşke çok önceden işin içine dâhil edilse, harekete geçirilselermiş…
İkna süreci, hedef kitlede ‘olumlu duygular’ oluşturacak konularda kesinlikle daha kolaydır… Oysa vergi, bunlardan biri değildir… İçeriğinden bağımsız, daha adı zikredildiği an olumsuz algılanmaya müsaittir.
İşte bu nedenle ikna süreci, geniş tabanlı bir aksiyon planıyla yönetilmelidir.
Büyük holdinglere danışmanlık yapmış, hesap uzmanı Abbas Yüksel Bey şöyle bir not göndermiş:
“Şimşek’in açıklamalarına göre; son yıla ait vergi beyannamelerinde, doktorlarımızın yıllık Gelir Vergisi matrahı (yani, yıllık gelirlerinden masrafları düştükten sonra kalan kâr rakamı ki vergi bunun üzerinden alınır) ortalaması 27 bin TL. Aynı rakamın avukatlarımızdaki karşılığı ise 17 bin TL imiş. İnanın ki, mimar/mühendislerimizin ve diğer meslek mensubu ile sanatçı takımı ‘okumuşlarımız’ın, bazıları hariç, vergi beyanları bunlardan farklı değildir. …Allah aşkına bunların meslek odaları (Tabipler Odası, Barolar, MMO…) ne yapar?”
Türkiye’de “vergi” dendiğinde akla gelen üç isimden biri olan İstanbul Erkek Liseli kardeşim Sedat Eratalar’ın da küçük bir notu var: “Bir kişinin tasarruflarını yurt içi işlemlerde (mevduat, borsa vs.) değerlendirmesi hâlinde, ya hiç vergi alınmıyor veya zamana göre %5-10 vergilendiriliyor. Aynı tasarruf yurt dışında yapılır ve aynı kazanç elde edilirse %40 (max.) gelir vergisine tâbi. Bu durumda çoğu insan yurt dışı varlığını saklıyor ve gelirini beyan etmiyor. Bence bu gelirlerin vergisi 1/2 oranına çekilse, yani 15-20 gibi oranda vergilendirilse hem yurt dışı kayıt dışılık azalır, hem de daha fazla gelir elde edilir.”
TURYİD (Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) Başkanı Kaya Demirer’in dile getirdiği, 100 binlerce servis elemanını ve sektörün tamamını ilgilendiren, diğer sektör kuruluşlarının da desteklediği, kredi kartı ile bahşiş ödenmesi ve bu ödenen bahşişin, bankalar tarafından pos cihazlarında gerekli uygulama devreye alınarak, tamamına yakınının çalışanın eline geçmesi önerisi de inşallah Kanun Meclis’ten geçerken dikkate alınır.
Bütün bunların yanı sıra esas amaç, Sayın Bakan’ın bu süreçte yalnız bırakılmaması olmalı…
Günün sözü
“Kaynağa ulaşmak için akıntıya karşı yüzmeli. Akıntıyla yüzüp giden şey, çöptür sadece.”
Polonyalı şair Zbigniew Herbert
İletişim Aklı 36
İletişim Aklı, her bir çalışanın, tıpkı patronlar, genel müdürler veya CEO’lar gibi, ‘kendi kendini’ motive etmesi gerektiğini bilir. Çünkü “Şirket, üst yönetim beni motive etsin” ya da “Bana performansımı yükseltecek ortam sağlansın” beklentisinin profesyonellikte yeri olmadığının farkındadır.
Gözümüze takılanlar…
Tüyap Fuarcılık Grubu, sektördeki 45. yılını “Mirasımız Gelecek” sloganıyla kutluyormuş. Bugüne kadar yurt içinde 1.952, yurt dışında 40 ülkede 214 olmak üzere toplam 2.166 fuar düzenleyen firma, 128 ülkeden 363.316 kuruluşa, 206 ülkeden 74.153.717 ziyaretçiye ev sahipliği yapmış (Gizem Çimen, Ünite). Ülkemizin, iş dünyasının, ürün ve hizmetlerimizin iletişimi için son derece önemli bir rol üstlenen fuarcılık sektöründe köklü kuruluşların yer alması sevindirici. Sloganda belirttikleri gibi 45 yıllık miraslarının geleceğimize ışık tutmasını dileriz.
İpek Kıraç tarafından 2021 yılında Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altında kurulan Suna’nın Kızları platformu, bir “Çocuk Odaklı İletişim Rehberi” yayınlamış. Reklamcılık, pazarlama, sinema, televizyon, radyo, yayımcılık, gösteri ve görsel sanatlar gibi yaratıcı endüstri çalışanlarının yanı sıra etkinlik yönetimi alanındaki ekipler ve çocuklarla ilgili alanlarda faaliyet gösteren markalarda farkındalığı hedefleyen rehberi, Dr. A. Zeynep Kılıç ve Melda Akbaş kaleme alınmış (Amber Eroyan, Grup Yeni). En hassas davranmamız, gözümüzden sakınmamız gereken çocuklar, dijital mecralar başta olmak üzere medya kanallarındaki sorumsuz yayınlar nedeniyle büyük hasarlara uğrayabiliyorlar. İçerik üreticileri ve kullanıcıların böyle rehberlere çok ihtiyacı var. Rehbere şuradan ulaşılabiliyor: https://www.sunaninkizlari.org/Raporlar/Cocuk-odakli-iletisim-rehberi.pdf