Dünyamız halen yeniden şekillenme sancıları içinde. Bu sancıların yakın ve uzak çevremizde yarattığı istikrarsızlık ve belirsizliklerin Türkiye’yi, barış ve işbirliğine dayalı, istikrarlı dış politika çizgisinden uzaklaştırmaması gereğini önceki yazılarımıza çeşitli vesilelerle dile getirmiştik.

Bugün geldiğimiz noktada bu lüzum kendini her zamankinden daha fazla hissettiriyor. XXI. yüzyılın ilk çeyreği tamamlanırken tüm dünyaya hızla hakim olan kutuplaşmaların, irili ufaklı kanlı çarpışmaların, bölgesel savaşların ve çocuk, kadın ve sivil katliamlarının uluslararası toplumda tetiklediği duyguyu en hafif ifadesiyle “huzursuzluk”, hatta tek kelimeyle “korku” diye adlandırabiliriz.

Güvensizlik ortamı ve yeni teknolojiler

Dünya bir yandan Yapay Zekâ ve benzeri inanılmaz teknolojik ilerlemeler yaşarken, insanlık aynı zamanda Orta Çağ’ı aratmayacak boyutlara bürünen çatışmalara tanık oluyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ve 1989’da, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sona eren uluslararası siyasi düzenin yerini alacak yeni bir düzen kurulamamış olması insanlığı zorluyor. Yeni bir yüzyıla girerken artık sağlam temellere dayalı, barışçı ve müreffeh bir dünyaya kavuşabilme umutlarımızı, her şeye rağmen terk etmiyoruz. Ama bu umutlar bir türlü gerçekleşmiyor. Şimdilerde tüm dünya toplumlarında mevcut huzursuzluğun sebebi, tam da bu düş kırıklığının yarattığı ruhsal düşüşte yatıyor.

Bu güvensizlik duygusu dünya milletlerini her geçen gün, münferiden veya ittifaklarla daha fazla güvenlik arayışlarına sevk ediyor. Devletler tehlikeli dünyanın sınavlarının üstesinden tek başlarına gelemeyeceklerinin bilinci içinde, eğer varsa mevcut ittifaklarını güçlendiriyor, yenilerini kuruyor, var olanlara katılmaya çabalıyor. Bu durum dünyada artan gerginliklere, ittifakların çoğalmasına ve inanılmaz yoğunlukta silahlanmaya ve teknolojik gelişmelere yol açarken hiçbir dönemde asla tam güven kaynağı olamayan Birleşmiş Milletler (BM) ve Devletler Hukuku barışın teminatı olma vasfını tamamen yitiriyor.

Si vis pacem, para bellum (*) atasözü, geçerli kural vasfına yeniden kavuşuyor.

Belirsizlik sürecinde Türkiye

Türkiye jeo-stratejik durumu itibarıyla tüm bu gelişmelerin merkezi bir konumunda yer alıyor. Dolayısıyla ülkemizin de tehlikeli dünyamızın tehditlerine karşı Atlantik İttifakı gibi çoklu veya ikili ittifaklarının içinde yerini güçlendirmekten ziyade, yeni ittifaklar arayışı içindeki ülkeler arasına katıldığını görüyoruz. (**)

Ancak unutmayalım ki Türkiye, son yüz yılın üçte ikisinden daha fazla bir sürede, dış politikasının oluşmasında ve uygulanmasında, güvenlik stratejisinin ekseninde ve yönünde keskin değişiklikler yapmadı. Tam tersine belli bir tutarlılık ve güvenilirlik sergileyerek yaşadı. Bu sayede büyük insan kayıplarına, toprak kaybına ve maddi yıkımlara sebep olan İkinci Dünya Savaşı’nın dışında kaldı.(***) Laikliğini, (****) serbest seçimlere dayalı demokratik rejimini, dolayısıyla egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korudu. Bu sonucu, kamuoyumuzda yaygın ve güçlü bir demokrasi geleneği ve talebi olmamasına rağmen, akla ve bilime dayalı barış vizyonunun sürekliliği sayesinde sağladı.

1923’lerden beri iş başındaki tüm Cumhuriyet hükümetlerinin devlet yönetiminde benimsedikleri akıl, bilim ve barış vizyonu sayesinde, belli uzun vadeli stratejik hedeflerini ve bu hedeflerin yine belli öncelik sırasını açıklayarak laik ve Cumhuriyet rejimimizin devamlılığının teminatını oluşturdu.

Dünyanın şu dönemlerde yaşadığı tehlikeli belirsizlik sürecinde Türkiye’nin en büyük iç ve dış güvencesi, esaslarını 100 yıl önce, kadın hakları dahil, belirlediği temel ilkelerinin hakkını teslim etmesi ve bu ilkelerin etkin uygulamasını sürdürmek olacaktır.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli müfredat

Millî Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan ve TBMM tarafından kabul edilen Türkiye Yüzyılı Maarif ModeliMüfredatı ülkemizin kendi zamanın gerisinde kaldığını kanıtlıyor. XXI. yüzyılın ilk çeyreği biterken Türkiye Cumhuriyeti’nin evlatlarını “Biat ve İtaat” temelinde ideolojik bir müfredatla geleceğe hazırlaması öngörülüyor. Matematiğe ayrılan saatlerin azaltılarak, bu yüzyılın ve gelecek yüzyılların teknolojilerine hükmedebileceği düşünülüyor.

Oysa çocuklara ideolojik değil, müspet ilime dayalı iyi bir eğitim verilmesi onların, şimdi ve gelecekte kendi yollarını bulmalarını, “kamil insan” olmalarını ve ülkelerinin dünyada, yönetilen değil yöneten ülkeler ligindeki güçlü ve onurlu yerini almasına yeterli olur.

Milli Eğitim Bakanlığı’mızın bu yaşamsal önerisinin bir kısım teknik ayrıntılarını ve çocuklarımız ve ülkemiz için anlamını değerlendirmek amacıyla Çocuk Hakları Uzmanı Dr. Menekşe Tokyay Ünlühisarcıklı’nın, iki kapsamlı ve ayrıntılı makalesinden yararlanılmasının çok faydalı olacağına inanıyorum: “Okulöncesi müfredatı ve beklentiler” ve “Eğitim Sistemini Estonyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 

Gelişmekte olan teknolojiler

Gelişmekte olan teknolojiler, gelecekte gündelik yaşamımızda inanılmaz derecede niteliksel değişiklikler yaratma potansiyeline sahip olan teknolojilerdir. Bugünkü yüksek teknolojilerin henüz olgunlaşmamış parçalarıdır.

World Economic Forum hemen her yıl, o yılın en önemli görülen 10 teknolojisi ile ilgili raporlar yayınlıyor. Ayrıntılı raporlara bu linkten bakılabilir:

Ayrıca NATO da, kendi belgelerinde daha fazla politika ve strateji ağırlıklı bir bakışla bir kısım Gelişmekte Olan Yeni Teknolojileri sıralamaktadır. Bu çerçevede, NATO belgelerinde yer aldığı şekliyle gelişmekte olan teknolojiler şöyle sıralanıyor:

·                Yapay zekâ (AI);

·                Otonom sistemler;

·                Kuantum teknolojileri;

·                Biyoteknoloji ve insan geliştirme teknolojileri;

·                Uzay;

·                Hipersonik sistemler;

·                Yeni malzemeler ve üreti̇m;

·                Enerji ve itki gücü; ve

·                Yeni nesil iletişim ağları.

Yapay zeka, otonom sistemler, kuantum bilgisayarlar

Buyeni teknolojiler başlıklarını, yukarıda belirttiğimiz raporlardan yararlanarak, aşağıda kısaca açıklamaya çalışalım:

·                Yapay zekâ (AI): İnsan benzeri zeka sergileyen ve karmaşık görevleri yerine getirebilen bilgisayar sistemleridir. Bu sistemler karar alma süreçlerini hızlandırma ve daha isabetli politikalar izleme imkanı sunabilir. Ancak otonom silahların gelişmesi ve dezenformasyonda kullanılması nedeniyle siyasi istikrarsızlık ve krizlere de yol açabilir.

·                Otonom sistemler: Otonom sistemler, insan müdahalesi olmadan karar verebilen ve görevleri yerine getirebilen robotik teknolojilerdir. Mesela bu sistemler askeri operasyonlarda (örneğin dronlar) ve siber güvenlikte (otomatik savunma sistemleri) kendi başına karar vererek saldırı veya savunma düzeneklerini çalıştırabilirler. Ancak burada bir insan karar vermediği için verilen kararların oluşturduğu olumsuz durumların sorumluluğu, tartışma konusudur.

·                Kuantum bilgisayarlar: Kuantum bilgisayarlar, kuantum mekaniği prensipleriyle çalışan ve bazı problemleri geleneksel bilgisayarlardan çok daha hızlı çözebilen güçlü makinelerdir. Uluslararası politikada, özellikle şifreleme alanında büyük etkileri olabilir. Kuantum bilgisayarlar, mevcut şifreleme yöntemlerini kırarak gizli bilgileri açığa çıkarabilir, bu da ulusal güvenlik, istihbarat ve diplomatik iletişim için ciddi tehditler oluşturabilir.

·                Biyoteknoloji ve insan geliştirme teknolojileri: Biyoteknolojiler, biyolojik süreçleri, hücreleri veya hücresel bileşenleri kullanarak yeni ürünler ve teknolojiler geliştirme fırsatı sunar. Erişilebilir biyoteknoloji araştırmalarından kaynaklanan yeni biyolojik silahların yayılma riski ve biyolojik ajanların öngörülemeyen yayılması bu riskler arasında yer alır. İnsan geliştirme teknolojileri ise bireylerin normal insan sınırlarının ötesinde faaliyet göstermesini sağlar. Bu teknolojilerin savunma ve güvenlik alanında fırsatlar sunması; askeri tıpta ve personel rehabilitasyonunda gelişmeler, hareket kabiliyetinin artırılması ve bilişsel farkındalığın iyileştirilmesi gibi alanlarda mümkündür.

Uzay, hipersonik sistemler, yeni malzemeler

·                Uzay: Uzay, insanlığın güvenliği ve refahı için giderek daha önemli hale gelmektedir. Hava durumu izleme, çevre, tarım, ulaşım, bilim, iletişim ve bankacılık gibi birçok alanda fayda sağlar. Uzay kullanımı, tehditleri öngörme ve krizlere daha hızlı, etkili ve hassas şekilde yanıt verme yeteneğini büyük ölçüde artırmıştır. Artık uzaya erişim ve uzay teknolojisi sadece birkaç ulusun tekelinde değildir; daha erişilebilir, ucuz ve yetenekli hale gelmiştir. Çoğu uzay kapasitesi, sivil/ticari ve askeri amaçlara hizmet eden çift kullanımlıdır. Güvenlik ve savunma açısından, uzay giderek daha fazla rekabetçi ve karmaşık hale gelmektedir.

·                Hipersonik sistemler: Hipersonik sistemler, ses hızının 5 katından daha hızlı (Mach 5+) seyreden silah veya araçlardır. Bu hızları sayesinde mevcut savunma sistemlerinden kaçınma ve çok kısa sürede hedeflerine ulaşma potansiyeline sahiptirler. Bu teknoloji, füzeler, uçaklar ve insansız hava araçları gibi platformlarda kullanılabilir. Bu yapılar caydırıcılık ve dehşet dengesi konularında ciddi değişimlere neden olma potansiyeline sahiptir.

·                Yeni malzemeler ve üretim: Geleneksel malzemelerin sınırlarını aşan, üstün özelliklere sahip malzemelerin geliştirilmesi ve üretilmesini kapsar. Bu malzemeler, daha hafif, daha güçlü, daha dayanıklı veya özel işlevlere sahip olabilir. Örneğin havacılık ve uzay alanında hafif ve dayanıklı kompozit malzemeler, uçak ve uzay araçlarının yakıt verimliliğini artırır. Veya yüksek verimli güneş pilleri ve enerji depolama malzemeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını yaygınlaştırır. Ayrıca esnek ve şeffaf iletken malzemeler, giyilebilir teknolojik ürünleri ve katlanabilir ekranlar gibi parçaların geliştirilmesini sağlar.

Yeni nesil enerji kaynakları ve iletişim ağları

·                Enerji ve itki gücü: Enerji ve itki gücü, yeni nesil enerji kaynakları ve daha verimli hareket sistemlerini kapsar. Nükleer füzyon, yenilenebilir enerji depolama ve gelişmiş batarya teknolojileri enerji alanındaki yeniliklerden bazılarıdır. İtki gücünde ise elektrikli ve hibrit motorlar, iyon itkili motorlar ve hatta uzay turizmi için geliştirilen roket teknolojileri ön plana çıkmaktadır. Bu teknolojiler, elektrikli araçlardan uzay keşfine, enerji üretiminin çeşitlendirilmesinden daha sürdürülebilir bir geleceğe kadar geniş bir yelpazede kullanım potansiyeline sahiptir.

·                Yeni nesil iletişim ağları: Yeni nesil iletişim ağları (5G ve ötesi), daha yüksek hız, daha düşük gecikme ve daha fazla cihaz bağlanabilirliği sunan gelişmiş mobil ağlardır. Bu ağlar, nesnelerin interneti (IoT) gibi fabrikalarda akıllı sensörler ve robotlar arasındaki gerçek zamanlı iletişimi sağlayabilir. Trafik sıkışıklığını azaltmak ve güvenliği artırmak için trafik akışını optimize ederek akıllı trafik yönetimi ve böylece akıllı şehirlerin önünü açabilir. Kullanıcılara gerçek dünya üzerine sanal bilgiler katmanlayan arttırılmış gerçeklik (AR) deneyimlerinin altyapısını oluşturabilir.

Yeni teknolojiler güvenlik için de önemli

Gelişmekte olan teknolojileri takip etmek, gelecekteki dünyanın nasıl şekilleneceğini öngörmek açısından kritik öneme sahiptir. Sadece stratejik ve ülkeler arası ilişkiler bağlamında genel anlamda günlük yaşamda iş fırsatları, yeni endüstriler ve yaşam tarzımızdaki değişiklikler hakkında da bilgi sahibi olmamızı sağlar.

Bu teknolojilerin potansiyelini anlamak ve bunları kullanmak hem bireyler hem de toplumlar için yaşamsal önem taşıyor. Çünkü bu teknolojileri kullanabilen bireyler ve toplumlar kullanamayan birey ve toplumları hükmedebilirler. Öte yandan söz konusu teknolijiler, Türkiye’nin üyesi olduğu Atlantik İttifakı (NATO ile uyumlu (interoperability) askeri teknolojilere sahip olması güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Ülkemizin bu konularda geri kalması Batı İttifakı içerisinde uyum sağlamakta zorlanan, ortak güvenlik çalışmalarına katkıları sınırlı bir aktör olması riskini beraberinde getiriyor.

Türkiye, 2023 Yapay Zekaya Hükümetlerin Hazırlıklı Olma indeksine göre, birçok Doğu Avrupa ülkesinin ve hatta Suudi Arabistan’ın da gerisinde kalarak 47 sırada yer alıyor. Bu sıra bizim için alarm verici bir durum olsa gerek.

Sonuç olarak, yeniden şekillenmekte olan dünyada, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatının, gençlerimizin Gelişmekte Olan Teknolojileri anlamasını sağlayıp, bunlara hükmetmesine imkân verebilecek zemini oluşturuyor mu?

Bu sorunun yanıtını okuyucularımızın değerlendirilmesine bırakalım.

Notlar:

(*) Barış İstiyorsan Savaşa Hazırlan

(**) Şanghay İşbirliği, NATO üyelerinin bu teşkilata tam üyelik statüsü ile katılmasına kapalı. Türkiye’nin çeşitli coğrafyalardaki güvenlik kuruluşunda yer alma çabasının bu bölgelerdeki gelişmeleri yakından izlemesi açısından tabi ki yararlı olur. Ama hepsi içinde aktif olmasının zorluğu yanında “her yerde, her zaman var olmayı” isteyen kararsız ülke görünümü yaratma riski göz ardı edilmemeli.

(***) Orta Doğu’da dengeler yeniden kurulurken. T-24, 16 Mayıs 2021

(****) İslam dininin tüm inançlar gibi insanın kendinde başlayıp kendinde bittiği ve kimsenin kendi inancını başkasına empoze etmeye hakkı olmadığı anlayışındaki laiklik, demokrasinin temel taşıdır. Temel taşını çekerseniz sistem çöker. T-24, 16 Mayıs 2024

(*****) “Türkiye’nin önündeki iki seçenek: Uygar dünyaya açılma veya kendi içine kapanma” T-24, 25 Mayıs 2024

Our world is still in the throes of reshaping. We have expressed on various occasions in our previous articles that the instability and uncertainties created by these pains in our near and distant environment should not distract Turkey from its stable foreign policy line based on peace and cooperation.

At this point today, this need makes itself felt more than ever. XXI. We can call the feeling triggered in the international community by the polarizations, large and small bloody conflicts, regional wars and massacres of children, women and civilians that rapidly dominated the whole world as the first quarter of the century was completed, "unrest" to put it mildly, or even "fear" in one word.

Insecure environment and new technologies

While the world is experiencing incredible technological advances such as Artificial Intelligence, humanity is also witnessing conflicts that have taken on dimensions reminiscent of the Middle Ages. The failure to establish a new order to replace the international political order that was established after the Second World War and ended with the collapse of the Soviet Union in 1989 is challenging for humanity. As we enter a new century, we do not abandon our hopes of achieving a peaceful and prosperous world based on solid foundations, despite everything. But these hopes never come true. The reason for the current unrest in societies all over the world lies precisely in the spiritual decline caused by this disappointment.

This feeling of insecurity drives the nations of the world to seek greater security day by day, individually or through alliances. States are aware that they cannot overcome the tests of the dangerous world alone, and they are strengthening their existing alliances, if any, establishing new ones and trying to join existing ones. While this situation leads to increasing tensions in the world, the proliferation of alliances, incredible armament and technological developments, the United Nations (UN) and International Law, which have never been a source of complete trust at any time, completely lose their ability to be the guarantee of peace.

The proverb Si vis pacem, para bellum (*) regains its status as a valid rule.

Türkiye in a period of uncertainty

Türkiye is in a central position of all these developments due to its geo-strategic situation. Therefore, we see that our country has joined the countries in search of new alliances, rather than strengthening its place in multiple or bilateral alliances such as the Atlantic Alliance, against the threats of our dangerous world. (**)

However, let us not forget that Turkey has not made any sharp changes in the formation and implementation of its foreign policy and the axis and direction of its security strategy for more than two-thirds of the last century. On the contrary, he lived with a certain consistency and reliability. In this way, it stayed out of the Second World War, which caused great human losses, land loss and material destruction. (***) It preserved its secularism, (****) its democratic regime based on free elections, and therefore its sovereignty, independence and territorial integrity. He achieved this result thanks to the continuity of his vision of peace based on reason and science, even though there is no widespread and strong tradition and demand for democracy in our public.

Thanks to the vision of reason, science and peace that all Republican governments in power since 1923 have adopted in state administration, it has ensured the continuity of our secular and Republican regime by explaining certain long-term strategic goals and a certain order of priority of these goals.

In this period of dangerous uncertainty that the world is currently experiencing, Turkey's greatest internal and external assurance will be to acknowledge the fundamental principles it established 100 years ago, including women's rights, and to continue the effective implementation of these principles.

Türkiye Century Education Model curriculum

The Turkish Century Education Model Curriculum , prepared by the Ministry of National Education and accepted by the Turkish Grand National Assembly, proves that our country is behind its time. XXI. As the first quarter of the century comes to an end, it is envisaged that the Republic of Turkey will prepare its children for the future with an ideological curriculum based on "Allegiance and Obedience". It is thought that by reducing the hours devoted to mathematics, it can dominate the technologies of this century and the centuries to come.

However, providing children with a good education based on positive science rather than ideology will be enough for them to find their own path now and in the future, to become "perfect human beings" and for their country to take its strong and honorable place in the league of countries in the world that are governed, not governed.

In order to evaluate some of the technical details of this vital proposal of our Ministry of National Education and its meaning for our children and our country, Child Rights Expert Dr. I believe that it will be very useful to benefit from Menekşe Tokyay Ünlühisarcıklı's two comprehensive and detailed articles: “ Preschool curriculum and expectations” and “Are you among those who could not Estonianize the Education System?” 

emerging technologies

Emerging technologies are technologies that have the potential to create incredible qualitative changes in our daily lives in the future. They are still immature parts of today's high technologies.

Almost every year, the World Economic Forum publishes reports on the 10 most important technologies of that year. Detailed reports can be viewed at this link :

In addition, NATO lists some Emerging New Technologies in its documents with a more policy and strategy-oriented view. In this context, emerging technologies as included in NATO documents are listed as follows:

·                Artificial intelligence (AI);

·                Autonomous systems;

·                Quantum technologies;

·                Biotechnology and human enhancement technologies;

·                Space;

·                Hypersonic systems;

·                New materials and production;

·                Energy and impulse; And

·                New generation communication networks.

Artificial intelligence, autonomous systems, quantum computers

Let's try to briefly explain these new technologies topics below, using the reports we mentioned above:

·                Artificial intelligence (AI): Computer systems that exhibit human-like intelligence and can perform complex tasks. These systems can offer the opportunity to speed up decision-making processes and follow more accurate policies. However, it may also lead to political instability and crises due to the development of autonomous weapons and their use in disinformation.

·                Autonomous systems: Autonomous systems are robotic technologies that can make decisions and perform tasks without human intervention. For example, these systems can make autonomous decisions and operate attack or defense mechanisms in military operations (for example, drones) and cyber security (automatic defense systems). However, since a person does not make a decision here, the responsibility for the negative situations caused by the decisions made is a matter of debate.

·                Quantum computers: Quantum computers are powerful machines that work on the principles of quantum mechanics and can solve some problems much faster than traditional computers. It could have major implications in international politics, especially in the field of encryption. Quantum computers could reveal classified information by breaking existing encryption methods, which could pose serious threats to national security, intelligence and diplomatic communications.

·                Biotechnology and human enhancement technologies: Biotechnologies offer the opportunity to develop new products and technologies using biological processes, cells or cellular components. These risks include the risk of proliferation of new biological weapons resulting from accessible biotechnology research and the unpredictable spread of biological agents. Human enhancement technologies, on the other hand, enable individuals to operate beyond normal human limits. These technologies offer opportunities in the field of defense and security; Advances in military medicine and personnel rehabilitation are possible in areas such as increasing mobility and improving cognitive awareness.

Space, hypersonic systems, new materials

·                Space: Space is becoming increasingly important for the security and well-being of humanity. Weather monitoring provides benefits in many areas such as environment, agriculture, transportation, science, communications and banking. The use of space has greatly increased the ability to anticipate threats and respond to crises more quickly, effectively, and precisely. Access to space and space technology are no longer the monopoly of just a few nations; has become more accessible, cheaper and capable. Most space capabilities are dual-use, serving civil/commercial and military purposes. From a security and defense perspective, space is becoming increasingly competitive and complex.

·                Hypersonic systems: Hypersonic systems are weapons or vehicles that travel faster than 5 times the speed of sound (Mach 5+). Thanks to this speed, they have the potential to evade existing defense systems and reach their targets in a very short time. This technology can be used on platforms such as missiles, aircraft and unmanned aerial vehicles. These structures have the potential to cause serious changes in the balance of deterrence and terror.

·                New materials and production: It includes the development and production of materials with superior properties that exceed the limits of traditional materials. These materials may be lighter, stronger, more durable or have special functions. For example, in the field of aviation and space, lightweight and durable composite materials increase the fuel efficiency of aircraft and space vehicles. Or high-efficiency solar cells and energy storage materials expand the use of renewable energy sources. It also enables the development of flexible and transparent conductive materials, wearable technological products and parts such as foldable screens.

New generation energy sources and communication networks

·                Energy and thrust power: Energy and thrust power includes new generation energy sources and more efficient movement systems. Nuclear fusion, renewable energy storage and advanced battery technologies are some of the innovations in the field of energy. In terms of propulsion, electric and hybrid engines, ion thrust engines and even rocket technologies developed for space tourism come to the fore. These technologies have the potential for use in a wide range of areas, from electric vehicles to space exploration, from diversification of energy production to a more sustainable future.

·                Next-generation communication networks: Next-generation communication networks (5G and beyond) are advanced mobile networks that offer higher speeds, lower latency, and greater device connectivity. These networks can enable real-time communication between smart sensors and robots in factories, like the Internet of Things (IoT). By optimizing traffic flow to reduce congestion and improve safety, it can pave the way for intelligent traffic management and thus smart cities. It can create the infrastructure for augmented reality (AR) experiences that layer virtual information onto the real world for users.

New technologies are also important for security

Following emerging technologies is critical to predicting how the future world will be shaped. Not only in the context of strategic and international relations, it also provides us with information about business opportunities, new industries and changes in our lifestyle in daily life.

Understanding the potential of these technologies and using them is vital for both individuals and societies. Because individuals and societies that can use these technologies can dominate individuals and societies that cannot. On the other hand, the technologies in question are of great importance for security as Turkey has interoperable military technologies compatible with the Atlantic Alliance (NATO), of which Turkey is a member. Our country is lagging behind in these matters and is an actor that has difficulty in adapting within the Western Alliance and whose contributions to common security efforts are limited. brings with it risk.

According to the 2023 Artificial Intelligence Government Preparedness index, Turkey ranks 47th, falling behind many Eastern European countries and even Saudi Arabia. This sequence must be an alarming situation for us.

As a result, in the world that is being reshaped, does the Turkish Century Education Model Curriculum provide the basis for our young people to understand Emerging Technologies and enable them to master them? 

Let's leave the answer to this question to our readers.

Notes:

(*) If You Want Peace, Prepare for War

(**) Shanghai Cooperation is closed to NATO members from joining this organization with full membership status. Of course, Turkey's effort to take part in the security establishment in various geographies would be beneficial in terms of closely monitoring the developments in these regions. However, in addition to the difficulty of being active in all of them, the risk of creating the appearance of an unstable country that wants to "be present everywhere, always" should not be ignored.

(***) While balances are being re-established in the Middle East. T-24, 16 May 2021

(****) Secularism, which is the understanding that the religion of Islam, like all beliefs, begins and ends within oneself and that no one has the right to impose their own beliefs on others, is the cornerstone of democracy. If you pull the cornerstone, the system collapses. T-24, 16 May 2024

(*****) “Two options before Turkey: Opening up to the civilized world or closing in on itself” T-24, 25 May 2024