Bir "kaçış rampası" olarak Dışişleri Vakfı

Tasarruf Paketi açıklandı. Kamunun araç edinmesine kiralamasına, yeni kurum kurma faaliyetlerine de birçok kısıtla birlikte sınır geldi. Derken iki gün sonra Meclis'te Dışişleri Teşkilatı Güçlendirme Vakfı kurulmasına dair kanun teklif görüşüldü. "Nasıl bir bağlantı" derseniz şöyle: Bu Vakıf, Hazine'nin aktaracağı 10 milyon TL ile kurulacak ve sonra hem ticaret yapacak, hem arsa arazi, araç kiralayabilecek hem de üniversite kuracak.

Vakfın amacı, "daha donanımlı uzman diplomat yetiştirmeye katkıda bulunmak diye açıklanıyor ama araç kiralamanın, ipotek tesisinin, hisse senedi alıp satmanın uzman diplomat yetiştirme amacıyla nasıl bir alakası var sorusuna tutarlı ve doyurucu bir yanıt verilemiyor. 

Tıpkı, "Madem amaç uzman ve donanımlı diplomat yetiştirmek. Yine sizin kurduğunuz bir Diplomasi Akademisi zaten var. Yeterli mi gelmedi?" sorusuna tutarlı bir yanıt verilemediği gibi. Şimdiden "Paralel Dışişleri" diye nitelenmeye başlanan Vakıf girişiminin, üç yıllık tasarruf genelgesinden bir kaçış olduğu açık. Ama bu kadarla kalmıyor tabii. Vakfın faaliyet alanlarına bakılacak olursa, köklü bir geleneğe sahip temel bir devlet kurumunun kalıcı biçimde bütçe birliğinden uzaklaşması, Sayıştay denetiminden çıkması için için kanun görünümünde nasıl ince bir "mühendislik" yapıldığı da net olarak görülebilir.  

Vakıf ticaret yapıp üniversite açacak

Geçen Çarşamba TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen kanun teklifi, muhalefetin yoğun itiraz ve eleştirileri altında kabul edildi. (Zaten başka bir ihtimal yok bildiğiniz gibi. Saray mutfağında hazırlanan ancak TBMM üyesi vekillerin imzalarını taşıyan bir kanun teklifi, Cumhur İttifakı aritmetiği gereği el mahkûm kabul edilecek.) 

"Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı" yasasının getirenler ve savunanlar, bunun, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı, Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı gibi vakıflarla benzer özellikler gösterdiğini ifade ediyor. Amacın bakanlık mensuplarına kişisel imkanlar sunmak olmadığını söylüyor. Ancak taşınmaz alım satımı, takas, trampa yapmanın, bina inşa etmenin kira sertifikası alıp satmanın, ticari şirket kurmanın Dışişleri Bakanlığı'na ve ülkeye nasıl yararlar sağlayacağını net olarak anlatamıyor. En azından okuduğum, kanun teklifinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tutanaklarında Dışişleri Vakfı'na yüklenene ticari faaliyetlerin kamu yararı bağlantısını kuramadım.

Sayıştay denetimi dışı

Vakfın Sayıştay denetimi dışında olmasının, hiç denetlenmeyeceği anlamına gelmediği de ifade edildi görüşmelerde. Bunun anlamı ise şu: Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne tabi olacağı için yine denetlenecek. Bu noktada biraz durmak gerekiyor. Siz bir vatandaş olarak hesaplarını, bilançosunu, gelir kaynaklarını ve neyi nasıl harcandığını merak ettiğiniz hangi vakfın güncel faaliyet raporlarına ulaşabilirsiniz? İlgili makamlara sorsanız bunu saydam biçimde açıklarlar mı? Dolayısıyla -kuruluşu eli kulağında olan- Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'nı Sayıştay'ın denetleyemeyeceği biçimde kurgulamak, o vakfı diğer pek çok vakıf gibi bir kapalı kutu haline getirmek anlamına gelir.

Gerçi, Vakfın mütevilli heyetinin başkanlığına Dışişleri Bakanı getirileceği ve diğer üyeleri de Bakan seçeceği için, Bakan'ın bu denetimi "her zaman denetleme yetkisin sahip olacağı" da ifade edilmiş Komisyon görüşmelerinde. Siyasi bir pozisyona sahip bir bakanın bu denetimi, kariyer esasından gelen bir denetçi gibi yapabileceği söyleniyorsa ne âlâ. Kamu kaynağından yana kimsenin endişesi olmasın o zaman. 

2024 yılı bütçesinden Dışişleri için ayrılan bütçe yaklaşık 31,4 milyar TL. Komisyon'un CHP'li üyesi Aşkın Türeli, "İhtiyaç varsa, hepimiz Parlamento olarak yurt içi veya yurt dışına bütçeye o rakamları koyalım. Koymalıyız" diyerek yeni bir Vakıf kurulmasına dair soru işaretlerini netleştiriyor. Ama sonucu değiştirmeye yetmiyor. Sonuç ne derseniz, yasa teklifi kabul edildi. Yakında Genel Kurul'dan da geçerek yasalaşır. 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Tasarruf Paketi'nin "dostlar alışverişte görsün" planı olduğu bir kez de Dışişleri Vakfı yasasıyla tescil edilmiş olur. 

Odağına ticareti koyan bir vakfın diplomasiye ve kamu yararına yüksek katkılarını herhalde ileri zamanlarda daha iyi görürüz.